5

1.4K 125 64
                                    

*5 yıl önce*

Şu an Thanos ve Steve'in kavgasını ayırmaya çalışıyorduk. Thanos Natasha'nın üstüne yürüyünce Steve onu koruma amaçlı önüne geçmişti ve olanlar olmuştu.

"Siz!"

Bizim onca zamandır ayırmaya çalıştığımız kavgayı koyu tenli göz bandı olan bir adam tek sözüyle ayırmıştı.

Herkes ona dönünce Wanda kulağıma fısıldadı.

"Bu Nick müdür yardımcısı"

Parmağıyla bizi işaret etti. Ben Wanda Natasha Steve Thanos ve Thanos'un arkadaşını.

"Cezalısınız"

Böyle bir şey beklemiyordum. Kim ilk günden cezaya kalabilirdi ki. Otomatikman Wanda'ya döndüm. Herkes ağzını açmaya korkuyor gibiydi. Bu adam korkunçtu demek ki. Ben de bunu öğrenmek istemiyordum. O yüzden çenemi kapattım.

Nick oradan uzaklaşır uzaklaşmaz Thanos sinirle Steve'e döndü. Ama bir şey yapamadı çünkü Nick arkasını dönüp tekrar bize baktı.

Şimdi düşündüm de burada ne değişik isimler vardı ya. Loki, Thor, Thanos falan. Kim buluyordu böyle isimleri.

"Sınıflarınıza. Hemen!"

Kimse itiraz etmeden ilerleyince ben de ilerledim.

Akşam olunca Wanda ile ceza sınıfına ilerledik iyice yakınlaşmıştık. Onu sevmiştim de.

"Bunun için cezaya kaldığımıza inanamıyorum"

Cezaya kaldığımızdan beri söyleniyordu. Sanırım pek cezaya kalmıyordu.

"Bir saatçik hemen geçer"

Wanda şok içinde bana döndü. İşte o zaman cezanın bir saatçik olmadığını fark ettim.

"Bir saatçik mi? Nick cezaya bıraktıklarına ne yaptırır biliyor musun?"

Kafamı iki yana sallayıp sordum.

"Ne?"

"Tüm okulu temizletir. Allahtan kalabalığız"

Olduğum yerde durdum. Sesimi alçalttım.

"Tüm okul mu? Ciddi misin?"

Beni sürüklemeye başladı.

"Geç kalırsan yarın da temizlersin"

Sınıfa girdiğimizde Loki ve Thor'un da orada olduğunu fark ettim. Nedenini bilmiyordum ama ikisinin morali de aşırı bozuk gibiydi. Thanos ve arkadaşı yoktu ama diğerlerinin aksine. Umarım gelirlerdi. Ama gelmeseler de sorun olmazdı Nick denen adam daha çok ceza verirdi.

Kapı açılınca oraya döndüm. Kalbim nedense pat pat atmaya başladı. Çok heyecanlanmıştım nedense. Oysa ki sadece tanımadığım birini görmüştüm. Bir ara bana baktı. Ama umursamaz bir şekilde tekrar önüne döndü. Ne kabaydı ama.

Gidip Steve'in yanına oturdu. Sonra aklıma sınıfta bahsettiği arkadaşı geldi. O mudur dedim?

Bu sırada içeri Nick girdi. Herkesi tek tek kontrol etti. Sonra öğretmenler masasına ilerledi.

"Thanos ile arkadaşı bugün cezada olmayacak"

Bu ne denemekti şimdi. Kavgayı o başlatmıştı. Ne saçma bir şeydi. Herkes Nick'in ne diyeceğini bekliyordu.

"Ödevlerini bitiren çıkabilir"

Herkes isteksizce kitaplarını çıkardı. En azından okulu temizlemeyecektik. Düşündüğüm kadar kötü biri değildi sanırım bu Nick. Ya da iyi tarafından kalkmıştı.

Herkes testleri yaparken sıkılıp Wanda'ya döndüm.

"Wanda bunları bitirmezsek bizi salmaz mı?"

Wanda ağızını açacakken Nick konuştu.

"Y/n Steve ile yer değiş"

Konuşmamın bu denli işime yarayacağını düşünmemiştim. Tanımadığım çocukla tanışabilirdim. Pek konuşkan bir tipe benzemiyordu ama görecektik.

İstemiyormuş gibi yapıp yerimden kalktım. Yani oraya oturmak istediğimi belli edemezdim.

Yanına oturduktan sonra bana baktı. Sonra sıraya kafasını gömdü. Cidden uyuyacak mıydı? İşin garip kısmı ise Nick gördüğü halde bir şey demiyordu

Ona birkaç saniye daha bakıp önüme döndüm. Çoğu insan birime bakmaktan  ve bakarken yakalanmaktan utanıyordu ama ben onlardan değildim.

Açıkçası konuşacağımızı düşünmüştüm. Ama uyuyordu. Ve ben bir türlü test çözemiyordum. Pek bir şey anlamıyordum.

Çoğu kişi çıktıktan sonra kimlerin kaldığını görmek için baktığımda kimsenin kalmadığını fark ettim. Yanımdaki çocuk ve ben kalmıştık ama o testi çözmüyordu. Uyuyordu. Saate baktım. Bir buçuk saattir bu eziyeti çekiyordum. Cevapları umursamadan bir şeyler karalayarak Nick'in yanına gittim. Ayağa kalktı. Giderken konuştu.

"Çıkabilirsiniz"

Arkamı dönüp Steve'in arkadaşına baktım. Nick'e soracaktım ama gitmişti. Onu böylece bırakmamalıydım herhalde. Ama uyandırmak da istemiyordum.

Derin bir nefes aldım. Yavaşça yanına yaklaştım. Elimi ona uzatıp korkup çektim. Birkaç kere bunu tekrarladım. Ama sonunda elimi omzuna koydum. Onu sarsmama gerek kalmadan aniden kalktı ve omzumdaki elimi birden tuttu. Bunu aniden uyanmasına bağlıyordum.

"Nick çıkabilirsiniz dedi"

Salak mısın Y/n? Bu mu denir şu an.

Kolumu yavaşça bıraktı.

"Üzgünüm. Birden olunca"

Lafını böldüm.

"Sorun değil"

Testlerini çantasına koyarken kapıya yöneldim. Ne yapacaktım ki başka. Çıkacakken Steve'in arkadaşı arkamdan bağırdı.

"Ben Bucky"

Arkamı döndüm. Sevinmiştim. Tatlı bir andı bana göre. Güldüm ama çok değil. Garip kaçmasını istemiyordum.

"Ben Y/n"

O da bana güldü. Arkamı dönüp okuldan çıktım. Ne yapacaktım yani kapıda dikilip duramazdım.

Eve vardığımda annem bana sitem etti. Cezaya kaldığımı nasıl öğrendiği hakkında herhangi bir fikrim yoktu ama öğrenmişti ve bu hiç iyi olmamıştı. Bir hafta boyunca söylenecekti.

Bu sırada içeri babam girdi.

"Hoşgeldin. Umarım onlara dersini vermişsindir"

"Aslında ben sadece onları ayırmaya çalıştım"

Sonra babamın önlüğünü fark ettim. O genelde mutfağa girmezdi.

"Önlük ne iş"

Önlüğü göstermek için etrafında bir tur attı. Olmayan saçını savuruyormuş gibi yaptı. Annem hepsini utanarak izliyordu. Ama benim aşırı hoşuma gidiyordu. Çok tatlı oluyordu bence. Annem ise bu sırada ellini anlına vurmuştu. Sonra babam konuştu.

"Bugün eski bir arkadaş yemeğe geliyor"

Çok düşünmemiştim. Pek de umrumda değildi açıkçası.

"Odamdayım"

Dedim ve odama çıktım. Kendimi yatağa atıp bugünü düşünmeye başladım. Güzel bir gündü. Buraya geldiğimiz için mutlu olmaya başlamıştım.

Odamın kapısı açılınca uyandım. Uyuyakalmıştım. Babam içeri girdi. Üstünü değişmişti ve parfüm sıkmıştı.

"Gel misafirler geldi"

Misafirleri çok merak etmiştim açıkçası. Babam bu kadar hazırlandığına göre sevdiği biridir.  Ve babam seviyorsa da iyi biridir diye düşündüm aşağı inerken.

Aşağı inince şok oldum. Bir adam vardı. Yanında da Bucky. Anlaşılan babam ve babası Sovyet'te askerden tanışıyordu. Bucky bana gülümsedi ve el salladı.

"Merhaba Y/n"

Marvel high school•Bucky BarnesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin