Bölüm 8: ''Kırmızı Kurdeleler"

248 37 80
                                    

Ürküyorsun.
Korkmalısın.
Elleri tenine ulaşırsa,
Merhametin öldüğü yerde ölürsün.
İşte böyleydi dünya,
Minik bir satranç tahtasında dönen büyük oyunlarda şah, mata aşık olmuştu.

#Jacob Ladegaard - Autumn Breeze

Bölüm 8: "Kırmızı Kurdeleler"

14 Ağustos 2007

Evinin koridorunda bir ileri, bir geri koşuşturuyordu.
O kadar mutluydu ki...

Bugün Soo Young'ın doğum günüydü.

Bir elinde tuttuğu kırmızı balonu, üzerine giydiği ve içinde gerçekten çok özel hissettiği kırmızı elbisesi ile bugünün prensesi kesinlikle oydu. Bunu hissediyordu içinde bir yerlerde.

Doğum günü kutlamasını apartmanlarındaki arkadaşları ile yapacaktı. Onlar birazdan gelmek üzereyken, annesi ise telaş içinde mutfakta ikramlıkları hazırlıyordu.

Annesi kızı için en iyisini yapmak istiyordu.
Kore'ye özgü lezzetleri elleri ile hazırlarken çok özeniyordu ancak birazdan misafirlerin gelecek olması ile eteklerinin ucu ateş almıştı.

Ablasına paniğinden dolayı bağırarak işleri tamamlaması gerektiğini ikaz ediyordu.

O esnada Soo Young gülümseyerek elindeki balonu ile mutfağın kapısını açarak içeriye girmişti.

Annesi ve ablası telaşları ve hızlı olmalarının gerektirdiği koşullardan dolayı Soo Young'a bakamamıştı bile.

Soo Young'ın ise bu telaşlı ortam zerre kadar umrunda değildi.
O sadece burnuna dolan bu müthiş kokuların kaynağını görmek istiyordu.

Masaya henüz yetişen boyu ile, masa üzerindeki sıcak tepsilerin içindeki kurabiyelere bakıyordu.

Panda şeklinde yapılan çikolatalı ve vanilyalı kurabiyeler gerçekten de lezzetli görünüyordu.
Elindeki balonunu bırakmadan tek eli ile onlardan bir tanesine uzanıp yemek istedi.

Elini uzatması ve açıkta kalan beyaz tenine değen sıcak tepsi ile canının yandığını hissedip ani bir hareket ile kolunu çekmesi ile sıcak tepsi ve içindeki kurabiyelerin de yere düşmesi bir oldu.

Soo Young canı yanarken tepsinin düşmesi pek umrunda olmamıştı.

Civcivi, yüreğinin duvarlarından Soo Young'ın acıyan kolunun acısını dindirmek istercesine üflemeye başladı.

Annesi bu sesi duydu, ancak bundan önce sesi duyup arkasını dönen kişi ablası olmuştu ve, büyüyen gözleri ile Soo Young'a bakmıştı.

Soo Young kolunu ovuştururken hızlı hızlı koluna üflüyordu.

Annesi arkasını döndü.
Telaşı ile ter döküp, özenle hazırladığı kurabiyelerin şimdi Soo Young tarafından yere döküldüğünü görmesi ile...
Canlı bir bombaya dönmesi kaçınılmaz oldu.

Kocaman açılan gözleri, akının ortasındaki açık kahverengi gözlerinin Soo Young'ı bulması uzun sürmezken sesini yükselterek, "Sen ne yaptın?"dedi.

Soo Young, kolunu ovuştururken mırıldandı, "Kolumu yaktım..."dedi kısık bir ses ile.

Annesi, emeklerinin ve telaşının getirdiği bu rezalete tahammül edemedi ve olduğu yerde renkten renge girerek tüm stresini Soo Young'tan çıkarmaktan gocunmadı.

Soo Young'ın küçük bileğini kavradığı gibi sıkıca tutup onu arkasından sürüklercesine mutfaktan çıkardı ve kapının önünde ittirerek bıraktı.

𝘏𝘦𝘭𝘱 𝘔𝘦 ❦ 𝑱𝑱𝑲 / 𝐀𝐬𝐤ı𝐲𝐚 𝐀𝐥ı𝐧𝐝ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin