Veda

115 18 54
                                    


Üzerimdeki su yeşili elbise mor tenim ile harika bir uyum isçerisindeydi. Fakat gerçekte nasıl durduğunu asla bilemezdim. Bu yüzden sıkı bir dost lazımdı bana. Ama bunlar kesinlikle erkek kardeşlerim olamazdı. Hayatımda ilk kez bir kızıl ajan sayesinde kısa bir elbise giymiştim.

Mini bile sayılmazdı ama ne bileyim? Rahatsız ediyordu. Bir gecelik... Sadece bir gece.

O sırada tıklatılan kapı ile arkamı döndüm. Pek sıkı fıkı olmasak da barbara iyi bir dost seçimiydi. ''Nasıl olmuşum?'' Durumumu bildiği için anlayışlı bir gülümseme takındı. ''Harika olmuşsun!'' Sonra kendi etrafında döndü.

Döndüğünde saçlarıyla uyumlu olan turuncu elbisesi havalandı. ''Peki ben?'' Sağ elimi ağzıma götürüp kıkırdadım. ''Harikanın yeni bir tonu gibi.'' Yaptığım iltifat gülümsemesini büyüttü.

''Aldığım en değişik ama en güzel iltifat bu oldu sanırım.'' Bir anda yerimden fırladım ve barbaranın el bileğini kavradım. ''Çok konuştuk! Parti bitmek üzere!'' O da bana ayak uydurdu. Birlikte uzun koridorlardan geçerek büyük salona indik.

Malikanede kutlama yapılıyordu. Hem Adalet Birliğinin kurulun yıl dönümü için hem de ziyaretçilere veda etmek için. Aslında iki gün önce gideceklerdi fakat diana onları tutarak bu gece gitmeleri konusunda ikna etti. Yani etmiş.

Ve bana gelirsek...

İki gün önce kafayı sıyırmış dedemden kurtulmuş, başka bir kafayı sıyırmış aileye bişmiş hamsi gibi atlamıştım. Eh gene karsız çıktım ama olsun du.

''Hey babs-''

*****
3. Kişi

Kutlama gayet yolunda gidiyordu. Her hangi bir problem yoktu ve gençler gayet eğneniyordu. Superboy, red arrow, wonder girl ve yarasa kardeşler gayet güzel anlaşıyorlardı.

Onları izlemekte olan kızıl saçlı kadın elindeki içi limonata dolu kadehten bir yudum aldı. ''Çok küçükler...'' Yanındaki adam ise oklarını tekrar saymaya başlarken konuştu. ''Onlardan daha fazlası olduğunu hulissedebiliyorum. Suçla savaşan pek çok çocuk,''

Kızıl saçlı kadın elindeki bardağı hırsla yaslandığı masaya koydu. ''Neden biz devriyeye çıkmadan sadece büyük olaylara müdahale ediyoruz?'' Clint son okunu da saydıktan sonra yanındaki kadına baktı. ''Polisler ne güne duruyor? Böyle yapparak onları işsiz bırakmış oluruz.''

Natasha saçlarını kulağının arkasına itekledi. ''Bilemiyorum. Polis her zaman her yerde olamıyor.'' O sırada yanlarına gelen çift ikilinin dikkatlerini çekmeyi başarmıştı.

Laurel ve oliver çifti kol kola girmiş bizim ikilinin yanına gelmişti. ''Bu gece gidiyorsunuz ha? Buna alışmam gerek.'' Oliver sarışın kadından ayrıldı ve elini karşısındaki adama uzattı. ''Güzel bir tanışmamız oldu diyemem. Ben oliver,''

Clint ilk başta şaşırsa da bozuntuya vermeden tuttu elini. ''Ben de clint. Memnun oldum. Bu şekilde başlayan sohbet sıcak ve özlenmeye değer bir anı hâline gelmişti. Dörtlü gayet güzel bir şekilde anlaşmıştı.

Bruce sıkıntıyla nefesini verdi. Periyi bırakma olayı cidden sinirlerini bozuyordu. Bir anda omzuna konan el ile irkildi. ''Ne zamandan beri beni izliyorsun?'' Tony adamın karşısına geçti. ''Bunu biliyorsun.'' Bruce gözlerini karşısındaki kahverengilere dikti.

''Ne demek için geldin?'' Tony kıkırdadı ve başını arkadaşları ile vakit geçiren beşliye çevirdi. ''Sıkıntının nedeninin onlar olduğunu biliyorum. Sadece bir nasihat vermeye geldim.'' Bruce alayla güldü. ''Ne nasihatıymış bu?'' Tony biraz dikildi. Ve kaşıyla kahkaha atan genç kahramanları işaret etti.

Gotham'ın Puslu SokaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin