Gotham'ın Puslu Sokakları

Harry Potter

İçi %99 boş olan bardağa tekrar süt doldurdum ve tekrar ağzıma diktim. Şu an çok kötü bir ruh halindeydim. Resmen ellerim titriyordu.

''Hey, hey, hey! Bu kaçıncı bardak? Zaten sağlık durumun iyi değil.'' Yanıma gelen clint ile kötünün kötüsü, sertin serti bakışlarımın -eh bruce'tan bir şeyler kaptım yani- hedefi oldu. ''Tamam bir şey demedim. Yeter ki öyle bakma.'' Bakarım sana ne?

Elimi alnıma vurdum. ''Ah keşke o filim maratonunu yapmasaydım!'' Clint yanıma otururken bir bardak süt de kendine doldurdu. ''Ne maratonu?'' Saf. ''Ya şu hayri pota serisini merak ettim, izledim. İzlemez olaydım!'' Bana soran gözlerle baktı. ''Ney, ney, ney?''

''Herry potter, bazen Türkçe konuşuyorum. Jason Türkiye'yi özlediğim zaman olduğunu söylüyor.'' Clint kafa salladı. ''Bir yeri veya şeyi özlemek nasıl bir histir iyi bilirim.'' Kaşlarımı çattım. ''Sen neyi özlüyorsun?'' Dudağını büzerek kafasını masaya eğdi.

''Kendi evrenimi, ailemi, çocuklarımı ve...'' Durakladı. ''Aslında her şeyi.'' Duyduklarım ile kanım dondu. Onu bekleyen bir ailesi vardı. Ama beni Türkiye de kimse beklemiyordu. Kimsesiz bir kızın tekiydim. Ve derdime dert diyordum. ''Üzüldüm...'' Bir süre sessizce sütlerimizi yudumladık.

''Merak ettim de, sen neden herry potter'ı sevmedin? Ben çok severim.'' Bu sefer dudak büzen taraf bendim. ''Niye olmasın?! Sirius öldü! James ve lily öldü! Remus öldü! En sevdiklerimden peter ihanet etti! Ve hermione durur iken herry o kızıl şeytan ile evlendi!'' 

''Hakkat, niye böyle yaptılar? Ben de sinir olmuştum.'' Duyduğum ses ile irkildim. ''Di- Aman nightwing ne ara geldin ya! Ödüm koptu!'' Clint halime gülerken ben ise bitmiş süt kabına hüsran ile bakıyordum. ''Zaten bunun gibi üç tane daha bitirdin. Neyin hüsranını yaşıyorsun?'' İçeri giren damian ile tekrar irkildim.

''Ya siz abi kardeş benimle derdiniz ne?'' Robin tek kaşını kaldırdı. ''Minik kedimiz pençelerini çıkarmış.'' Elimdeki boş süt paketini damian'a fırlattım. Sonra kenarı iteklediğim paketleri de atmaya başladım. Ama o usta manevralar ile kaçmayı başarıyordu. ''Bu kadar mı kidicik?''

Sinir ile ayağa kalktım. ''Sakın iki üç şeyden kaçtım diye havalara girme. Karşında teyze terliğinden kaçmış bir kız duruyor!'' Damian bana dil çıkartıp kaçtığında ben de peşinden koştum. Ama etrafı saran kırmızı ışık ile olduğum yerde dona kaldım.

''Herkes toplantı odasına! Acil durum!...''