2.0 ❦ final

3.6K 243 134
                                    


30 Aralık 2019

(Jungkook'un ağzından)

Noel haftası.

Aralık ayının son haftası, şehrin karla birlikte bembeyaz olduğu, sokakların renkli ışıklar ve yılbaşı süsleriyle kaplandığı oldukça soğuk bir haftaydı. Çocukluğumdan hatırladığım kadarıyla her yılbaşını Busan'daki evimizde geniş bir aileyle kutlardık, lezzetli yemeklerin yenilip çeşitli oyunların oynandığı o günlerin sıcak hissiyatı çok sürmemişti ama. Orta okula başladığım yıl Seul'e taşınmamız yeni bir düzen getirmişti hayatıma, yeni arkadaşlar, yeni bir mahalle.

Annemin arkadaşlarını toplama planı dışında pek hareketli geçmeyen yılbaşı akşamlarımız da bu yeni düzenin içindeydi ve her yılbaşı gecesi üç aile bireyinin de aynı masada yemek yeme kuralıyla başlayan gece, benim büyüdükçe dışarıya yönelmem sonucu evi olduğundan da ıssız bir hale getirirdi hep. Annemin isteği üzerine bizzat gidip aldığım küçük çam ağacını birlikte süslerdik fakat dekor olarak kullandığımız ışıkların eve aydınlık getirdiği söylenemezdi. Yemekler? Bazen, sonrasında herkes kendi alanında zaman geçirirdi.

18 yaşına girdiğim yılın yılbaşı gecesi için ise, içimde farklı bir his vardı.

Olduğum konumdan tüm okul bahçesini net bir şekilde görebiliyordum, birkaç metre ileride ne konuştuklarını duyamadığım Chaeyoung ve Jongmin'i ise film izliyormuşçasına gözetlemek için oldukça uygun bir yerdeydim. En başta Chae'nin gelmemiz için karar kıldığı bu köşeye yalnız gelebilmiştim çünkü bir üst sınıfımız Jongmin, bahçeye çıktığımız an dibimizde bitip Chae ile konuşmak istediğini söylemişti.

Beden derslerimiz çakışıyor olduğundan birkaç kez maç yapma şansı bulduğum bu çocuğun kafa dengi biri olduğunu düşünüyordum, nedense fikrim değişmişti.

"Ne yapıyorsun oğlum burada?"

Odak noktam dakikalardır aynı bölgede olduğundan arkamda bir ses işittiğimde istemsizce irkildim, nereden çıktığını anlamadığım Mingyu hemen arkamdaydı.

"Korkuttun piç," diye çıkıştığımda güldü ve yanıma adımladı.

"Sapık gibi birilerini dikizliyorsun diye yorumladım bu bakışlarını," diyerek çenesiyle beni işaret ettiğinde gözlerimi devirdim umursamadan. "Şu Jongmin denen çocuğu tanıyor musun?"

"Jongmin mi? Duymuştum bir şeyler, ne alaka?" Açıklama yapmama fırsat kalmadan ne alaka olduğunu kendisi öğrenmiş olmalıydı ki, bakışları Chaeyoung ve Jongmin çocuğuna değdiğinde kaşlarını kaldırmıştı. "Anladım galiba."

"Aynen, ne ayak?"

"Asıl Chaeyoung ile ne ayak? Aralarında bir şey mi var?"

Düşünmeden "Saçmalama," kelimesi çıktı ağzımdan. Bir insanın aklına neden ilk olarak o çıkarım gelirdi ki? Chaeyoung o çocuğu tanımıyordu bile.

Mingyu anlam veremediğim bakışlarla beni süzdü bir süre. "Tamam be, bir şey demedik. Neyse Chaeyoung geliyor sen sorarsın artık ne ayak."

Gözlerimi ondan alıp karşı tarafıma çevirdim anında, söylediği gibi Chae buraya geliyorken Jongmin çocuğu okul girişine doğru yürüyordu.

seven ღ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin