|40|

1.4K 87 177
                                    

!kısa smut!

Eftalia'dan

Nefes nefese kendimi yatakta Tom'un yanına attım. Neredeyse aralıksız her gün ilişkiye giriyorduk ve bu artık çok yorucu ama bir o kadar da zevkli hâle gelmişti. Nefesimiz düzene girince Tom'a döndüm.

"Kalk bakalım, Tom. Duş almamız lazım." başını sallayıp ayağa kalktı. Elimden tutup lavaboya doğru ilerlemeye başladık.

Ilık su altında ıslanırken Tom birden sırıtmaya başladı, ne yapacağını biliyordum fakat artık bende kendimi tamamiyle zevke bırakmıştım.

Dudağıma yapışıp sertçe öpmeye başlaması beni karşılık vermeye zorlarken, dudağımı bile zar zor hareket ettiren öpücüğüne karşılık vermeye başladım. Öpüşürken beni kucağına aldı ve sırtımı duvara yasladı.

Kısa süre sonra tekrar içime girmişti, hızla gel-git yaparken ikimizin de inleme sesleri bütün lavaboyu dolduruyordu. Bir süre sonra duştan çıktık ve üstümüzü giyinip yatağa yattık.

.....

Tatilin son günüydü, tüm hafta boyunca beraber eğlenmiştik. Şimdi de.. New York'a geri dönmek için hazırlanıyorduk.
Kendi valizimin fermuarını kapatırken Tom'a döndüm. Valizini toplamış, yatağa oturmuş üstsüz bir şekilde beni izliyordu. Gülümseyip yanına gittim, bileklerimden hafifçe tutup kucağına çekti ve başını saçlarıma gömdü.

"Mmhh, hazır mısın güzelim?" yine aynı şeyi yapmış, durduk yere inlemişti. Bu hareketini her ne kadar çokça yapsa da beni etkileyen nadir şeylerden olması hoşuma gidiyordu..Hayır, bütün hareketleri beni etkiliyordu..

"Hazırım, ama sen pek hazır değilsin gibi."dedim gözlerimle bedenini süzerek.

"Uh, aslında giyinemedim, yardım eder misin?" içimden her ne kadar 'sakat mısın be adam' desem bile yüzümde aptal bir sırıtış oluşmuştu. Hemen yanında ki tişörtü aldım ve başından, bedeninden geçirdim.

Ayağa kalkıp onun da kalkması için elimi uzattım, elimi tutarak kalktı ve üstünü düzeltti. Kendi valizimi alıp tekrar yanına döndüm, o sırada Tom kendi valizini eline almıştı. Boşta kalan kolunu belimin etrafına doladı, ona bakıp gülümsedim ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

Evden dışarı çıkıp kapıyı kilitledik ve arabayla New York yollarında gitmeye başladık. Tom'un eli yine bacağımdaydı, elimi elinin üstüne koydum ve ona dönüp gülümsedim, gülümsedi. Gülümsemesi bir anda ciddi bir hâl alınca bende gülüşümü söndürdüm ve istemsizce nefesimi tuttum.

"Kemerini taktın değil mi?" uh.. yine aynı konu. Bazen bu durum sinir bozucu oluyordu fakat babasından kalma bir travması olduğu için sesimi çıkartmıyordum.

"Taktım, tom." tekrar gülümsemeye başladı. o gülümseyince bende rahat bir nefes verip gülümsedim.

Markete girdiğimizde Tom abur cubur ben içecek reyonuna gittim ve içecek seçmeye başladım. Ben içecekleri almış giderken yanıma ortalama 1.80 boylarında siyah saçlı ve benim yaşlarımda bir çocuk gelmesiyle durmak zorunda kaldım.

"Merhaba güzellik, tanışmak isterim." dedi ve elini uzattı. Tam konuşacakken belimi saran kol ile arkama döndüm. "bir sorun mu var karıcığım?" son kelimesini bastırarak söylemiş ve boynumu öpmeye başlamıştı. Ona dönüp dudağına bir öpücük kondurdum ve tekrar yanıma gelen çocuğa baktım. Fakat o çoktan gitmişti.

Kahkaha atarak kasaya gittik ve elimizdeki yiyeceklerin parasını ödedik. Arabaya doğru giderken Tom'a döndüm, " 'karıcığım' derken ne demek istediniz bay Felton?" dedim bir muhabir edasıyla. Tom gülüp yanağıma bir öpücük kondurdu ve konuşmaya başladı. "Ne var yani? ilişkimiz kusursuz ve kesinlikle seninle evleneceğim 'karıcığım' "

𝐩𝐲𝐬𝐜𝐡𝐨𝐥𝐨𝐠𝐢𝐬𝐭/𝐭𝐨𝐦 𝐟𝐞𝐥𝐭𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin