Selaaamm hoşgeldiniz ballarım
Hemen yeni bölüme geçelim
Multi: Sanoş ve Safoş ( Esmer olan Safiye, Sarışın olan Saniye)♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Söylenerek kapıyı açmaya gittiğimde bir de ne göreyim? Karşı komşularımız!
Hemen içeri buyur ettim. Esmer olan teyze konuştu.
"Kızım bizim evin kapısını çalmışsınız eve yeni geldik geldiğinizde yoktuk."
"Evet ama nereden biliyorsunuz?"
Sarışın kadın kahkaha attı.
"Tatlım bizim Safiye birazcık takıntılıdır da evden ayrılıp geri geldiğinde muhakkak kim gelmiş kim gitmiş kameradan bakar."
Başımı sallayarak anladığımı belirttim. Safiye dediği kadın sanırım şu esmer kadındı. Safiye Hanım da huysuzca sarışın kadına döndü.
"Ne yapayım ya hırsız arsız evimin önünden geçtiyse? Ya bir şey olursa komşular kapıyı çalarsa da biz dönemezsek? Bak kızlar kapımızı çalmışlar ya farketmeseydim ben? Ayıp olacaktı. Çok düşüncesizsin Saniye."
Sarışın kadın da Saniye idi anlaşılan.
Saniye ve Safiye Hanım'ın didişmelerini duyan Sinemle Bora yanıma geldiler. Saniye Hanım Bora'yı görünce gözleri pörtledi.
"Yarabbelalemin bu ne yakışıklılıktır. Taş gibi maşallah."
Bora Saniye Hanım'a göz kırparak nazikçe elini öptü.
"Sizin kadar değilim güzel hanımefendi. Asıl siz güzelliğinizi kime borçlusunuz?"
"Ayol Safoş görüyor musun aynı zamanda kibar da bu çocuk. Çocuklar hadi toplanın bize gelin iki sohbetin belini kıralım. Hem de ben bu yakışıklıya ellerimle yaptığım yemeklerden yedireyim, böylelikle tanışmış oluruz ha?"
Konu yemek olunca Bora'nın bu teklifi reddetme imkanı yoktu.
"Ne olur götürün beni! Bunlar bana yemek vermiyor nolur götürün!"
Sinem sinirle soludu.
"Senin gibi birine neden yemek vereceksek!"
Saniye Hanım Sinem'e ayıplarcasına bakarken Safiye Hanım, "Eee hadi oyalanmayı bırakın da gelin artık ayakta muhabbet edecek değiliz ya!"
Onaylayarak evden çıktık ve kapıyı kilitledik. Safiye Hanımların evine girdiğimizde çok tatlı bir manzara ile karşılaştık. İki kardeş hem kültürel hem de sanatsal döşemişlerdi evi.
"Saniye Hanım eviniz gerçekten çok güzel, zevkinize bayıldım doğrusu."
"Ne hanımı ayol, Safoş ve Sanoş diyin yeter. Ayrıca teşekkür ederim, benim zevkime göre döşedik evi."
"Sadece ikiniz mi kalıyorsunuz evde, çocuğunuz veya eşiniz yok mu?"
Safiye ve Saniye Hanım'ın gözleri doldu.
"Safiye evliydi, eşini de çok seviyordu fakat, çocuğu olmadığı için eşi ile ayrıldılar. Benim ise aşk hayatım birazcık karışık. Harem kurduğum için herkesten ayrılıyorum."
Bora'nın gözleri harem lafını duyar duymaz parıldadı.
"Harem derken? Bildiğimiz harem mi Sanoşum, şu konuyu biraz açsan?"
Sanoş kahkaha attı.
"Hayatım siz oturun Safoş bize bir şeyler hazırlarken ben de size yüz kişiyi kapsayacak haremimden bahsedeyim."
Hemen oturduk, açıkçası harem konusu sadece Bora'yı değil beni de meraklandırmıştı. Pür dikkat Sanoş'u dinledik.
"Şekerparelerim ben evlenilecek değil eğlenilecek erkek aradım her zaman. Çok çok eskiden sancılı bir evlilik aşamasına girmiştim, kocamı da çok severdim, çok ahlaklı ve mülâyim bir adamdı. Daha sonrasında değişik huyları ortaya çıktı, beni kıskanıyordu, makyaj malzemelerimi çöpe atıyordu, artık öyle bir derece atlamıştı ki kimse beni görmesin diye gündüz perde güneşliğini zorla kapattırıyordu. Daha sonra beni kıskanmayı bıraktı fakat eve gelmez oldu. İşte esas olay o zaman patlak verdi."
Safoş'un yiyecek servisi yapmasıyla herkes duraksadı ve yiyeceklerini önlerine alınca Sanoş devam etti.
"Bir gün kocam olacak şerefsiz Ayhan'ı takip etmeye karar verdim. Bir gazinoya gittiğini gördüm, orada bir kadınla karşılaştı ve beline sarılarak içeri girdi. Peşinden ben de girdim ama güzel gizlendiğim için beni tanıyamamıştı. Kumar oynuyor, içki içiyor, oradaki kadınla yiyişiyordu. Kadının göğsüne para sıkıştırınca çileden çıktım. Meğer benim orospunun fırlattığı kocam her gün yeni bir kadının göğsüne para sıkıştırırmış, fantezisi buymuş."
Sanoş'un ettiği küfürle ortamdaki ciddiyet dağıldı, kahkaha attık. Safoş ise gözleriyle Sanoş'u ayıplıyordu. "Adamın annesine niye küfür ediyorsun ahlaksız Saniye! Yersin ağzına terliği düzgün konuş!"
Sanoş göz devirdi. "E iyi de orospuydu kadın. Orospuya orospu denmez de ne denir?"
Safoş çıldırdı.
"Kadının orospu olduğunu nereden biliyorsun Saniye?"
"Ayol bilmeyen mi var? Git oturdukları mahallenin erkeklerine sor anlatırlar! Tövbe estağfurullah ağzımı bozduruyorsun sonra ben ahlaksız oluyorum."
Sonra Sanoş bize dönerek devam etti. "Siz bu ahlak bekçisine bakmayın ben size olayın devamını anlatayım. Ertesi gün ben bir güzel giyindim kuşandım, makyaj yaptım, saçımı sarıya boyattım, gözlerime lensimi de taktım gazinoya gittim. Kimseye gözükmeden bir kenara geçtim, benim herifi bekledim. İçeri girdi hemen yanına sokuldum. Beni tanıyamadı tabi ama hayran kaldı. Güzelce dans ettik, kumar oynadık, çok güzel bir gece geçirdik, tam odaya girdiğimiz sırada ben beni kamufle eden her şeyi çıkarınca adam şok oldu, bana yalakalık yapmaya başladı ben niyetini anlamayayım diye, ben de üstüne çıktım yer misin yemez misin. Bir dövdüm bir dövdüm. O günden sonra gencecik yaşımda boşandım. Benden sonra da Safiye boşanınca bir daha evlenmeme kararı aldık. Ağzımız yanmıştı bir kere, ben kocam gibi çapkın serseri olurken, ikinci baharımı yaşarken Safiye kendini kariyerine adadı kitaplarla müzelerle kazılarla haşır neşir oldu. Bu arada Safiye arkeolog, ben de iç mimarım. Evimizin düzeninden anlıyorsunuzdur zaten çünkü tüm evi ben dizayn ettim."
Sanoş'un dediklerine hem üzülüp hem de gülmüştük.
Safoş da gelip karşı koltuğa oturdu.
"Eee çocuklar kaç yaşındasınız okuyor musunuz?"
Sinem yani diğer adıyla Burçin yanıtladı.
"Üçümüz de 19 yaşındayız lise sonda okuyoruz."
"Dersler nasıl?"
Tam açıklayacağımız sırada Sanoş araya girdi.
"Şu yaşta gençlere sorduğun sorulara bak ne kadar sıkıcısın. Çocuklar sevgilileriniz var mı bakalım?"
"Ohooo Sanoş'um bende bir sürü var" diyen tabiiki de ağzına börek tıkıştıran Bora'dan başkası değildi.
Burçin cevapladı.
"Öykü'nün de benim de sevgililerimiz yok."
Sanoş hayretler içerisinde ikimize baktı.
"Ya siz bu güzellikle nasıl sevgili bulamazsınız hele ki sen Sinem, Barbara Palvin gibi kızsın. Çok şaşırdım doğrusu."
Burçin yanıtladı.
"Adam olan biri vardı da ben mi yok dedim? Üstelik ben erkeklerden nefret ederim, tiksinirim. Hiçbiriyle işim olmaz."
Safoş memnuniyetle gülümsedi.
"Bu kız tam benim kafadan. Gerçek bir feminist. Ah biraz da gerçek bir hanımefendi gibi kibar olsa çok hoş olur."
Burçin huysuzlanırken biz güldük.
"Kibarlıktan bazen nefret ediyorum, pek benlik değil."
Safoş kıkırdadı.
"Böyle de kendine has maskülen bir tarzın var boşver, fazlasıyla güzelsin maşallah kuzum benim."
Burçin'in yüzü düşünce sorgular bakışlar attık. Sanoş dayanamamış olacak ki sebebini sordu.
"Neden yüzün düştü bakalım Sinem?"
Burçin gözlerini kaçırdı.
"Kendi arkadaşlarım dışında ilk defa başkaları davranışlarımı olduğu gibi kabullendi, biraz değişik ama güzel bir hismiş." diyerek gülümsedi. Burçin'in de kendine özgü yaralarla dolu bir hikayesi vardı ama soracağım yer uygun değildi. Daha sonra kendiliğinden anlatırdı belki.
Safoş ortamdaki kasveti dağıtmak adına konuştu.
"Başka arkadaşlarınız da var mı gelsinler, bizimle arkadaşlık etsinler yemek yiyelim beraber. Unutmadan sizi de hemen hemen her gün evimizde görmek istiyoruz, buralarda komşuluk kalmadı, siz olursunuz bize komşu."
Sanoş lafa girdi.
"Başka arkadaş demişken seninle kalan genç yakışıklı bi oğlan vardı Öykücüğüm ona ne oldu?"
İç çekerek konuştum.
"İsmi Ateş'ti, aynı yaşta olmamıza rağmen abi-kardeş gibiydik. Şehir dışına gitmek zorunda kaldı ama dönecek, yani umarım." Her ne kadar yaşıyor olmasına sevinsem de benim yanımda olmamasına bir yanım hâla üzülüyor.
Safoş gülümseyerek bana döndü.
"Oy benim güzel kuzum bak arkadaşların yanında, biz de öyle. Canınız sıkıldıkça gelin kalın yemek yiyin, kahvaltılara gelin. Bak biz her sabah 5'te kalkar bir kahveyle yürüyüş, yoga, meditasyon, koşu yaparız. Katılmak isterseniz katılın, 8'de kahvaltı yaparız buyurun gelin, akşam yemeğini 18.00 sularında yeriz. Ha bakmayın bizi bugün uyku tutmadığına normalde gece 23.00 gibi yatarız o saate kadar kapımız hepinize açık." Fazla düzenlilerdi, çok fazla...
Gülümsedim. Bora lafa atladı hemen.
"Ben size her zaman gelirim ki. Hem eğleniriz bol bol. Bir de unutmadan, Sanoşum bir gün seninle cluba gidip eğlenelim bolca olur mu?"
Sanoş kahkaha attı.
"Bana koca ayarlarsan neden olmasın?"
Safoş ayıplayarak bakmak harici bir şey yapmadı, Sanoş iflah olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Aydınlığı
Novela Juvenil"Bak avuçlarına, gökyüzünü aydınlatan yıldızlar avuçlarımızdaki Karanlığı siler mi?" ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Hayat hiçbir zaman onlara adil davranmamıştı. Bir düşmanlık yüzünden her bir zerresiyle karanlığa gömülen genç kız, ismini bile karanlıkla...