9.Bölüm :Deva
*Herkese deva olan ama devası olmayan kız. *Bu güne kadar sürekli insanları anlattım size.
Egolular
Mütevaziler
Sürekli konuşanlar
Konuşamayanlar
Yalan söyleyenler
Yalan söylemeyenler.
Ve daha nicelerinden bahsettim. Ama size birini pek anlatmadım.
Beni...
Hani şu herkese deva olan ama devası olmayan kız.
Ben arkadaşlar arasında daima o sevilmeyen çocuktum. Her olaya onlar gibi bakmazdım. Mesela çikolata yemek için markete giderdik. Çocuklar mutluydular. Çünkü tadı güzel bir şey yiyeceklerdi. Sonra hüzünlenirdiler. Çünkü anneleri kızardı. Zararlı şeyleri yememeleri gerekiyordu.
Bende ise durumlar farklıydı. Ben hiçbir zaman çikolota yemek istemedim. Çünkü zararlıydı. Bunu ben kendim öğrendim. Annemden değil, babamdan değil. Benim annem bana zararlı demedi, ne istiyorsan onu yap dedi.
Ne kadar güzel gibi duruyor demi?
Ama değil işte ben bir çocuk olarak annem tarafından korunmak istedim. Olmadı.
Ben özgürlüğü olan bir yuva istedim, sadece özgürlüğü değil.
Sonra büyüdüm. Hala yalnızdım. Benim annem yanımda değildi. Başkaları neden olsun?
Annem yoktu, babam yoktu, arkadaşım yoktu, sevgilim yoktu.
Sonra biraz daha büyüdüm. Arkadaşlarım oldu. Onlar beni anladı. Onlarla her türlü derdimi paylaştım. O iki arkadaş herkese bedeldi.
Güzel bir kızdım hep. Uzun boylu, kıvırcık saçlı, oldukça yapılı olan bir vücut, al yanakları olan oldukça seksi bir kız. Genel olarak kızların girdiği 'ben güzel değilim' tiplerine girmedim. Çünkü ben oldukça güzeldim.
Ama güzel olmamı bazıları yanlış anladı. Sevgilim olmak istediler. Çünkü benim gibi bir kız bir erkek için oldukça alımlıydı. Benim gibi bir kız bir erkek için oldukça yeterliydi. Bugüne kadar bana aşık olduğunu söyleyen hiçbir erkek tarafından sevilmedim. Çünkü benden sevgimi değil, vücudumu istiyordular.
Benim olanı kimseye vermedim. O tek bir kişiye özeldi. Seveceğim adama. Arkadaşlarım oldu ama sevgilim olmadı.
Böyle olucaksa hiç olmasındı zaten.
Sonra bir babam oldu. Babam oldukça kontrolcüydü. Bu olması gerekenin dışındaydı. Asla unutmuyorum. Babama heyecanla psikiyatrist olmak istediğimi söylediğimde yüzüme inen tokatla dumura uğramıştım.
Babam pek yanımda değildi çocukluğumda, ergenliğimde, gençliğimde ama hep yanımdaydı ve beni korurdu. O gün bana attığı tokat hayatımın yazılacağı bir roman olsaydı en önemli sayfaya yazılmalıydı.
Hiçbir zaman anlayamadım mesleğime olan zıtlığını. Okul bitene kadar konuşmadı benimle. Maddi açıdan hep yanımda oldu. Maneviyat hiç yoktu.
Psikiyatrist olduğumda bu sefer konuşmaya başladı ama amacı baba-kız olmak değildi. Amacı benim kontrolden çıkmamı engellemekti.
Başardı.
Kontrolden çıkmadım. Onun için değil, kendim için. Çünkü kontrolün elimizde olmasını ikimizde seviyorduk. O beni yenmeye çalışıyordu, ben onu.