Olivia

144 27 18
                                    


Kırmızı ışıklar ve alarmlar çalmaya başlayınca bruce ve diğerleri aşağı koşmuştu. Acil bir durum mu ne varmış. Herkes kostümünü giydi. Acaba benim kostümüm nasıl olacak? Daha doğrusu kostümüm olacak mı? Yani olacaksa pelerin falan istemem. Sade ve siyah olsun. Belki bazı yerlerde koyu mavi. Ben göz maskesi falan da takmam. Anca ağzımı ve burnumu kapatıcak siyah bir maske.  Gayet güzel olur. Of o kostümü alacağım günü iple çekiyorum.

''Joker yine terör estiriyor! Bir bankayı soydu ve oraya Gotham'ın yarısını etkileyecek bir bomba yerleştirdi. Ona gitmesi için izin vermezsek  bonbayı patlatlacak. Onu durdurmadan önce on dakikalık bir zamanımız var!'' Barbara yani batgirl bağırarak konuştuğunda tüylerim diken diken oldu. Cidden joker bu kadar soğuk kanlı nasıl olabilmişti? Aklım almıyor. Herkes hızla motorlarına ve ya şu binmek için can attığım arabaya bindi. Ben de oracıkta kalakaldım. Sonuçta onlar yüzlerce insanın hayatını kurtarmak için uğraşıken tamamen güvende olan ben ile uğraşacak halleri yoktu. Ben de dönüp monitörün karşısına oturdum.

Bunu nasıl kullanacağım hakkında bırakın fikri, fikir krıntısı bile yok aklımda. Bir kaç tuşa basmak için can atıyordum fakat işlerini zorlaştırma ihtimali yüzünden kendimi sıkıyordum. Sonra ekranda kendiliğinden bir görüntü açıldı. Joker banka olduğunu tahmin ettiğim bir binanın üstünde, önüne dizilmiş polis arabalarına selam veriyordu. Hah bu adamın neşesine hayranım. Sonra arkadan, gölgeler'den biri çıktı. Batman. Böyle diyince bizim oradaki şehir geliyor aklıma.

Batman arkadan joker'e seslendi. Ama ses buraya yetişemedi. Joker de dönüp birşeyler dedi. Galiba bomba ile ilgili bir şeyler. Sonra kamere kaydı küçüldü ve yanında yeni bir kayıt belirdi. Aslında bunlara kayıt denemez canlı yaşanıyor çünkü. Ama ben kayıt demeye devam edeceğim. Diğer ekranda tim bombayı etkisiz hale getirmeye çalışırken diğerleri koruma ordusunu oyalıyordu. Ama biri eksikti, jason. Sonra ilk kamera kaydında jason gözüktü. Joker'e arkadan saldırmak için hazırlanıyordu. 

Ve tüm bunları 7 dakikada yapmışlardı. Bu işte aşırı iyiler. Acep ben de böyle olabilecek miyim? Düşünsenize beni, etrafımda joker'in adamları. Elimdeki sopayla gelene bir gidene iki. Aklıma gelen şey ile yüzümde bir sırıtış oldu. Ama bu sırıtış arkamdan bana doğru gelen adım sesleri ile düştü. Aklıma alfred'in mutfağı toparlamak için malikaneye çıkması gelince yüzümü bir dehşet kapladı. Adım sesleri iyice yaklaşınca tüm gücümü bacaklarımda toparlayarak koltuğu arkaya döndürdüm ve karşımdaki kişiye tekmeyi bastım. 

Ama arkamdaki kız sadece biraz sendeledi. Sonra benim üzerime atıldı. Ben koltuktan kalkınca kız koltuğa düştü. Ben hızla alarm düğmesine koşarken kız gözden kayboldu. En so uçan bir demir gördüğümü hatırlıyorum. 

*****

Burnum giren inanılmaz sızı ile gözlerimi araladım. Boş, bembeyaz bir odadaydım. Sonra önümde beliren kız ile gözlerim büyüdü. ''Oha! Bu çok havalı!'' Evet kaçırıldım ve düşündüğüm tek şey bu. Kız gülümsedi. ''Fazla cesursun. Aynı... babamız gibi.'' Beynimde cümleyi tarttım. Ama takıldığım bir yer var. O adam benim babam değil! ''O adamın babam olduğunu pek sanmıyorum.'' Bana onaylar gibi baktı. ''Seni gayet iyi anlıyorum küçük kardeş.'' Küçük? ''Ben küçük falan değilim. 15 yaşımdayım ve gayet olgun bir karakterim var.'' Cidden bunun yanlış olduğunu benimle bir dakika geçiren biri bile bilebilir.

Kız bana gülümseyerek baktı. ''Ben olivia. Senin ablanım ve o çok havalı bulduğun şey benim özel güçlerimden biri.'' Kaşlarımı çattım. ''Ben de peri. Özel gücüm falan yok. Normal sıradan bir kızım. Deli olduğum söylenir. Falan filan. Bana şu özel güç olayını anlat!'' Bana garip bir şekilde baktı. ''Işınlanma, nesnelerin içinden geçebilme ve görünmez olma yeteneğine sahibim.'' Bir an heyecana kapıldım. ''Eğer iddia ettiğin gibi ablamsan benim de özel güçlerim olabilir mi?''

Yüzü düşünce acı gerçeği fark ettim. ''Maalesef bu güçler bana annemden kaldı. Onun da bu güçleri nereden bulduğunu bilmiyorum. Senin ile de babam sayesinde kardeşiz...'' Bir de utanmadan açıklama yapıyor! Bu kız elimde kalacak! Ya da ben onun. Bu denklemin sonu belirsiz. Bir kaç saat sonra ablam olduğunu iddia eden kız soru cevaplamaktan bıkmış ve beni burada tek başıma bırakmıştı. Ne yani? Bin katrilyon soru sormak benim de hakkım! 

Sanırım ki bruce benim kayıp olduğumu fark etti ve çoktan beni aramaya başladı. Yani yokluğu hissedilen bir kızım. Bir süre sonra arkamda kalan kapı açıldı. Bir adım sesi diğerini kovalarken bu seslerin iri yarı bir adama ait olduğunu anlamam uzun sürmedi. Acep bu, şu meşhur babam denilen adam mı? Bu olasılığı düşünerek gözlerimi kapattım. Onu görmeye hazır değilim. Adam karşıma geldi. 

''Tatlı kız, neden gözlerini açmıyorsun?'' Yutkundum. ''Doğrusu kendimi buna hazır hissetmiyorum.'' Şu an kalkıp ona yumruğu basmayı o kadar istiyorum ki. Ama beni ayak bileklerimden, boynuma kadar bağlamışlar. Sanırım deliliğim dünyaya aşırı hızlı yayılıyor. ''Anladım tatlı kız. Seni zorlamak istemiyorum.'' Derin bir nefes aldım. ''Fakat istediklerimi yapmazsan sadece zorlamakla kalmam!'' Alaycı bir gülümseme takındım. ''İstediğin şey iyi bir şey olursa bile yapmam.'' 

Odayı bir kahkaha sardı. ''Annene hiç benzemiyorsun. Hem fiziksel olarak, hem kişilik olarak. Annen korkak bir kadındı. Benimle buraya gelmeyi reddetmişti. Sen, tatlı kız tamamen bana çekmişsin...'' Derin bir nefes aldım. ''O zaman eve döndüğümde saçımı boyatır ve gözüme lens takarım. Uyardığın için teşekkür ederim.'' Sonra yanağıma bir yumruk yedim. ''Ev mi? Hatırlatırım bir kızın evi babasının yanıdır. Ve sen benim kızımsın!'' 

Küçük bir kahkaha attım. ''Eğer bir kızın evi babasının yanı ise, benim evim bruce'un yanı!'' Tamam ona daha ısınamadım. Ama hayatımda bir kişiyi babam olarak ilan etmem gerekirse bu kişi bruce olacaktır. Gözlerim açılmak için direnirken bir yumruk daha yedim. ''Kızım olmadığına göre, sana merhamet etmeme gerek yok tatlı kız.'' Şu an düşündüğüm tek şey bu adamın, dabbe izlerken ki tepkisiydi. Cidden bu kadar soğukkanlı bir adam bu filmi izlerken ne tepki verir bilemiyorum. Cidden neden kafamı bu kadar dabbeye  taktım?

Aklıma gelen soru ile gülümsedim. Kafayı bir şeye kolay kolay takmam. Yani bu kadar fazla takmam. ''Neye gülüyorsun tatlı kız?'' Daha çok gülümsedim. ''Neden kafayı bu kadar dabbeye taktığımı.'' Bir kahkaha doldu beyaz odaya. ''Çok inatçı ve cesursun tatlı kız. Umarım sana verdiğim görevleri yerine getirirsin.'' kıkırdadım. ''Rüyanda görürsün!'' hislerime göre yere oturdu.

''Seni kurtarmalarına izin vereceğim. Ama gözüm her zaman üzerinde olacak. Ablan'ı da salacağım. Ama istediğim an kendini burada bulacağından emin ol tatlı kız.''

Beni neden getirdi? Ve ya neden hala gitmiyor? Gözlerimi açmamak için zor tutuyorum. En sonunda kalktı ve çıktı. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım. Tek başımaydım. Sonra arkamı dönüp kapıya baktım. Kapıdan içeri olivia girdi. Ben önüme dönerken o da önüme geldi. ''Peri istediğin bir şey var mı? Babam hazır yumuşamışken yapayım.'' Gülümsedim. Sanırım o karanlığın içinde açmış bir çiçekti.

''Bir tane tarak iyi olabilir.'' Bana garip bir şekilde baktı. ''Yiyecek bir şeyler istemiyor musun?'' Kafamı olumsuz anlamda salladım. ''Gerek yok. Hem saçımı bir gün bile taramasam aslan yelesine dönüyor. Beni kurtarmaya geldiklerinde benden korkup kaçmalarını istemem.'' Güldü. ''Peki o zaman.'' Sonra bir anda yok oldu. Çok sürmeden elinde siyah bur tarakla geri geldi. Arkama geçti, saçımı geriye atıp taramaya başladı. Boş odaya benim bağırışlarım doluyordu. Saçım çok karışmıştı ve canım çok yanıyordu. ''Çok eminsin.'' Olivia'nın sesi ile kafamı kaldırıp ona baktım. ''Neye eminim?'' Gözlerini kaçırdı. ''Ya seni kurtarmaya gemezlerse?'' Gülümsedim. ''Sen benim kimleri tanıdığımı bilmiyorsun.'' Yüzü düştü. ''Ben de beni buradan kurtaracak kişiler tanıyorum. Ama kimse beni buradan kurtaramadı.'' Kafamı aşağı indirip beyaz duvarı izledim. Cidden olivia bura da ne yaşadı?

Bir süre sonra tavanda bir yanık izi oluşmaya başladı. İkimiz de şaşkınca tavana bakarken yanık izi daire şeklini alıyordu. Daire tamamlandığında orta kısım önümüze düştü. Ben sesli bir şekilde yutkunurken tavandaki delikten aşağı superman indi. Ben şok. ''Sen superman'i mi tanıyorsun?'' Olivianın sorusu ile şoku atlattım. ''Hayır, ama sanırım o beni tanıyor.'' superman gülümsedi. ''Merhaba bayanlar. ''

Gotham'ın Puslu SokaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin