Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Unutma, karanlığın arasında sol el ile boyanmış bir yıldızsın sen.
Meyve suyumdan son bir yudum alıp, kolumdaki saatime baktım. Rehber hocamız bayan lee gelmek üzeredir diye düşünerek hızla sırama geçtim.
Dönem başından beri sınıf başkanıydım. Ve ailemden gelen ani cesaretle, okul başkanlığı seçmelerine katılmıştım.
2 günün sonunda, yani dün müdürümüz tarafından okul başkanı olduğum açıklanmıştı. Okulda sevilen biriydim.
Herkese karşı nazik bir yapım vardı. Birinciliği asla başka birine bırakmazdım. Her ne kadar bedavaya okuyabilecek kadar zengin olsamda, kendi emeğimle bir şeyler başarmak istiyordum. Ve ayrıca bu aileminde oldukça hoşuna gidiyordu.
Bayan lee'yi görmemle ayağa kalktım."Sınıf! Bayan lee'yi selamlayın!"
Sınıf hep bir ağızdan Bayan lee'ye selam verdi.
"Merhaba oturabilirsiniz." Herkes oturduğunda kitabın sayfasını çoktan tahtaya yazmıştım
Görevimi çok iyi yaptığımı düşünüyordum. Ayrıca bunu öğretmenlerimin bakışlarındanda anlayabiliyordum.
"Youra, okul başkanlığın için tebrik ederim. Ayrıca sınavda üst derece yapmışsın. Aileni ve okulunu gururlandırmaya devam et. Oturabilirsin." Bayan lee samimi bir gülümseme sundu
Teşekkür edip hafif eğildim. Annem ve babama ben haber etmeden çoktan okul ailemi arayıp onları tebrik ediyordu.
Genellikle benim gibi olanlarla takılırım. Çok yakın değildik fakat arkadaş yerine koyuyordum işte. Genellikle onlarda benim gibi çalıştığı için, çoğuyla görüşmüyordum bile.
Aslında Rakip olduğumuzu söylesem, yalan olmazdı. İlk zamanlar herkes bu başarının rüşvet vererek olduğunu düşünüyordu. Ailem her konuda bana destek verdiği gibi bu zamandada desteğini vermiş ve ben herşeyi kendi emeğimle yaptığımı kanıtlamıştım.
Bu rakiplipten nefret ediyordum. Fakat onlara üst sırada yer veremezdim. İnsanlar arasında tek bir açığımı bulup beni rezil etmek isteyenlerin olduğunu biliyordum. Buna izin veremezdim.
Ders stabil bir şekilde bittiğinde, suyumdan bir yudum aldım. Dersi derste dinlerdim ve extra olarak çalışmaktan asla kaçınmazdım.
Sınıfımızın pencereleri okulun arka kısmına bakıyordu. Bu yüzden bu yaz mevsiminde güneşin ızdırabını çekmiyorduk.
