6• İddia Kazandırır

58 22 100
                                    

†ikinci parta kadar medyayı açmayı unutmayın, özellikle parça buyken♍️

***

Hani şu his vardır ya.. yumuşak yastığa kafanızı koyduğunuz anda naçallığını gösterip kendini belli eden...

Midenizi bulandırıp uykunuzu çalan, hah işte o!

Beyaz sihirli toz bulutlarıyla kurduğum parlak hayaller, kararan kalbime denk düşemezdi. Yüreğimi pırpır ettiren o adama duyduğum özlem, ne vakit son bulacaktı öyle?

"Ağlamak istemiyorum." fısıldadım sol tarafıma.

Hayatıma kızgındım ben. Hem de çok. Anlatsam bir insana, beni anladığını, benim için oldukça üzgün olduğunu söyleyecekti değil mi?

Herkes bunu yapardı. Şu evrende en çok yabancı düştüğüm insanoğlulardansa, içimi bir gül tanesine açtım mesela.

Soldu.

Kırmızı tonu sansürlendi önce, yaprakları rüzgarın kuvvetiyle uçtu. Bu denli bir lanet vardı sanki üzerimde, dokunduğum, değer verdiğim her şey kararıyordu.

Peki... benim kalbime kim dokunup, tüm bunları tersine çevirecekti? Kırmızıma dönmek istiyordum artık.

Göz yaşlarım yastığımı ıslatırken, derin bir nefes çekme ihtiyacı duydum delice.

Etrafım boş kalmasa da.. yalnız bir Jimin'dim ben. Ailemin yerini doldurmaya çalışan her kimse, bana o değeri veremezdi ki..

Kim Taehyung bir istisnaydı tabii. Yada.. o üçü.

Taşmak için daha fazlasını isteyen damlalarım beni zor duruma düşürerek, bir hıçkırık tanesini firar ettirdi dudaklarımdan dışarı.

Elimi hızla ağzıma kapatsam da, gecenin karanlığında koltukta uyuyan Yugyeom'un kulağına gitmişti çoktan.

Yerimden doğrularak sesten etkilenip etkilenmediğine baktım. Anlaşılan uykunun tatlı kollarından ayrılamayacak kadar yorgun düşmüştü bedeni.

Bitkinliğimle beraber doğrulduğum koltukta arkama yaslanırken, kuruyan dilim damağım için en azından bardağın dibinde kalan bir yudumluk suyu aradım.

Etrafımı karanlığın el verdiğince kontrol ediyor, ışıldayan bir bardak arıyordum umutla. O sırada, tam arkamda bulunan kapının açık olduğunu gördüm.

Vücudum anında reaksiyon vererek hatrı sayılır bir elektriklenme hissine iterken beni, kapının ne zamandır açık olduğunu düşünüyordum.

Hafif aralıydı.. açıklığından yayılan sarı ışık, sitenin koridorundan sızıyordu içeri.

Panikle Yugyeom'u uyandırıp uyandırmamak arasında bir ikileme düşerken, merakıma yenik düşüp birden ayakta buldum kendimi.

Kapıya yaklaştığımdan azalan her santim mesafede, kulağıma öfkeli fısıltılar ilişiyordu. Daha da yaklaştım, daha da..

Kapının eşeğine gelip pervazda yaslanırken, soluk seslerimi dahi kontrol altına aldım gördüğüm ikiliyle şoka girerken.

Çiftimiz bir tartışma içerisindeydi. Hoplayan yüreğim çıkacakmışçasına pompalamaya son verirken, kulağımı kapıya dayayıp benden biraz daha uzakta konuşan ikiliye verdim kendimi.

Saat kaçtı öyle? Tatlı uykumdan sıkıntıdan, hüzünden uyanmıştım ben, peki o ikisinin derdi neydi?

Kız yine çok özenli görünüyordu.

The 100 |jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin