1. BÖLÜM

115 3 2
                                    

...Multimedia; Karakterler...

...Öykü'den...
İnsan hayatında ona kol kanat gerecek bir ailesinin olmasına o kadar muhtaçtır ki bunu her yaşta hisseder. Ailenin sıcaklığı her yaşta insanın içini ısıtır. En iyi arkadaş ise insanın dert ortağı olur. Kardeş ise uğruna önüne her şeyi sereceğin biridir. Hele bir de ablaysanız bu daha da sorumluluk ister. İnsana ailesi yanında olmadığı zaman mal mülk boş gelir. Belli bir yaştan sonra da hayaller başlar. Olmak istediğin özendiğin bir şeyi hedef belirlersin kendine ve onun için çalışmaya başlarsın emek verirsin. En güzeli de o emeği verirken sevdiklerinin yanında sana destek veriyor olmasıdır. Hayaller hayata tutunmak için gerekli bir şeydir. Onları gerçekleştirmek için çabaların ise senin ne kadar kararlı ve başarılı olacağını görmeni sağlar. 

Ben Öykü Acar. 22 yaşındayım.  Bursa da yaşıyorum. Uludağ Üniversitesi konservatuar son sınıf öğrencisiyim. Zengin bir aileden geliyorum. Annem Mine emekli avukat; babam Metin ise üç şirketin yöneticiliğini yapan bir iş adamıdır. Erkek kardeşim Ömer ise benden bir yaş küçük ve benimle aynı okulda aynı bölümde okumaktadır. Bir de bizimle yaşayan ailesi küçük yaşta trafik kazasında ölen amcamın kızı Hazal ailemize dahildir. Kardeşimle aynı yaşta olan fıstık kuzenim de Ömer ile aynı sınıfta okumaktadır.

Ailemiz bizim her istediğimizi yerine getirmiş hatta mesleğimizi bile kendileri karar vermişlerdi. Fakat biz hayallerimizi gerçekleştirmek için bu bölümü seçmiştik. Benim ve çocukluk arkadaşımın en büyük hayali ise ünlü müzik grubu kurmaktı. Bunun için de derslerimize sıkı çalışıyor ve her etkinliğe girip hakkıyla kazanıyorduk. Okulda popülerliği sağlamış iki kişiydik. Grup ismimiz bile vardı. Dark Angel diye havalı bir isimdi. Bu aralar ise bir festivale hazırlanıyorduk. Festival de ünlü kişiler olacaktı. Bize destek olan can Aslı hocamız da bu fırsatı değerlendirmek için bizi festival içinde olacak şarkı yarışmasına sokmuştu. Fakat grupta iki kişi eksikti. Bunun için bir afiş hazırlamıştım. Bunu okulun koridoruna asacaktım Bu sayede grubumuz dört kişi olacaktı.  

...Duygu'dan...
Hayatım benim yaşımdaki kişilerin hayatından kat be kat iyi gidiyordu. Yaşadığım her süre boyunca da hep böyle olmuştu. Ben Duygu Arslan 22 yaşındayım. En yakın arkadaşım öykü ile aynı sınıfta okuyoruz. Hayalimiz tanınan büyük bir müzik grubu olmak bunun için de konservatuar bölümünde okuyoruz. Son sınıfız ee biraz da okulun popülerliğini yakalamış bir grubumuz var; henüz iki kişi olsa da katılacağımız yarışma için birilerini bulmaya çalışıyoruz.

Zengin bir ailenin çocuğu olduğum için hayatım boyunca her istediğim oldu. Annem Fatma emekli matematik öğretmeni babam ise hala üç tane şirketinin başında duruyordu. Kız kardeşim Didem de benimle aynı okulda aynı bölümde okuyordu.  Benden bir yaş küçüktü. Bir de ailesini kaybeden kuzenim Hakan vardı. Hakan annesini doğum da kaybetmiş babasını ise beş yaşında kazada kaybetmişti. Oda kardeşim ile aynı sınıfta okuyordu.

...Emre'den...
Hayat bir insana genç yaşta iğrenç gelemezdi herhalde. Bana geliyordu yaşadığım hiçbir şeyden tat almıyordum. Ailemi kaybettikten sonra kendimi kaybetmiştim. Ben Emre Aydın 22 yaşındayım. Konservatuar son sınıf öğrencisiyim. Ailemi on beş yaşında tam doğum günümde berbat bir trafik kazası sonucu kaybettim. İş gezisine gitmişlerdi. Kış ayında olduğumuz için yollar kaygandı. Bir gün önceden doğum günüm için hediye sipariş etmiştim. Ertesi gün ise yengemler de yaptığım kahvaltıda kaza haberi gelmişti. O an yani o günden sonra ben eski emre olamadım. Amcamlar bana bakmaya benimle ilgilenmeye başladı. Ama başaramadılar. Amcamlar da yaşamaya başladım. Kuzenimle de aynı bölüme ve aynı sınıfa gidiyorduk. Başka bir semte taşındığımızdan dolayı yatay geçiş yapıp Bursa Uludağ Üniversitesine geçmiştik.

...YENİ BİR BAŞLANGIÇ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin