9. BÖLÜM: ÇETEYLE BİR GÜN

17 1 24
                                    

Selam canlar ^^
Uzun bir süredir yoktum, düzenli bir şekilde bölüm paylaşamıyorum maalesef.  E beni böyle kabulleneceksiniz artık.😂
Bölüm sonunda görüşürüz.

♡♡♡♡♡♡♡Öykü'den♡♡♡♡♡♡♡

Son olarak peçeteleri masaya dizdikten sonra salona giderek misafirlerime yemeğin hazır olduğunu bildirdim. Evet, Aras ve diğerleri hâlâ gitmemişti. Ateş'in eski telefonunu inceleyerek Kara Çetesi hakkında dişe dokunur bir ipucu arıyorlardı. Bu sırada acıktıkları için Beren ile birlikte onlara yemek hazırlamıştık. Benim yemek yapma konusundaki üstün yeteneğimi gören Beren her zamanki gibi beni ezikleyerek yemeği yapmaya koyulmuştu.  Kendisinin de makarna yapmaktan ileriye gidemediğini öğrenen ben buna katıla katıla gülmüştüm. Dinime küfreden müslüman olsa hesabıydı yani.
Aras ve diğerleri, masaya geçerken Baran sesli bir ıslık çaldı.
"Waow döktürmüşüz yine karılar. Nasıl yaptınız tam İKİ saat içinde bu kırk tane şeyi." Bizimle dalga geçiyordu, eh haksız da sayılmazdı. İki saat boyunca alt tarafı yoğurtlu makarna için savaş vermiştik. Beren somurturken laf sokmayı ihmal etmedi.
"Hanımefendi kendini bir halt zannedip yemek yapmaya kalkışarak etrafı dağıtmasaydı yemeği daha kısa sürede hazırlayabilirdim." Bilmiş bir ifadeyle konuştum. "Daha kısa sürede hazırlasan da aynı sonuç çıkacaktı, yaptığın şey marifetmiş gibi konuşma."
Yandan bir gülüş sundu.
"Sonuçta bunu yapamayanlar da var değil mi? Mesela.." Elini çenesine koyarak düşündü.
"Mesela, sen." Sinirle yüzümü sıvazladım. Anlaşılan bugün yemek yerine laf yiyerek karnımı doyuracaktım. Bu kızdan nefret ediyorum.
Allah'ım neden hâlâ bu kızın belâsını vermiyorsun?
Birbirimize buzdan bakışlar gönderirken Aras araya girdi.
"Pekâlâ, yeter bu kadar. Birbirinizi yemek yerine kesin sesinizi önünüzdeki tabağı bitirin!" Bu neden her şeye karışıyor ki? Kendini buranın patronu falan mı sanıyor? En az Winx'teki Sky kadar nefret ediyordum Aras'tan.

Benim favorim Brandon'du, ayrıca Sky asla Bloom'u haketmiyordu.

Sinirle konuştum.
"Sen bir sussana! Neden sürekli ortama el atıyorsun?"
Bora kahkaha attı.
"Öykü yürek falan mı yedin aşkım? Hani Aras'ı savunduğumdan değil de, ne bileyim sen Aras'ın yüzüne bile bakamazsın."
Ben Aras'tan korktuğum için değil, Aras'ın bakışları yüzünden onunla düzgün bir iletişim kuramıyordum. Çok derin bakıyordu ve ne zaman baksa başım ağrıyordu. Bu durum beni ondan uzaklaştıran şeydi. Ondan değil bakışlarından korkuyorum, ve tabiiki bakışlarının getirisi olan ağrılardan. Aras ters ters bana bakıyordu.
"Tamam, karışmıyorum. Berenle kavga edin, dayak yiyince göreceğim ben seni."
Neden dayak yiyor muşum ki? Beren kim bana dayak atacak?

Sanırım gerçekten yürek yemiştim, mâlum günümde olduğum için biraz asabi ve tripliydim. Anlarsınız ya?

Yine de kendime engel olamadım.
"Dikkat edin de dayak yiyen kişi Beren olmasın!"
Beren bu özgüvenli halim karşısında kahkaha attı.
"Senin havanı söndürmek benim için çok kolay olacak." Masadan kalkıp eline aldığı bardakla üzerime gelirken Baran onu durdurdu.
"Ulan delikanlılığa sığar mı kavga dövüş bilmeyen çaresiz bir kızla dövüşmek! Kendinize gelin ergen ergen hareketler yapmayın!" Bardağı yerine koyarken sinirle soludu. "Kızın evinde misafiriz, misafirliğimizi bilelim! Yakışmıyor bize!" Bu sözler karşısında Beren gerçekten mahçup olmuştu, fakat asla geri çekilmeyen bir tarafı vardı. Sanırım özür dilemeyi düşünmüyordu.
"Neden şimdi böyle yapıyorsun yoksa sen de mi aşık oldun bu paçoza? Ne yapayım senin olmadığın bir zaman döverim ben de bu sürtüğü."
Yok, bu kızdan adam olmazdı. Zaten yol boyunca yeterince sinir hatlarımla oynamıştı, fakat bu son noktaydı. Bu yollu ergene haddini bildirmenin tam sırasıydı. Sinirden ağlamak üzereyken masadan kalktım ve tutup arkadan saçına yapıştım.
"Bir daha söyler misin? Kim kimi dövüyor?" Saçından tutarak masaya kafasını gömdüm. "Hadi söylesene Beren, KİM KİMİ DÖVÜYOR?!"
Saçlarındaki elime tırnak izlerini geçirirken saçlarından tutarak ayağa kaldırdım ve kafasını eğerek karnına diz kapağımla geçirdim. Erkekler bana doğru gelirken Beren'i kaldırarak masadan bıçağı aldım ve boğazına dayadım.
"Yaklaşan olursa keserim bunu!" Sinirden gözüm dönmüştü, içimden bir ses durmamı söylüyordu fakat Beren'e haddini bildirmeden asla durmayacaktım.
Bıçak tutan elimi ısırırken boşluğumdan faydalandı ve beni yere düşürerek üzerime çıktı. Elimden aldığı bıçağı boynuma sürttü.
"Sen kiminle dans ettiğini bilmiyorsun. Zevkle göstereceğim sana kim olduğumu." Bıçakla bana hamle yapacağı anda boşta kalan elimle, onun bıçağı kavrayan elini tutarak Beren'i üzerimden attım. Beren savunmasız kalmışken elimle bıçağı kavrayarak üste çıkma sırası bendeydi. Üzerine çıkarak saçlarını tutup bıçakla kesmeye başladım. Sanırım saçlarıyla bir problemim vardı. Bu sırada gözlerimin önüne doluşan anıyla duraksadım.

Karanlığın Aydınlığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin