Aynı akşamın gecesi
Hayvanların kaçmasının üzerinden bir kaç saat geçerken Ron ve Blaise burnuğun olabileceği çoğu yere bakmıştı. Hatta ümitleri tükenen kızıl iflas bayraklarını çekerek büyük salondaki masalardan birine oturmuştu. Blaise hala aramaya devam ediyordu. Yatakhaneden çıkar çıkmaz kütüphane ve yatakhaneye yakın bütün derslikleri kontrol etmişlerdi. Sıra büyük salona gelmişti ama burada durdukları her saniyede bir profesöre yakalanma riski artıyordu. Esmer çocuk, kürsü dahil bütün masaları tarayıp tamamen boş olduğuna karar verdiğinde yorgun bedenini Ron'un yanına bırakmıştı.
"Yok burada da, nereye gitti bu?"
Ron karşı koyduğu uykusu ve sabrının son demleriyle derin bir soluk vermişti. Üstüne üstlük neden burada Zabini ile beraber olan oydu? Aslında biraz daha sessiz olsa bu durumda olmalarından asla şikayetçi olmazdı.
"Bilmiyorum, neresi kaldı ki zaten?"
"Dışarı mı kaçtı acaba?"
"Sanmıyorum Zabini, bence yatakhaneden hiç çıkmadı."
Esmer çocuk olumsuz anlamda kafasını sallamış ve yeniden kızıla dönmüştü.
"İmkansız, illa birileriyle beraber dışarı çıkmış olmalı."
"Ama şöyle bir şey var, kaçtığında saat zaten akşam vaktiydi. Kimse ortak salonu terkedip dışarı çıkamazdı yani. En fazla odalara girmiştir. Bence odaları aramalıyız."
Blaise bir süre bunun üzerinde düşünürken kızılın dediklerini hayli mantıklı bulmuştu. Ron'un zekasını konuşturduğu anlarda ki kendinden emin tavrını sevmişti Blaise.
"Haklısın. Zaten bakabileceğimiz başka bir yerde kalmadı, hadi toparlan yatakhaneye dönüyoruz!"
İkili hızlı ve sessiz adımlarını koridorlardan yatakhanelere çevirirken yakalanmadan ortak salona girmeyi başarmışlardı. Kendini koltuklara atan Ron zaafına dönüp çok merak ettiği o soruyu sormuştu.
"Bütün odalara nasıl bakacağız ki?"
Blaise soru üzerine afallayıp bir kaç dakikasını bunu düşünerek çöp ettiğinde hiç bir sonuca ulaşamamıştı.
"Yapacak bir şey yok. Hepsine tek tek bakmamız lazım. Şansımız varsa erkeklerin odalarından birindedir. Eğer yoksa son çare kızların odaları."
"Kızların odalarına girmeyeceğiz herhalde?!"
"Neden olmasın?"
"Bilmem belki nasıl uyuduklarını, üzerlerinde ne olduklarını bilmediğimizden olabilir mi?"
Ron sert tavrını ortaya koyarken Blaise tabii ki de kızların odasına girmeyi düşünmüyordu. Sadece karşısındaki afetin tepkisini fazlasıyla merak ediyordu.
"Eminim kimse çıplak yatmıyordur, Weasley. Ben ortada sorun göremiyorum."
"Bu kızlara bakman için arkasına saklandığın bahanen mi?"
Ron sinirle ayaklanıp esmer çocuğun karşısına dikilirken damarlarından akan kıskançlık, karşısında gülerek ona bakan suratla hücrelerine kadar işlemişti.
"Sadece seni kızdırıyordum, Weasley. Çok çabuk oyuna geliyorsun."
Blaise artık kahkahalarını tutamazken Ron ise yavaşlayan kan akışıyla birlikte bir kaç adım geriye gitmişti.
"Neyse ki kızlara bakma ihtimalimin seni nasıl kızdırdığını görmüş olduk."
"Bakmanla ne alakası varmış?! Ben kızları ve mahremiyetlerini düşündüğümden sinirlendim bir ke-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fantastic Beasts
FanfictionSarışının hayatını değiştiren bir kabuluk, tesadüfen bu hayata dahil olan kuzgun ve dalından yeni koparılmış taptazecik bir drarry kurgusu.. Drarry