Lahmacun

196 30 10
                                    

''Hala ondan şüphelendiğine inanamıyorum! Kızın durumuna bak!'' Duyduğum boğuk ses ile bilincim yerine geldi. Gözlerimi açmaya çalıştım fakat sanki üstüne tonlarca yük konulmuştu. Sonunda birkaç kez kırpıştırıp gözlerimi açtım. Açar açmaz bruce ve üç oğlu başıma toplandı. Damian koltuğa kurulmuş telefonla uğraşıyordu. 

Gözlerimi biraz odada gezdirdim. Burası bir hastane odasıydı. Yattığım yerde doğrulmak için hareketlenince dick omuzlarımdan tutup beni geri yatırdı. ''Bu bacakla asla kıpırdamaman gerek genç bayan. '' Dick'in beni azarlaması üzerine gözlerim bacağıma kaydı. Sağ bacağımı alçıya almışlar! Ne oldu ki bana? 

Onlara dönüp ''Bacağıma ne oldu? Hem neden hastanedeyiz?'' Hepsinin kaşları çatıldı. Damian bile telefonu kapatıp buraya odaklandı. ''Biz de bunun cevabını senden bekliyorduk.'' Tim'in cümlesiyle benim de kaşlarım çatıldı. ''Ne oldu ki?'' Hepsi birbirlerine baktılar. ''En son hatırladığın şey ne?'' biraz düşündüm. ''Canım çok sıkıldığı için arka bahçeye gitmiştim. Bir banka oturup bir süre dinlendim. Sonra... Sonra sesler duydum. Çalıların arasından bazı sesler geliyordu. Oraya gittim ve baktım. Sadece bir kedi vardı. Rahatladığımı hatırlıyorum. Sonrası yok.'' 

Tim bruce'a bakıp ''Travma sonrası hafıza kaybı olabilir mi?'' Bruce hafifçe kafa salladı. Kaşlarımı çattım. Travma? ''Ne travması?'' Bruce arkasını döndü ve konuşmaya başladı. ''Tim, dick ve damian. Benimle gelin. Jason sen perinin başında bekle.'' Jason sinirle bruce'a döndü. ''Neden ben? Tim kalsın!'' Bruce jason'a döndü. ''O bana lazım.'' Ne konuda lazım ki? ''Dick?'' Gözlerimi dick'e çevirdim. Kaşları çatık onları izliyordu. ''O da!'' jason son kozunu da kullandı. ''Damian?'' Bu sefer bruce sinirlenmişti. ''O daha bir çocuk!'' Resmen aslan gibi kükredi. Damian karşı çıkmak istiyordu, bu çok belliydi. Ama şu an ne yeri ne zamanıydı. Bruce hiddetle arkasını dönüp dışarı çıktı. Peşinden sırasıyla dick, damian ve tim de çıktı. 

Jason sinirle önceden damian'ın oturduğu koltuğa oturdu ve gözlerini kapattı. Bende hayalet gibi boş boş bakmayı bırakıp gözlerimi kapattım. Uykum vardı ve yeni fark etmiştim.

*****

''Biliyor musun uykun çok derin. Seni uyandırmak için jok-'' Dick, damian'ın sözünü koluna vurarak kesti. Her halde o olayı unutamadığımı falan düşünüyor. Evet hala acı veriyor ve doğamamış kardeşim rüyalarıma giriyor, fakat ben gelecek odaklı bir kızım. Ve bu gibi şeylere fazla kafa yormak istemiyorum. 

''Cidden nasıl o kadar derin uykuya dalıyorsun?'' Tim'in sorusu ile kafamı oraya çevirdim. ''Çünkü Türküm.'' Evet Türk olmaktan gurur duyuyorum. 4 çift boş göz görünce ''Boş verin siz nasıl uyuyup uyumadığımı. Bana baloda ne olduğunu anlatın.'' Dick biraz huzursuzca nefes aldı ve konuşmaya başladı. ''Baloda seni fidye için kaçırmışlar. Polisler seni 14 saat sonra eski bir binanın bodrum katında bacağın kırık bir şekilde bulmuşlar. O zaman uyanıkmışsın. Sonradan uyumuşsun.''  Nasıl yani! ''Hayatımda ilk kez kaçırılıyorum ve bunu hatırlamıyor muyum? Olamaz ya'' 

Herkes bana dik dik bakarken damian'dan öğrendiğim şeyi yaptım. ''Ne?'' Başıma giren ani bir ağrı ile elim istemsizce kafama gitti. Gözlerimi kapattım. Ve gitmesini bekledim. Ama gitmedi. ''Peri?'' Dick'in sesi ile gözlerimi açıp ona baktım. ''Başıma bir ağrı girdi sadece. Sıkıntı yok?'' Ağrı daha da şiddetlenince ağzımdan bir inleme çıktı.

Tim yatağın yanındaki komidinden bir ağrı kesici aldı ve bana verdi. Sonra da bir şişe su verdi. Önce hapı ağzıma attım. Sonra da suyu içtim. Su şişesini komidine koyarken teşekkür ettim. ''İstersen sen biraz dinlen. Zaten bir kaç saat sonra eve gidicez.'' Ev, ne ara benim evim olmuştu o malikane?  Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

Gotham'ın Puslu SokaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin