A

648 61 20
                                    

Altın üçlü sıradan bir günün ardından ortak salonda otururken Harry bir yandan çapulcu haritasını gözetliyordu. Gün boyu peşinde dolandığı sarışını her fırsatta gözüyle taciz etse de odasına girmesiyle bu anlamsız takip olayı son bulmuştu. Sarışının adımları bir kaç saattir odanın içerisinde dolanıp duruyordu ve hala kaybolmamıştı. Gerçi hoş geçirdikleri 2 günü baz alırsak kaybolma saatine biraz daha vardı. Kuzgun ağrıyan gözlerini ovuşturup haritayı kenara bırakırken yanında sohbet eden ikiliye dönmüştü.

"İksir ödevini yapmamamız ilk defa bu kadar sakin karşılandı sanırım?"

"Profesör Slughorn, Harry ve seni altıncı sınıftan iyi hatırlamasaydı o kadar da sakin karşılanmazdı emin ol. Neyse ki melez prensin kitabı vardı."

"Geceleri benimle sohbet etmek yerine o kitabı okuyordu biliyor musun?"

Harry ikilinin konusuna gülerken Ron'un elindeki paketten bir kaç bisküvi almıştı.

"Eh, iyi ki okuyormuşum. Zaten bana işe yarar şeylerden bahsetmiyordun ki, her gece Ginny ve Dean'den bahsediyordun."

Harry sohbete katılıp elindeki bisküvileri ağzına atarken göz ucuyla haritayı kontrol etmeyide unutmuyordu. Olurda sohbete dalarsa saatlerdir harita başında beklemesine rağmen sarışının adımlarının kaybolmasına tanıklık edemezdi. Ki edemezse de arkadaşlarına gösterebilecek herhangi bir kanıtı kalmayacaktı. Zaten şu haliyle bile onları ikna etmek fazlasıyla zor oluyordu.

"O konuşmaları yaptığımız gecelerin sonunda da şuan olduğu gibi haritaya bakıyordun dostum."

Harry, kızıl arkadaşının sesiyle ona dönerken dudakları hafif bir tebessümle havalanmıştı.

"Aslında sana o konuda pek ciddi cevaplar vermemiştim."

"Sen şimdi Ron'u umursamadığını mı ima ediyorsun?"

Herm'in kıkırdayarak sorduğu soru üzerine Harry elini gergince saçına atmıştı. Ne diyebilirdi ki, iş üstündeyken konuşulan diğer konular ona gereksiz geliyordu.

"Doğruyu söylemek gerekirse, evet. O zamanlar pekte umrumda değildi."

"Demek umurunda değildi ha?!"

Ron hızla yerinden kalkıp Harry'nin üstüne atlarken kuzgun ani gelen ağırlıkla sırtını koltukla buluşturmuştu.

"Ne yapıyorsun? Ron!!"

Harry üzerinde onu boğmaya çalışan kızıla karşı koymaya çalışırken Ron'un ağırlığını yana vermesiyle dengeleri bozulmuş, ortak salonda fazla gürültülü ve bol acılı bir düşüş yaşamışlardı. Herm hızla ayağa kalkarken gergince etrafına bakmıştı. Bir kaç kişi yeri boylayan ikiliye gülse de Ravenclaw takımı daha fazla dayanmayarak odalarına çıkmıştı. Slytherinden bir kaç kişiyse onlara doğru yol almıştı bile.

"Cidden bu daha ne kadar devam edecek?"

Herm gergin bakışlarını önce acı içinde ayaklanmaya çalışan ikiliye sonraysa karşısında cevap bekleyen Lucian'a çevirmişti.

"Kusura bakma Lucian. Daha sessiz olacağız."

"Kusura bakma mı? Kaç gündür ortak salonda oturamıyoruz bile sesinizden!"

"Niye koltuk mu yok, git otur."

Ron alaycı ve bir o kadar öfke dolu sesiyle az önce düşen o değilmiş gibi Lucian'ın karşısına geçerken yapacağı hamleyi bekliyordu. Lucian ise vücudunu saran öfkeye engel olamazken yumruğunu sıkmış, bir kaç adımda aralarında ki mesafeyi kapatmıştı. Burası ortak salondu! Bugüne kadar susup sabretmişlerdi ama bardakta ki su dolup taşmıştı artık.

Fantastic BeastsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin