Blood Moon/4.Bölüm

38 4 0
                                    

İyi okumalar...

Hepinizin yorumlarını ve oylarını bekliyorum :)

Sizleri seviyorum<3

-

Louis ile hafif güneş ışığı vuran kolidorlarda yürüyorduk. 

Ve bi solana girdik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve bi solana girdik. Koskocaman bi solondu, yüzlerce insan vardı. Loius elini omzuna koyup "Hoşgeldin boktan hayatımıza" dedi. Yüzünde samimeyetsiz bi gülümseme vardı. 

-

Louis'in babasının çalışma odasına girdik. Ayağa kalktı ve bana elini uzatı "Hoşgeldiniz" dedi. Bana uzatığı eli sıkıp gülümsedim. "Baba ben İsabella'ya anlatırım bilmesi gerekenleri, benim odamıza geçelim biz" dedi Louis. Olur anlamında kafasını saladı. 

-

Bi çalışma odası gibi bi yere daha girdik Louisle , karşılıklı koltuklara oturduk. "Dinliyorum" dedim "Çok mu merak ediyosun bu cehenemi" dedi "Çok fazlasıyla merak ediyorum" dedim gülmeye başladık "Ağlancak halimize gülüyoruz" dedi "Tamam anlat hadi merak ettim bu cehenemi"

"Başlıyorum o zaman" dedi gülerek "Başla bakalım" dedim "Bu cehennemin adı Blood Moon(Kanlı ay)" dedi "Wow güzelmiş" dedim "Burda herkesin özel güçleri ve elementleri vardır herkesinki farklıdır" dedi "Nasıl yani?" dedim tek kaşımı kaldırıp "Örnek veriyim kendimden boşuna geçmedim ben bu tarafa" dedi gülerek ve sözüne devam etti "Ben Ateş melleğiyim elementim ise anka kuşu"  

"Başlıyorum o zaman" dedi gülerek "Başla bakalım" dedim "Bu cehennemin adı Blood Moon(Kanlı ay)" dedi "Wow güzelmiş" dedim "Burda herkesin özel güçleri ve elementleri vardır herkesinki farklıdır" dedi "Nasıl yani?" dedim tek kaşımı kaldırıp "Örnek...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sırtındaki anka kuşu resmi gösterdi "Ateşle hükmekle görevliyim her zaman cesur olmam gerekiyo ve hep öyleyimde" dedi arkasına yasladı, gülmeye başladım "Peki ben de bu tarafa geçersem ben ne meleğim olucağım?" dedim "Beli olmaz o kader beli eder onu" diyip göz kırptı 

"Peki...Benim tanıdığım birisi var mı bu tarafta?" dedim "Hm...Robert var, ölüm melleği" dedi. Şaşkın gözlerle ona  baktım "Anlamadım?" dedim "Basbaya bu tarafta" dedi "Ama annesi babam onun babası" dedim kekelerek. Gülmeye başladı, gülerek "O benim gibi eskiden yaşanan olaylara takmıyo anı yaşıyo, aile meselerine takmıyo" dedi "Peki babası buna bi şey demedi sonuçta bu cehenem onları yok etmek için kurulmadı mı?" dedim "Onla alakalı pek bi fikrim yok. Ama sonuçta bi sorunlar olmuştur" dedi. 

"Bana kız arkadaşından bahsedicektin" dedim. Derin nefes alıp verdi "Bi insandı kendisini koruyamazdı burdaki kişilerden. Burayla alakalı herşeyi biliyodu, bi gün bizi ayırcaklarını, asla evlenemiceğimizi biliyordu ama ginede benden vazgeçmiyodu bende ondan vazgeçemezdim. Ben hiç bir tarafta olmak istemiyodum ondan başkasına gözüm görmiyordu. Hayatımı resmen ona adımıştım. Yaklaşık 1 sene önce 18 yaşıma bastığım o gece. Benim için bi tören olmuştu, bu ceheneme ait olduğumu göstermek adına ama ben istemiyordum. Babama bu törenin olmucağını söylemişti. Beni tehtit etti." dedi derin nefesler alıp vermeye başladı "Neyle tehtit etti?" dedim gözlerimi kısarak "Onu Luna öldürmekle etti" dedi gözlerini sımsıkı kapatı ardından sağ gözünden bir damla göz yaşı düştü. "Luna...isminin anlamı dolunay" dedim konuyla alakasız. Gözünden akan yaşları umursamadan gülümsedi "Dolunay gibi etkileyici bir güzelliği vardı" dedi "Peki sonra noldu?" dedim "İnanmadım ona sonuna kadar inat ettim taki babamdan bi telefon alana kadar beni aradı 'kız arkadaşın yanımda ya adam gibi o törene çıkarsın yada onun o çok sevdiğin o güzelim saçlarını yakarım' dedi. Ama babamın ona zarar veremesi riski olduğunu bildiğim için bana kadeh kaldırdı zaman gizlice kaçtım Luna'yı bulma umuduyla. Babam kaçtığımın haberini almıştı ve dediği gibi yaptı saçlarını yaktı o uzun sarı saçlarını. Onların olduğu yere gittim de Luna çoktan gitmişti. Öldümü yaşıyomu bilmiyorum en çokta canımı bu yakıyo" dedi göz yaşlarıyla. 

Oturduğum yerden kalkıp yanına geçtim bir elimi yanağına koydum, baş parmağımla o sımsıkı kapatığı gözlerinden akan yaşları sildim "Saçları yanarken hala prensini bekliyordu..." dedim "O günden sonra kimseye güvenim kalmadı tek bir kanatı olmayan ama uçmaya çalışan bi kuş gibi hissediyorum" dedi "Ben bu kadar acı çektiğini bilmiyordum özür dilerim. Dışardan-" derken sözümü kesip gülerek konuşmaya başladı "Dışardan benden mutlu yok gibi gözüküyorum duygusuz bi köpek gibi, her boka gülüp geçiriyorum. Neden hep gülüyorum biliyomusun?..." dedi ve bu sefer gözlerinide açtı "O çok kıskançtı bana hep 'o gamzelerini benden başkasına gösterirsen cehenemin dibinde bile olsam gelip  ikinizide öldürüm' derdi belki kıskanıp gelir diye hep gülüyorum" dedi 

Kalbimi acıdığını hissettim. Öbür elimide yanağına koyup "Sana söz veriyorum onu  bir gün bulup getircem onu sana" dedim "Belki de öldü..." dedi "Orasını bana bırak sana bir söz verdim ve tutucam da" dedim gülümsiyerek devam ettim "O aşkınızı ben de görmek istiyorum.." dedim

Bitti mi Hikâyemiz?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin