11

174 10 33
                                    

(Okumaya başlamadan önce bugün Butter MV'si yayınlandı. Düşüncelerinizi alayım. Bence muhteşemdi ağzım açık izledim)

"Duydun mu? Duydun muu?" Diyerek hızla yanıma gelen Hyelin yine bir şeyler duymuş ve bana anlatmak için can atıyordu. "Neyi duydum mu?" Dedim hemen. "Her yıl olan balonun tarihi belirlenmiş ağağağa" diye bağırmaya başlayınca bende onunla birlikte bağırıp zıplamaya başladım.

Bahsettiği balo her yıl bir kere olur. Bütün bölümlerdeki öğrencilerin katıldığı büyük bir balo. Bu balonun bir özelliği var. Baloda her yıl bir konu üzerine okuldaki en iyi olan kız ve erkek birer kişi seçilir ve bu iki kişi o güne özel olan dansı yaparlar.

Ben bu baloya ilk defa katılıcam Üni 1 olduğuma göre tabiki öyle. Bu baloyla ilgili şeyleri de etraftaki kişilerden duydum. Aşırı heyecanlıyım.

"Ama Hyelin" dedim zıplamayı keserek. "Ben dans etmeyi bilmiyorum ki" Hyelin ellerimi tutup gülümsedi. "Dert ettiğin şeye bak. Öğrenirsin ne olcak." Dedi. Ona göre hava hoş tabi 2 yıl dans kursuna gitti. Bir şekilde dans konusunun icabına bakmalıydım.

"He bu arada ne zaman dedin balo"

"Önümüzdeki ayın sonunda"

...

Öğle arası yine tam kadro buluştuk sohbet ediyorduk. "Sınavlarımızda yarın bittiğine göre kafa dağıtmaya bir yerlere gitmeye ne dersiniz?" Dedi Hyelin ve ardından hafifçe bana vurdu. Bu 'Seninkiyle romantik zamanlar uu' demekti. 'Kes şunu' dermiş gibi baktım.

Herkes onaylamaya başladı. "Çok iyi olur. Nereye gidiyoruz?" Dedi Hyunjin. Hyelin oturduğumuz yerde alttan beni dürtüklemeye başlayınca ben konuşmaya başladım. "Paten kaymaya ne dersiniz?" Herkes onaylar mırıltılar çıkarmaya başlayınca gülümseyerek Hyelin'e döndüm.

Bakışlarımı geri çevirdiğimde Jungkookla göz göze geldim. Kalbim çok hızlı atıyor. Hayır Song Yun saçma sapan düşünme. "Yoongi'yi de sürükleyeceğim. Adam bi basketbol oynuyo bi uyuyo başka bişi yaptığı yok. Biraz insanlarla etkileşime girsin." Dedi Hyelin bana yaklaşarak. "Hehe aynen etkileşim." Dedim ona güzel bakışlarımı sunarken. Sonra gülmeye başladık.

"Sen kaymayı bilmiyorsun ki" dedi Felix yerinden kalkıp yanıma oturarak. "Kaymayı bilmediğimi nereden biliyorsun?" Dedim kaşlarımı havaya kaldırarak. "Senin hakkında bilmediğim şey var mı benim" dedi gülümseyerek. Suratım birden asılmıştı. "Var" dedim sesimin sert çıkmasına engel olamayarak. Gözlerimi ondan kaçırıp başka bir yere baktım.

Bir tek seni sevdiğimi anlayamıyorsun herhalde.

"Aaa yaşasın paten kaymaya mı gidiyoruz" diyerek ortama dalan Min Ji'ye gerçekten sövmemek için çok zor durdum. Ya böyle ne biçim bir gıcıklıkta bu kız. Felix'e yine sırnaşmaya başladı tabiki.

Gerçekten bir kaç gündür bu konular hakkında çok düşünüyorum. Yani ben daha ne kadar kendimi Felix'e belli etmeliyim. Felix safa mı yatıyor anlamıyorum ama gerçekten gına geldi. Ben kendimi Felix'e yanaştırmaya çalışırken bin takla atıyorum Min Ji tek sözüyle Felix'in boynuna atlıyor. Artık bu beni çok fazla sinirlendirmeye başladı.

"Biz program yaptık gidiyoruz evet." Dedim birden Min Ji'ye dönerek. Açık açık onu istemediğimi belli ediyordum çünkü artık ona daha fazla katlanabileceğimi düşünmüyorum. "A o zaman bana haber vermeye gelicektiniz dimi. Ay gerek kalmadı ben geldim işte." Diyerek gülmeye başlayınca sinirlerim daha fazla tepeme çıkmaya başladı.

"Hayır. Aslında sensiz gidecektik. Her zaman olduğu gibi. Yabancılar olmadan"

Sert konuşmuş olabilirim ama daha fazla dayanamıyorum. Felix hızla yerinden kalkıp bana döndü. "Song Yun ne dediğinin farkında mısın?" Dedi. Felix'in konuşmamıza karışması beni daha da sinir etmeye başladı. "Evet farkındayım. Sert konuşmuş olabilirim ama her seferinden davetli olmadığı yerlere gelmeyi kesmeli. İnsanda biraz düşünce olur acaba ortamı bozar mıyım diye" dedim sesimi fark etmeden yükselterek.

Felix hala "Song Yun iyi misin? Ne saçmalıyorsun." Diyordu. "Felix ne dediğimin farkındayım. Bana ne dediğimi bilmiyormuşum gibi söylenmeyi kes." Min Ji'ye dönüp dik dik baktım. "Bunları söylediğim için özür falan dilemeyeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun. Gerçek düşüncelerim bunlar." Yan yan ona baktıktan sonra oradan ayrıldım.

Gerçekten kendimi rahatlamış hissediyorum. Kim ne derse desin umrumda değil. Bu kızın her seferinde işime karışması beni sinir ediyor ve bunları onun yüzüne karşı boşaltmak beni çok iyi hissettirdi.

"Bu aralar senin sinirli hallerini çok fazla görüyoruz Song Yun Hanım" diyen Jungkook'un yanıma ne zaman geldiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. "Ya öyle oluyor. Ne oldu korkunç muyum?" Dedim yandan yandan gülümseyerek. "Aksine baya havalı buluyorum." Deyince gülmeye başladım. "Havalı mı?"

Yürürken etrafa bakınmaya başladım. Birilerinin balo hakkında konuştuğunu duyunca Jungkook'a döndüm. "Buralarda bildiğin dans kursları var mı?" Düşünüyormuş gibi etrafa bakındı. "Yok sanırım. Neden? dansa mı merak saldın" Kafamı iki yana salladım. "Hayır Balo için bir erkekle nasıl dans edilir öğrenmem gerek" dedim kafamı öbür tarafa çevirerek.

Çenemi tuttu ve kendine çevirdi. "O zaman dans kursunu ayağına getiricem. Paten kaymaya gittikten sonraki hafta pazartesi günü çıkışta beni dans odasında bekle" deyince ne yapmaya çalıştığını düşünmeye başladım. Özel hoca tutmaz herhalde. "Tamam" dedim sadece.

Gülümseyerek bana şeftali şeker uzattı. "Sayende şu şekerlerin bağımlısı oldum" diyerek uzattığı şekeri aldım. Bende gülümsedim ve biraz daha yürüdük.

"Baloda kiminle dans ediceksin?" Dedi birden. Düşündüm. Nedense içimden Jungkook'un teklif etmesini istiyordum. Neden böyle hissediyorum. Kalbim yine hızlı hızlı atmaya başladı.

Gözlerimi ondan çektim. "Bilmiyorum" Kıkırdadığını duyunca gözlerimi yine ona çevirdim. "Komik bir şey mi kaçırdım?" Kafasını iki yana salladı ve olduğu yerde durdu. Bende onun gibi durup ne yaptığına baktım. Bana doğru yaklaşıyordu. Bir kaç geri adım attım.

Ne yapıyor?

Geri geri giderken ayağım yerdeki taşa takıldı ve az kalsın yere yapışacakken Jungkook beni belimden tuttu. Gözlerimi suratına çevirdim. Kalbim almış başını halaya kalkmıştı resmen şu an. Bu kadar hızlı atması normal mi? Değildi. Kesinlikle değildi. Ben yoksa yoksaa

Beni kendine çekince yüzüyle gerçekten çok fazla yakınlaştım. Gözlerim dudaklarına kayıyordu. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve yutkundum. "Song Yun.." deyince "Hm?" Dedim hızlıca. Çarpık bir şekilde gülümsedi. Ben şu an durduğum yerde ölmüş bulunmaktayım. O kadar çok ifade edemediğim duygular yaşıyorum ki anlatamam.

"Kalbinde hala Felix'in olduğuna emin misin?"

"Hayır" dedim hızlıca. Ben ne dedim az önce! Beni bıraktığında ona arkamı döndüm ve ağzıma vurmaya başladım.

Song Yun. Song Yun ne diyorsun seen!

Selaaam

Bölüm nasıldı??

Yorumlarınızı ve yıldızlarınızı eksik etmeyin

Sizi seviyorum <3

PEACH CANDY /JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin