4

195 5 0
                                    

Çökmüştüm. Bir süredir yoklardı ve ben gelmemeleri için dua ediyordum. Ağlamaktan bayılacaktım. Hala neden bunları hakkettigimi düşünüyordum. Kimseye kötü birşey yapmamıştım. Neyin cezasıydı bu?

Kapının açılma sesini duymamla kafamı kaldırdım. Kaçmak istiyordum. Kapı açılınca direk kapıya doğru koştum.
Artık düşünmüyordum, tek istediğim kaçmaktı. Buradan, bu adamdan kurtulmak istiyordum.
Daha ben kaçmaya çalışamadan beni belimden tutup yatağa fırlattı. Üzerime çıktığında ve bana onlarca tokat atmaya başladığında hala çırpınıyordum o her vurduğunda daha çok sitem ediyordu; "Sana ne kadar para yatırdığımdan haberin var mı? Senin için 2 katı istedi o piç. Şimdi o paraya değmek için dediklerimi yapacaksın."

Bunları duyduktan sonra çırpınmayı bıraktım. Bütün herşey, unuttuğum hersey aklıma gelmeye başlamıştı. Orda bana olanlar. O kapalı kaldığım yerde bana yapılanlar. Tecavüze uğrayıp uğramadığımı bile bilmiyordum çünkü her dayak yediğim de bayılıyordum.

Gözlerimden yaşlar akarken aklıma gelenlerle kendimi saldım.

"İşte şimdi kıvama geliyorsun."

Üstümdeki kazağın altından elini soktu. Kafasını boynuma gömmüştü. Hiçbirşey yapamıyordum. Herşeyi hatırladıkca kafayı yiyiyordum. Sadece ağlayarak ruh gibi yatıyordum. Midem bulanıyordu. Üstümde ki adamın yaptıkları midemi bulandırıyordu.
 
Bir anda durdu ve kafası yastığa düştü. Ne olduğunu anlamamıştım. Gözlerimde ki yaştan çok fazla göremiyordum. Üzerimden kaldırmaya çalışırken adamın arkasında birini gördüm.
Elinde iğne vardı. Adama batırıp onu zehirlemiş miydi? Adam üzerimde ölmüş müydü? Şaşkınlıkla çocuğa bakıyordum.
"Hadi zamanımız yok buraya gel hemen." diyip beni yanına çekti ve üzerimdekileri çıkarmaya başladı. Ne olduğunu anlamamıştım. Direk çocuğu ittirdim. Şaşkın şaşkın bakmamdan ve halimden hiçbirşey anlamadığımı anlamış olmalıydı.
"O pislik sana birşey anlatmadı mı? Ah! Bak şuan zamanımız yok. Sana yardım etmeye çalışıyorum. Kıyafetlerimizi değiştireceğiz." Üzerimdekileri çıkarmasına birşey demedim. Ama hala anlamıyordum. Ne yapacaktı?

Kıyafetleri değiştirdikten sonra telefonu ile birilerini arayıp hallettiğini söyledi.
"Şimdi kimseye görünmeden dışarı çık ve arabaya bin." Kafami sallayıp odadan çıktım.

***

Mert'den mesajı aldıktan sonra işe koyulduk.

Paraların olduğu odaya gidip kapıyı açtım. Bu işte fazla iyiydim. Hiçbir şekilde kapıda zorlama göremezdiniz.

Kapıyı açtıktan sonra geriye paraların olduğu kasayı ve şifresini bulmak kalmıştı. Ama çoktan halletmiştik. Selen beni arayıp yere düşen gözlüğüm de ki kameradan gördüklerini bana aktardı. Kolay bir şekilde paraları almıştım. Evden çıkıp arabaya bindim.

Onun ağlamaktan şişmiş gözlerini ve zaten mor olan boynunun daha da mor olduğunu gördüğüm de kendimi suçlu hissettim. Ama böyle olması gerekiyordu.

Mert'e haber verdim ve Mert'in evden çıkıp Selen ile aynı arabaya bindiğini görünce sürmeye başladım.
  
     Baya bir zaman geçmişti ama asla konuşmuyordu. Ağladığını fark etmiştim ama o fark ettirmemek için çok uğraşıyordu. Ona anlatacaktım olayları eve vardığımızda. Eğer daha önceden anlatsaydım kabul etmezdi ve bu yüzden başka şansım yoktu.

    Malikânemizin önüne geldiğimizde arabayı durdurup inmesini söyledim ama çoktan ağlamaktan harap olmuş ve uyuyakalmıştı. Kucağıma alıp içeri götürdüm. Onu koltuğa koyduğum da Mert yanıma geldi.

Mert: Oğlum, nasıl çocuğa plandan bahsetmezsin? Kameraya alırken ne kadar zorlandım biliyor musun? Belki iyi oyunculuk yapıyordur diye kendimi avutmaya çalışıyordum ama gerçekten haberi yoktu.
— Eğer söyleseydim kabul etmezdi.
Selen: Kabul etmeyecekse neden burada? Başkasını bulurduk.
— Konu biraz karışık. O sırada zaten yanımdaydı ve zamanımız da yoktu başkasını için.
Selen: Çocuğu taciz etti biliyorsun değil mi?
— Elden birşey gelmez. Ben onun için iyilik yaptım o da karşılığını ödedi. Onu bunu bırakın çok iyi para kopardık.
Mert: Kasa da ne kadar varmış?
— Tam tamına 500.000 tabi çocuktan aldığımız para da var. Bu görevden de 550.000 kazandık.
Selen: Bunu kutlamalıyız.
Mert: Onu bunu bırakın mı? Küçük bir hata yapmışsın gibi davranma.
Selen: Paradan büyük bir pay veririz. O iyiliğinin karşılığı olarak görsede.. Ne iyiliği yaptın bu arada?
— Birilerinden kaçıyordu bende yanıma aldım.
Selen: Kimden?
— Bilmem sormadım.
Mert: Neden oğlum.
— Karışmak istemedim zaten başımızda bir sürü dert var.
Mert: Sen niye onu kendi dertlerine karıştırıyorsun o zaman?
— Böyle olacağını bilmiyordum. Çok önceden bırakacaktım ama gitmedi. Cüneyt piçi arayınca da almak zorunda kaldım.
Selen: Bilseydi giderdi.
— Bilseydim bırakırdım. Ama çok hastaydı.
 
***

Etrafımda ki seslerden dolayı kalktığımda karşımda onları konuşurken gördüm. Benimle kıyafetini değiştiren çocuk da ordaydı ve yanlarında bir kız vardı ama kim olduğunu bilmiyordum.
Kalkar kalkmaz herşey tekrardan aklıma geldiğin de bağırarak ona doğru koştum ve yüzüne tokat attım. Oturduğu koltuk da geriye doğru gittiğinde üstüne çıkıp onlarca kez vurmaya çalıştım. Bana engel olmuyordu ama aynı zamanda etkileniyormuş gibi de durmuyordu. Sinirimin geçmesini bekliyordu, biliyordum ama geçmiyordu da.
Artık dayanamadığında kollarımdan tuttu ve koltuğa yatırdı. Çok ani olmuştu anlamamıştım bile. Hala ağlıyordum o ise nefes nefese bana bakıyordu.
Kıyafetleri değiştirdiğim çocuk yanımıza geldi ve onu üzerimden ittirdi. O sırada kız beni kenara çekti. Sakin olmamı söylüyorlardı ama ben hala hıncımı almamıştım. Kız bana doğru yaklaşıp; "Sana herşeyi anlatacağız merak etme." dedi. Diğer çocuk ise onun adına özür diliyordu ama o öylece tepkisiz bizi izliyordu.

Cingulomania  《bxb》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin