VEDALAR GİTMEYİ GEREKTİRİR(FİNAL)

183 13 109
                                    

34. Bölüm:Vedalar Gitmeyi Gerektirir "Seni hissedemiyorum Gökyüzü..."

Lütfen bahsettiğim iki şarkıyı da dinleyin.

Dolu kadehi ters tut-Sedef sebutekin-Sen ve ben

Nilipek-Son mektup

2 Hafta sonra

Her bitiş bir başlangıçtı. Her başlangıç ise yepyeni bir gün ve epey zorlu geçecek olan bir yol demekti. Başlangıçlar aslında sanıldığı kadar güzel değildi. Her başlangıç zorluğun simgesi demekti benim için. Çünkü başlangıçlar alışık olmadığımız yeni şeyler görmek demekti. Ve bu yeni şeyler hiçbir zaman tanıdık değillerdi. Bundan dolayıdır ki başlangıçlardan oldum olası korkmuşumdur. Fakat buna rağmen sürekli yeni başlangıçlar yaptım. Mesleğimi seçtiğim gün yeni bir başlangıçtı. Türkiye'ye gelmemde ayrı bir başlangıçtı.

Babam ve annem ile aramızı düzeltmeye çalışmakta ayrı bir başlangıçtı. Birilerine güvenmeye başlamakta aynı şekilde. Aslında David gelip Türkiye projesinden bahsettiğinde bir şeylerin değişeceğini ve beni başlangıçlara sürükleyeceğini biliyordum. Fakat böylesine köklü değişimler yaşayacağımı düşünmüyordum. Mesela birilerine sarılmak şu an çok güzel hissettiriyordu. Ya da korkularımı yenmeye çalışmak hatta belki de yenmek muazzam bir duyguydu. Aşık olmak alışılagelmişin dışında yaşadığım en güzel hissettiren duyguydu. Arkadaşlıklar kurmak,ailemle aramı düzeltmek hepsi yaptığım başlangıçların bana kattığı güzel şeylerdendi.

Fakat son iki haftadır Gökyüzü'nün durumu yüzünden kendimi iyi hissetmiyordum. Seanslarımız eskisi kadar iyi gitmiyordu. En başa dönmüş gibiydik. İyileşme süreci yavaşlamıştı. Sanki en başta ki isteksizliği baş göstermeye başlamıştı. Neredeyse her gece beni arıyordu. Her gece kabus görüyordu. Hatta bazen dayanmayıp yanına gittiğim oluyordu. Her şey bir anda tepetaklak olmuş gibiydi. Sürekli ruhsuz bakıyor umursamaz davranıyordu. Bazen durduk yere benden özür diliyor arada gözyaşlarını tutamıyordu.

Öğrendikleri onu öylesine etkilemişti ki iki haftadır sevdiğim adamın çöküşünü izliyordum. Bazen seansın ortasında sohbeti yarıda kesiyor hiç bırakmak istemiyor gibi bana sarılıyordu. Birkaç gün önce artık bu durumdan hoşnut olmadığımı kendine gelmesi gerektiğini söylediğimde verdiği tepki beni çok şaşırtmıştı.

Bağırarak ve sinirli bir şekilde içini dökmüştü. Tabii bu yaptığı bana karşı değildi ama yine de bu durumda olması beni üzüyordu. Son seansımız da ise uzun uzun konuşmuştuk. O bana dakikalarca içini dökmüştü ben de dediği her şeyi dikkatle dinlemiştim. Ve iki haftanın ardından ilk defa içten bir şekilde gülümsediğini görmüştüm. Çocukça bir şey yapıp o gülümsediğinde ise direkt sarılmıştım. Dayanamamıştım. Onu o hallerde görmeye zaten hiç alışık değildim gülümsediğinde dünyalar benim olmuştu.

İki hafta gibi bir süreyi bu şekilde atlattığımızda biraz olsun rahatlamıştım. Asel bile kendime geldiğim için bir buluşma ayarlamayı düşünmüştü. Oğuzlar bir hafta önce dönmüştü. Hatta Eliz ve Oğuz'u Asel tanıştırmıştı. Araları beklediğimizden de iyiydi. Asel ise sonunda çok merak ettiği Ses ile tanışmıştı. Birkaç saat sonra ise sahilde buluşmak için sözleşmiştik.

Her ne kadar Gökyüzü olmadan gitmek moralimi bozsa da Asel çok ısrar etmişti,hayır diyememiştim. Hazırlanıp evden çıkarken Gökyüzü'nü arıyordum. Her gün istemsizce elim numarasına gidiyordu.

Bade ama anlaşmıştık,her gün aramak yoktu.

Merak ediyorum Gökyüzü. Nasılsın bugün?

Kaybolan RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin