Yeni Başlangıçlar 2

4 1 0
                                    

 Carrie, odasının kapısının çalınmasıyla irkildi. Saate baktığında saatin sekiz buçuk olduğunu gördü. Evde olanlardan sonra hemen hastaneye gelmiş ve  odasında derin düşüncelere dalmışken uyuyakalmıştı. Biraz uyumak bile kafasını dinlendirmiş, mental olarak daha iyi hissettirmişti. Koltuğundan kalkarak kapısının kilidini açtığında karşısında elinde iki kahveyle arkadaşı Aidan duruyordu. " Carrie hemşire erken geldiğini söyledi. Ben de günün ilk kahvesini beraber içelim dedim. Sen iyi misin? " dedi. Carrie arkadaşının elinden kahvesini alarak masasına geçti. Aidan ise odaya girip, kapıyı kapatarak sandalyeye oturdu. "Neyin var senin? "dedi . Carrie  ise başına elleriyle masaj yapıyordu. En sonunda cevap verdi. " Sorunsuz bir günüm yok neredeyse. Gece erken çıkıp eve gittiğimde jade yoktu. Tahmin et neredeydi? Arkadaşının partisinde. Haliyle çok fena tartıştık. Duymaktan kaçındığım sözler söyledi. Benden kurtulmak istiyor. Üzüntüyle intihar etmeyi bile düşündüm. Sonra uzun süre uyumamanın verdiği paranoyaklıkla cedric'i gördüm. Benle konuştu. Artık ne yapacağımı bilemiyorum aidan. " Arkadaşı doğru kelimeleri seçmek için biraz bekledikten sonra cevap verdi. " Son iki haftadır hiç uyuduğunu görmedim. Uykusuzluk iyi değildir carrie. Baksana olmayan şeyler görmeye başladın. Jade ise on altı yaşında ergen bir genç kız. Üstelik yaşıtlarına göre ağır şeyler yaşadı. Gece dışarı çıkması doğru değil ama başınıza gelenleri atlatabilmeye çalışıyor olması iyi bir gelişme. Keşke sen de yapsan. Sadece yoğun bir mesai ile çalışıyorsun. " Carrie biraz tereddüt ettikten sonra aklındaki şeyi söylemeye karar verdi. " Aidan , aklıma bir fikir geldi. Fikri bile beni mutlu etmeye yetti aslında. Küçükken büyükannemin yaşadığı kasabaya giderdik. Sevimli ve küçük bir yer. Oraya gitmeyi çok severdim. Sonra büyükannem öldü ve annem ile babam evini sattı. Bir daha da gitmedik.  Şimdi diyorum ki...oraya taşınıp yeni bir başlangıç mı yapsak? Küçük bir yer olduğu için iş yükümde azalır ayrıca jade ile vakit geçirerek aramızdaki buzları biraz da olsa eritirim. Doğa ile iç içe olmak hem jade'e hem bana iyi gelir." dedi. Aidan arkadaşının bu fikrine şaşırdığı yüzünden belli oluyordu. " Ne diyeceğimi bilemiyorum...kafam karıştı. En yakın arkadaşımsın carrie. Gitmen benim için iyi olmaz. Ama yeni bir yer sana ve jade 'ye iyi gelebilir. Ayrıca gitmeye kesin karar verdin diyelim. Jade 'yi ikna edebilir misin?  " Carrie başıyla onaylayıp, önündeki arkadaşının eline uzanarak tuttu.  " Aidan , kasaba buraya çok uzak değil. İstesen gelebilirsin. Ben de geleceğim. Jade konusunda ise... haklısın. Onu ikna etmem zor olacak. Ama dedim ya şu an sadece bir fikir. " 

 Gün boyunca carrie sürekli taşınıp taşınmayacağına karar vermeye çalıştı. Şehrin ortasında güzel bir hastanede çalışıyordu. Maaşı da iyiydi. Ama çok yoğun çalıştığı ne jade 'e ne kendine vakit ayırıyordu. Aslında çalışmak onun düşüncelerden kaçma yoluydu ama artık kendini  robotlaştırmış , sadece çalışarak etrafındaki hiçbir şeyi göremez olmuştu. Taşınınca orada büyük ihtimalle kasabanın girişindeki küçük hastanede çalışmaya başlar , orası fazla yoğun olmadığı için de kendine ve kızına vakit ayırırdı. Artık kesin olarak taşınmaya karar verince akşamı kızına haberi vermek için heyecan ve onun tepkisini tahmin edebildiği için stresle beklemeye başladı. 

 Carrie  Akşam olup eve girdiğinde mutfaktan gelen ışığı görünce kızının orada olduğunu anladı. Çantayı ve montunu asıp , adımlarını ışığa doğru yönlendirdi. Mutfağa girdiğinde kızı yemek yiyordu. Annesini gören jade ' in suratında hiç mimik oynamamıştı. Carrie kızıyla konuşmaya çalışmanın zor olacağını bir kez daha hissetti. Bir bardak su alıp kızının karşısında oturduğunda jade kafasını kaldırmadan yemek yiyordu. "Jade...senle konuşmam gerek. Biliyorum dünden beri kızgınsın. Ama ben de kızgınım. Konuşarak bunu çözmeliyiz. " dedi sakince. Jade kafasını kaldırıp gözlerini annesinin yüzüne dikti.  " Eğer nutuk çekeceksen kendini yorma. Dinlemeyeceğim. Biliyorum gece dışarı çıkmamam gerekirdi. Bir daha olmaz. Şimdi gidip dinlenebilir miyim? " dedi. Carrie derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı " Bak jade... söze nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum açıkçası. Tek bildiğim senin çok mutsuz olduğun. Bu benim de suçum. Sana hiç vakit ayırmadım. Ama eğer taşınıp... " Jade annesinin sözünü kesti.  " Ne taşınması? Nereden çıktı bu? Ben bir yere gitmiyorum. Sen istediğin yere git. " dedi ses tonunu yükselterek.  " Daha sözümü bitirmeme izin vermiyorsun  jade. Benim her dediğime itiraz etmeye söz  mü verdin? Belki dediğim fikir hoşuna gidecek? Sözümü kesme ve dinle. " diyerek konuşmaya devam etti carrie. " Ben küçükken büyükannemin evine giderdik. O küçük bir kasabada oturup emekli hayatı yaşardı. Her yaz tatil yapardık. Sonra büyükannem öldü. Annem ile babamda evini sattı. O gün bugündür hiç gitmedim. Ama şimdi...oraya taşınıp yeni bir hayat kurabiliriz. Hastanede kasabanın fotoğraflarına baktım. Fazlasıyla gelişmiş. Senin de seveceğine eminim. Hem ben de orada fazla çalışmam birbirimize vakit ayırırız. Bu evdeki odandan daha büyük odan olur. Küçük bir bahçemiz olur. Bir köpekte alırız. Söz veriyorum daha mutlu olacaksın kızım. " dedi. Kız annesinin dediğine kesin olarak itiraz edecekti fakat yeni kasabalarındaki hayat da cazip gelmişti. Biraz düşünmeye ihtiyacı vardı. " Eğer taşınırsak istediğim zaman buraya gelebilir miyim? diye sordu. "Evet , tabi ki. Hem kasaba buraya uzak değil. Ben de geleceğim. Yeni insanlarla tanışmak ikimize de iyi gelecek" dedi.


Karanlığa Çağıran SesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin