Karşımda Bakugou, Aoayama, Midoriya, ve Todoroki'yi gördüm.
Bu çocuklar gerçekten kendi canlarını hiçe sayıyorlardı. Onlara bıkkın bir şekilde baktığımda Aoyama hemen söze girdi:
-Yume benimle ölecekmiş gibi konuştuktan sonra seni yalnız bırakmazdık.
Aslında bunu her ne kadar dile getirmesem de ben de korkuyordum. Babamın anlattıklarına göre dedem korkunç ve aşırı güçlü bir adammış, yani orada başıma neler gelecek bilmiyordum.
Dedemin çok merhametli biri olduğunu zannetmiyorum.
Bir şey demedim sadece gülümseyerek kafamı salladım.
Aniden gelen izlenme hissî ile kafamı yolun uzağında kalan ağaçlık kısma çevirdim.
-Çık dışarı! Diye bağırdım.
Herkes her an gelecek olan tehlikeye hazırdı. Ağaçlardan çıkan birkaç yavru kediyi görünce herkes rahatlamıştı.
Aoyama heyecanla Midoriya'nın koluna sarıldı:
-Ya! Çok tatlılar. Onları da yanımıza alabilir miyiz? Dedi dudaklarını büzerek.
Midoriya ellerini koyacak yer bulamamıştı ve her geçen dakika biraz daha kızarıyordu.
-Bir dakika, dedi Todoroki eliyle bize sus işareti yaparken.
Bakugou yanıma bir patlama gönderdiğinde çabucak diğer tarafa koştum.
Akira...
Akira sırıtarak bize baktığında Bakugou sinirden yerinde duramıyordu.
-Akira canını yakmamızı istemiyorsan şimdi çekip git! Tek başınasın ve seni her an öldürebiliriz! Dedim sakin kalmaya çalışarak.
Akira histerik bir kahkaha attı ve gözlerini bana dikerek konuşmaya başladı.
-Yalnız olduğumu söylediğimi hatırlamıyorum?
Biraz uzaktan gelen kanat sesinin düşündüğüm kişiye ait olmaması için dua ettim ve yavaşça kafamı çevirdim.
O, gene o, yine o, hep o.
Yeter.
-Hawks biliyor musun o kanatlarını yakacağım!? Artık kaçacak bir imkânın olmayacak.
Hawks bir saniye bile beklemeden sinirle üstüme atladığında Todoroki bağırarak:
-Biz Bakugou ile Akira'yı hallederiz, dedi.
Ona minnet dolu bakışlarımı gönderirken Midoriya söze daldı:
-Yume izin ver biz de yardım edelim.
-Sakın! Onun işini ben bitireceğim, dedim bağırarak.
Ne kadar memnun olmasalar da kafa salladılar ve onlar da Akira'nın peşine gittiler.
-Kaldık baş başa. Fazla iddialı kelimeler söyledin umarım altında kalmazsın, dedi Hawks.
-Yapmadığım şey değil. Seni ikinci kez yenmiş olacağım, hem de bu sefer kendi ellerimle. Benim için hava hoş.
Kanatlarımı çıkardım ve ikimiz de gökyüzüne çıktık. O üstüme tüylerini ardı ardına gönderirken kaçmak biraz zordu. Ayrıca onu göremiyordum. Birden arkamda bir acı hissettiğimde beni tüyü ile kestiğini anladım.
Hemen etrafımda döndüm ve kanatlarımı etrafıma sardım. Çıkan rüzgâr ile kanatlar bana ulaşamıyordu.
Kanatlarımı alev ile sardığımda bana ulaşmak isteyen Hawks'ın kanatlarının çoğu yanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚖𝚢 𝚏𝚊𝚝𝚑𝚎𝚛𝚜
FanficHawks ve Dabi'nin kızı olmak mı? (Kitapta yaşlarla ilgili mantık hatası var herkesi reşit düşünerek okuyun)