25.Bölüm

655 45 9
                                    


SOĞUK İNTİKAM

Karanlıkla dolan depo gözlerimi acıttı elim hemen belimdeki silaha gitti ve etrafa bakınmaya arkamı kollamaya başladım bu iyi değildi hiç iyi değildi. Gözlerimin karanlığa alışmış ani bir hareket bekliyordum burası sıcaktılamaya başlamıştı sanki bir anda bütün hava çekilmişti. Alnımda ki teri koluma silip seslenmeye başladım. 'Çık lan dışarı oyun oynama benimle' ama ses yoktu bacaklarım artık beni taşımıyordu ve göğsüm sıkışıyordu.Işıklar aniden açılınca gözlerim acıdı ve etrafa bakınmaya başlamıştım diz çöküp öksrmeye başladım ciğerlerimi kusuyordum sanki.Gözlerim ışığa alışmaya başladığında etrafa bakındım ve beyaz dumanı fark ettim kısa süre sonra bütün bilincimin kapandığınıı ve karanlığa sürüklendiğimi hissettim.

Gözlerimi açtığımda yine boş depodaydım ama daha farklıydı bu sefer hareket etmeye çalıştım fakat metal sesleri duydum beni zincirle bağlamışlardı silahım yoktu nasıl kurtulabilirim diye düşünürken aklıma bizi eğiten o güçlü mafya adamı geldi o olsa nasıl kurtulurdu nasıl?! tepemde bir navigasyon çalışmaya başladığında dikkatle duvara baktım kısa süre sonra Onur duvarda gözüküyordu.Kameraya yaklaşıp piç bir şekilde gülümseyip günaydın güzelim dedi.Tabiki onun ekmeğine bal sürmeyecektim bende gülümseyip 'Merhaba kedicik' dedim bu onu kızdırmıştı kaşlarını çatıp bağırmaya başladı 'Yemin ederim öldür diye beni yalvaracaksın orospu yemin ederim' kahkaha atmaya başladım bu beni eğlendirmişti 'ooo kedicik sinirliii sakin ol bu kadar kolay sinirlenme oğlum erken yaşlanırsın bak' kameraya iyici yaklaşıp bu sefer o gülmeye hatta kahkha atmaya başladı bu kahkaha gerçekti. Neden bilmem içim huzursuzlanmıştı ve midem bulanmaya başlamıştı. 'Gül sen bakalım derin gül son gülen ben olacağım' diye cevap verdi bana içimdeki korku kalbime bir tekme atıp uğuldamaya başladı.Onur kameradan kafasını çekip başka bir tafara götürdü götürmeye başladığı an içeri iki adam gelip ellerimi çözdüler ve gittiler benimse dikkatim tamamen duvarda olan bitene bakmaktı ve kameradan onur çekildi onu gördüm..Baba babam oradaydı ve elleri bağlıydı içimde sanki bir şey koptu ve bağırmaya çığlık atmaya duvarlara vurmuya başladım ama o sakindi ve beni bekliyordu sanki diz çöküp yere yumruklarımla tutundum 'Eğer ona bir şey olursa seni öldürürüm duydun mu lan beni ?! ' benim aksime babam gayet sakindi o kadar çok isterdim ki babam kadar güçlü olmayı gözlerine baktım bana 'sakin ol düşmanının karşısında böyle yapma' diye uyarıcı bakışlar atıyordu kendimi toparlayıp bütün gücümle sordum 'ne istiyorsun ?' işte bu soru onu memnun etmişti 'ha şöyle güzelim ya ' sinirle gözlerimi sertçe kapatıp açtım 'lan oyun oynama benimle ne istiyorsan söyle ihaleyi geri mi istiyorsun ?' işte bu sorumla beraber tehlikeli bir edayla gözlerini kısıp bana cevap verdi. 'ihale senin olsun artık çok geç ben rakip istemiyorum ve sen Derin Korkmaz sen benim rakibimsin bu dünya ikimize dar artık birimiz ölene kadar durmayacağım ama önce babandan başlayacağım ve sen yok olana kadar ailenden birer birer parça koparacağım yakında kendi isteğin ile kendi kafana sıkana kadar devam edeceğim' dünya durmuştu sanki kulaklarım uğuldamaya başladı. Hızla ayağa kalkıp 'yapma..' dedim ama kamera çoktan kapanmıştı.

Hızla ayağa kalkıp dışarı çıktım şerefsiz herif silahımı ve arabamı almıştı yürümeye başladım taksi bulana kadar bizimkilere haber veremiyordum çünkü telefonum yoktu. Baba... babam benim ilk ve tek kahramanım benim ilk ve sonsuz aşkım benim en güçlü yanım..babam diğer babalara benzemezdi onun benzeri yoktu beni yaralarımdan öperdi düştüğümde ayağa kaldırır ve dik tut başını korkma arkanda baban var derdi benim arkamda dağ vardı ve o dağı benden çalıyorlardı şimdi babamla hep baba kızdan farklıydık diğerleri hep daha azdı gözümde.Benim babam güçlü ve mert bir adamdı ben onun kızıydım tepeden tırnağa onun kızıydım.

Giyinip bizim çocukların yanına gittim. 'Ne yapacağız şimdi biz?' diye söylenmeye başladı Hasan abi..Hasan abi en az babam kadar yakındı bize akıl hocamdı. 'Bilmiyorum amca bekleyeceğiz?' gözlerimin altı kan toplamışçasına mordu ve acıyordu da canım çok yanıyordu sanki biri kalbimi yerinden sökmüştü de hala yaşıyordum.Bizim çocuklardan Mustafa koşa koşa geldi ve amca,abla bir bakın diyerek telefonunu masanın üzerine bıraktı.Hala yaşıyordu babam aniden ayağa kalkıp telefonu elime aldım çok değil kısa süre sonra ekrana Onur iti girmişti sırıtarak 'sadece Derin gelecek atacağım konuma yalnız olmadığını anlarsam baban daha erken ölür' dedi ve telefon kapandı amcam ağzını açacaktı ki abimde geldi ikisi birden konuşmaya başlayınca elimi masaya vurup 'Tek gideceğim ! bu konu tartışmaya açık değil!' abim konuşmaya başlayınca 'Bitirmedim!' diye gürledim 'Eğer biri arkamdan gelecek olursa onun kafasına bizzat ben sıkarım haberiniz olsun!!' dedim ve telefonu alıp mekandan çıktım. Arabaya yerleşip vereceği konumu beklemeye başladım.Çok geçmeden konum gelmişti hızla gaza basıp sürmeye başladım ibreyle yarışıyordum ayağım gaz pedalını zorluyor ve araba bir aslan gibi öne atılıyordu.Arabayı durduğumda gelmiştim vakit kaybetmeden çıktığımda hemen koşmaya başladım rutubet kokulu depoya girdiğimde elim silahıma gitti ve etrafı kolaçan etmeye başladım.Ve yavaş yavaş dikkatle yürümeye başladım karşıma silahlı bir adam çıktığında indirdim silah sesini duyan diğer itler gelmeye başlamıştı gideceksem eğer yalnız gitmeye hiç niyetim yoktu..gelen adamların üç tanesini daha indirdim biri arkamdan kollarımı tutunca kafamı geriye atıp adamın burnunu kırdım daha sonrada boynunu devamı geliyordu ve daha kalabalıktı silahımı aldım ve iki tanesini daha indirdim başım çatlıyordu hemen hemen hiç uyumamıştım ama bunlardan daha iyiydim bu kaçınılmazdı.Adamlar iyice kalabalıklaşmaya başladı ve sekiz tanesini daha almıştım.Mermilerimin herbirine bir kelle alıyordum ve sonunda mermilerim tükendi.Bunu fark eden şerefsizler etrafımı dörtlediler.Elimde ki silahı yere atıp bekleme başladım.Artık direnmeyecektim .Gelip üzerimi aradılar ve beni Onur itinin yanına götürdüler. Onur bana yaklaşıp çenemi tuttu ve kendine çekti 'hazır mısın az sonra kalbini sökeceğim' dedi bu cümle bütün hücrelerimi ayağa kaldırmıştı. Yüzüne tükürüp 'havlama lan it ' dedim bu hareketim onu sinirlendirmişti saçlarımın dibinden tutup beni sürüklemeye başladı. çok geçmeden dört duvarı kapalı penceresi olmayan ve duvarda dört adet büyük kocaman bilgisayar ekranları vardı beni içeri savurdu ve 'seni öldürmeyeceğim senin ruhunu alacağım Derin Korkmaz bulaşmaman gereken birine bulaştın' diyip çekip gitti çok geçmeden ışıklar kapandı ve bilgisayar ekranları çalışmaya başladı.Ve babamı gördüm öylesine dik öylesine heybetli görünüyordu ki ona bir kez daha hayran kalmıştım.

Diğer ekranlarda çalışmaya başladı ve onun o güzel masum yüzünü gördüm korkuyordu..Anne..çok korkuyordu ağlamaya başladım 'laan lan ondan ne istedin lan' ve benden bir ses kopru AAAAĞ!!!!! evet bağıra bağıra ağlıyordum 'Çaresizim babam çaresiziim!!' ağlamaya devam ettim.Babam ise 'ayağa kalk Derin!' diye bağırdı ama kalkmadım başımı öne eğip ağlamaya devam ettim 'Sana ayağa kalk dedim' kalkamadım gücüm yoktu babam gücüm kalmadı artık..'ayağa kalk kızım benim güçlü güzel kızım..! babama baktım bu sefer oda çaresizdi. İşte bu canımı daha çok yaktı babama baktım ağlıyordu..Onur'un sesi duyuldu'yeter bu kadar!' ayağa kalkıp ellerimi dizime koydum.'sana yemin ederim ölmek için bana yalvaracaksın orospu çocuğu!'anneme baktım titriyordu. Onur elini her neyse dermiş gibi sallayıp 'sana bir şans vereceğim bugün sadece bir kişiyi kaybedeceksi' cümlesini bitirir bitirmez ışıklar kapandı ve kapılar açıldı.Babam ve annem içerideydi koşup olara sarıldım kalbim ağzımdaydı sanki nefes alamıyordum anne ve babamın kokusu beni sakinleştiriyordu. Üçümüz birbirimize sarılmıştık babam ve benim aksine annem titriyor ve kekeliyordu ama duymuyordum kulaklarım çalışmıyordu sanki o ana kadar hıçkıra hıçkıra ağladığımı fark etmedim. Tekrar odaya ışık geldi ve ekranlar çalışmaya başladı odaya iki adam girdi anne ve babamı rehine alıp kafalarına silah dayamışlardı Onuru gördüm dikkatle beni izliyordu 'bırak lan bırak' adamlara direnmeye çalışıyordum adamlardan biri silahı anneme iyice dayatınca annem çığlık attı ve bu beni durdurdu.Adamlardan biri elime silah verdi ekrana bakıp 'bu ne şimdi?' dedim Onur gülüp 'hangisinin yaşayıp hangisinin ölmesine sen karar vereceksin' işte şimdi başım dönüyordu bütün kanım çekilmişti benim öldürmemi istiyordu. Adamlar anne ve babamı bırakıp dışarı çıktılar.Silahı kafama dayayıp 'beni öldür dedim' yaşlı yalvaran gözlerimle Onur'un sesi bir daha duyuldu 'yine söylüyorum sen öldüreceksin eğer içinizden biri alıp kendini öldürürse bugün üç kişi ölür ve Derin sen ölmeyeceksin sana söz verdim bir dakikan var çabuk seç yoksa ikisi birden ölür' onur ekranda kayboldu ve geri sayaç başladı. Babam anneme bakıp dikkatli olun dedi.Sonra bana bakıp 'hadi kızım yap şunu' dedi başımı ellerimin arasına alıp kafamı deli gibi 'yapamam babaa.yapamam nasıl yapayım babam' babam cevap verdi 'yapacaksın! siz ölmeyecekseniz duydunuz mu bu benim görevim yap şunu!!' ciğerlerim kanıyordu gözlerim görmüyordu sanki kabustu bu yaşadıklarım. 'hayır babam hayır yapamam baba' babam bana gelip sarıldı 'bunu yapmak zorundasın Derin' beni kucaklayıp ağlamaya başladı ve bağıra bağıra ağlamaya başladık sayaç hızla ilerliyordu son 30 saniye. Babam elime silahı verip bağırdı 'bu benim görevim babalar ailelerini korur duydun mu beni?!' diye bağırdı ve devam etti 'yap şunu' inatla başımı sallıyordum son 19 babam bağırdı 'yap şunu' son 10 babam devam etti 'yap şunu dedim sana!' son 5 'Hadi Derin biz ailemizi koruruz ' son 3 babam bu sefer gürledi 'Yap şunu!!!' silah patladı babamın göğsünde ki kanı gördüm babamı ben öldürmüştüm. Gözleri bendeydi babamın katili bendim. Ben bununla nasıl yaşayacaktım..

Mafya GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin