❧ 2.3

542 70 71
                                    

"Mumun karanlık çöktüğünde hiç düşünülmeden ateşe verilen ipi olmak da vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Mumun karanlık çöktüğünde hiç düşünülmeden ateşe verilen ipi olmak da vardı. Etrafı aydınlatmaya çalışırken kavrulan ben ve ateşimin eritip yaktığı yüreğim."

Yıl, 1961.
18 Şubat.

Soğuk Şubat ayının sabah ışığı penceremden süzülerek masamı aydınlattığı sırada avuçlarıma ısı bahşeden bardağımdaki kahveden bir yudum aldım. Soğuğu sevmeme rağmen o anda vücuduma bahşedilen sıcaklık hissine bayılıyordum. Tıpkı sevdiğim adamın kışın ortasında, dünyamın karanlık sokağının ücra yerinde bulduğu kalbimi sahiplenip, şefkatiyle ısıtması gibiydi bu.

Gözlerimi önümdeki gazetenin sayfalarında gezdirirken durmaksızın onu düşünüyor, sevgisinin sıcağına alışmış kış kelebeğimin kanımda dolaşmasına mani olamıyordum. Hâlâ zamanın nasıl bu kadar çabuk geçtiğine inanamasam da, üç ay olmuştu biz birlikte olalı.

Üç aydır ilişkimiz hiçbir problemle karşılaşmadan devam ediyordu. Bu zaman içinde pek çok şey olmuştu aslında. Jeongguk'un ailesi öğrenmişti her şeyi ve hiç beklemediğim şekilde gayet hoş karşılanmıştı bu durum. Miyeon ile evlenmesini isteyen Bay Jeon da şaşırmama neden olacak bir şekilde sevinmişti bu duruma. Belki de bu sevincinin kaynağı kalbinde oğlunun gerçek sevgisini bulabilme isteğini beslemesiydi.

Bu şehirde, bu dünyada yalnız değildim artık. Rüzgar estiğinde 'devrilecek hiçbir şeyim yok zaten' diyerek aptalca dikilmiyorum onun karşısında artık. Adımlarımı daha dikkatli atıyor, daha sağlam düşünmeye çalışıyordum. Çünkü artık kaybetmekten korktuğum çok şeyim vardı.

Beni en çok hayata bağlayan, aldığım nefesin ciğerlerimi kavurmasının aksine yüreğimdeki yangını söndürmeye çalışmasına neden olan şey ise tam bir ay sonra, Bay Jeon Prag'dan döndüğünde Jeongguk ile nişanlanacak olmamızdı.

İlk başta çekinmiştim. Korkmuştum biraz da. Çekinmeme neden olan şey nişanlanacağım kişinin Jeongguk olması değildi. Onu kelimelere sığdıramayacağım kadar çok sevsem de kendime güvenmiyordum. Kendimden korkuyordum, onu üzmekten, onun için zaman kaybı olmaktan korkmuştum. Bu durumdan çekindiğimi anladığında onu sevmediğimi düşünerek kalbinin kırılmasına engel olmak için zihnimi meşgul eden, omuzlarımı çöktüren düşünceleri ona söylediğimde beni anladığını dile getirerek, çokça destek olmuştu. Artık attığım adımın sağlam olduğundan emindim.

Kahvemi bitirdiğimde hemen onu yıkayarak dolaba yerleştirdim ve odama geçtim. Dolabımdan seçtiğim krem renginde, ispanyol paça pantolonumu ve zümrüt yeşili, boğazıma kadar saran kazağımı üzerime geçirdim. Hafif makyaj yaparak bir hafta önce, doğum günümde aldığı parfümden üzerime sıktım ve ardından saçlarımı salık bırakarak odamdan çıktım.

Still With YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin