15.Bölüm🐾

1.6K 70 74
                                    

"Ne gelir elimizden insan olmaktan başka?"
~Edip Cansever

"E o zaman müzik odasına ?"

Asiye: Tamam, hadi.

Bakıyorum da ne çabuk unuttun babanın yaptıklarını. Bak Doruk bunlar öyle içine atılacak meseler değil! Her ne kadar dalgaya vursam da olmaz. Melisa'ya da anlatmalısın oda bilmeli. Abi-kardeşsiniz siz. Sen her ne kadar bunları biliyorsan Melisa'nın da bilmeye hakkı var. Bu gece anlatmalısın başka yol yok. Bakarız. Evet evet ben ağzına da gireyim sen gör. Tamam.

Müzik odasına varmıştık. Asiye içeri geçince bende kapıyı kapattım. Gitarım burdaydı zaten. Hemen yerime kuruldum.

"Asiye biz hâlâ karar vermedik,ne söyleyeceğiz?"

Asiye:Bende bilmiyorum ki.

"Bu gün Buray'dan Tac Mahal'i söyleyelim olur mu? Biliyor musun sen o şarkıyı?"

Asiye: Iı hayır,bilmiyorum.

"Peki o halde ben telefonumdan sana sözleri açsam olur mu?"

Dodo amma taktın sende şarkıya. E ne yapayım seviyorum.

Asiye: İyi tamam olur ama daha sonra da benim istediğim şarkıyı söyleyeceğiz. Anlaştık mı?

"Siz nasıl uygun görürseniz Asiye hanım."

Küçük bir kahkaha attı. Telefonumu cebimden çıkartıp hemen şarkı sözlerini açtım. Daha sonra da Asiye'ye verdim telefonu.

Dua et birisi kötü bir mesaj atmasın.

"Başlıyorum o zaman."

Beni gözleriyle onayladı. Gitarımla girdim şarkıya.

"Ben hiç sevilmedim ki, sevmeyi nerden bileyim?
Acımaz oldu belki canım, katılaştım buz kestim.
Bana hiç dokunan olmadı, seni söyle nasıl sarayım?
Bir gecelik kaçamaklar bile, uğramadı kalbime."

Ama Asiye şarkıyı söylemiyor bana tatlı tatlı bakıyordu. Hop dedik.

"İçimde soğuk rüzgarlar,
Büyük hasarlar var.
Yangınlar, uçurumlar
Cehennem kadar." (2x)

Sanırım bu şarkı beni anlatıyordu. Yani,galiba. He gülüm he. Gülüm deme sonra huy yapay. A a a sen benimle dalga mı geçiyorsun? Estağfurullah.

"Beni seve seve, hadi canıma bak.
Herkes gibi tek bırakıp gitme!
Beni kaderimin elinden al, sakın ola pes etme
Beni sara sara, bi bakarsın iyileşiverir tüm yaralarım.
Seni ben o zaman, yedi harikadan Tac Mahal'im yaparım."(2x)

Bitmişti şarkım. Güzel söyledim bence. Dangoza bak aman bir ego bir ego.

"Neden sende söylemedin?"

Asiye: Sen biranda şarkıya girince susmak istedim. Çok güzel söylüyordun da.

"Teşekkür ederim Asiye hanım. Sizden böyle güzel kelimeler duymak şaşırtıcı ve güzel."

Ve Shane Larkin'den üçlük. Galip Anadolu Efes ! Dırıdırdırıtdıt. Ne diyorsun oğlum? Sen kendi işine bak yiğidim.

"Ee sen ne söyleyeceksin?"

Asiye: Melek Mosso - Vursalar ölemem.

Nice!

Gitarla girdim oda söylemeye başladı.

Asiye: Kar hazır inmeye saçlarıma,
Beklemedim ki, beklemedim.
Geçsin ömrümün yaz baharı,
İstemedim ki, istemedim.

Gençliğimin gül bahçesinde,
Aldı telaş beni ellerine.
Sen bırakma beni!
Kalbimin gerçeği.

Düştüm aşkının ayağına!
Durma, durmaz geceler.
Durma, durmaz çileler.
Durma, dursun yüreğim.
Sana binlerce kez öleceğim.

Bozulur yasaklar, kurallar.
Sevişmek bağışlanmaz.
Affetme beni!
İçimde korku, heyecan,
Aşkınla başım dönerken vursalar ölemem.

Lan hacım siz şimdi hangi şarkıyı söyleyeceksiniz şimdi? Karar veririz biz en kısa zamanda. Aman bir şeyden  de eksik kal!

Asiye'ye bir şey hatırlatmak istercesine baktım.

"Asiye acaba şarkı konusunda ikimizde aynı şeyi düşünüyor olabilir miyiz?"

Asiye: Galiba evet.

"Bence bu günlük bu kadar yeter. Ne dersin?"

Asiye: Son bir şarkı ?

" İyi hadi öyle olsun bakalım."

Ve Halil Dervişoğlu kıramadı sevdiceğini. Halil ne alaka. Hani Galatasaraylısın ya, ondan dedim. Anladım sen bir daha böyle örnekler verme . Peki veririm.

Asiye'yle son şarkımızı da söyleyip çalışmayı bitirmiştik. Benim hemen Melisa'yı bulmam gerekiyordu.

"Asiye ben gidebilir miyim ya? Melisa'ya bir şey anlatmalıyım da. Şeyle ilgili. Neyse sen anladın işte."

Asiye: Tamam görüşürüz o zaman.

"Görüşürüz."

Gitarımı çantasına koyup hemen sınıftan çıkıp Melisa'yı aramaya başladım. Sınıfta yoktu. Cafede de yoktu. Bahçeye çıktığımda banklardan birinde tek başına oturuyordu. Ne olmuştu acaba? Hemen yanına gittim. Melisa'ya çay yok! Anlamadım? Ne diyem,şah mı diyem?  Git işine hacı abi. Şurda önemli bir mesele konuşacağız. Kes lan sucuk!  Sucuk? Bak işine hele.

Melisa'nın yanına oturdum. Ağlıyordu.

"Ne oldu, niye ağlıyorsun sen?"

Cevap vermemişti.

"Melisa ne oldu canım?"

Melisa: Abi Harika bana bir şey dedi.

"Ne dedi?"

Melisa: Babam... Annemi Suzan teyze ile aldatıyormuş.

Ağlayarak bana sarıldı.

Melisa: Niye tepki vermiyorsun? Biliyor muydun yoksa?

Hemen sarılmayı bırakıp ayağı kalktı. Ah Harika ah!

"Bende yanına bunu söylemek için gelmiştim. Asiye ile sahildeyken görmüştük. Şey yapmıyorlardı. Neyse boşver. Ama bende yeni öğrendim."

Melisa: Asiye'nin de haberi var yani. Anladım. Annem ? Annem bunu öğrenmeli.

"Akşam geç gelir zaten büyük bir ihtimalle babam. O sırada da söyleriz. Hayır nasıl karşılayacağını da bilemiyor ki insan!"

Melisa: Bunu yapmış olmaması için her şeyi yapardım.

Bende ayağı kalkıp ona sarıldım.

"Melisa bir şey daha var."

Melisa: Yine ne yapmış olabilir bu adam.

"Sanırım Asiye'lerin ailesinin ölümünden de babam sorumlu ."

Melisa: Ne!

Paldır küldür söylemeseydik keşke. En azından hayattayız buda bir şey abi. Yak be!



~ Dostlarım selam.🙋🏻‍♀️ Bu bölümde böyle. Düşüncelerinizi yazı lütfen. Beni takip edip vote-oy- atarsanız çok mutlu olurum.  2. Fragman gelmiş!! Yorum yapın hemen!!Melkad & Süskad? Seçin.İyi okumalar. Sahurunuzu iyi yapın! İyi geceler tatlı uykular. ❤️~

~OLMAZSAN OLMAZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin