☆~'°Mwah°'~☆

784 84 74
                                    

Bir önceki bölümde;

"Hm..? Ah yoksa.. Bakugo, sen Izuku'dan hoşlanıyor musun?"

"Sen.. cidden benim o aptal omegaya karşı hislerimin olduğunu mu düşündün yani? Ben asla öyle bir eziğe aşık olmam, hoşlanmamda. Omega diye acıdığımdan yanımda tutuyorum. İşime de yarıyor hem"

Hayatımda daha büyük bir yalan söylememiştim. Fakat aralık kalan kapıdan bizi dinleyen Deku'yu fark etmiş olsaydım asla böyle demezdim..

🌸 ♡ 🌸 ♡ 🌸 ♡ 🌸 ♡ 🌸 ♡ 🌸 ♡ 🌸

"Pekala. Benim işlerim var sonra görüşürüz."

"Tm bb." O an Deku'nun odasında olmadığını fark ettim. Yaklaşık 3 dakika sonra odasına girdiğinde gözleri kızarmıştı, ağlamış olduğu belliydi. İçimden kendime saydırdım. Hem yarım piç artık Deku'nun omega olduğu gerçeğini biliyordu, hem de götten uydurma bir yalana kanıcak kadar saf olduğu için -haksız sayılmazdı aslında çok ciddi bir ses tonuyla söylemiştim çünkü- aramızın açılacağı belliydi. Sonra düşündüğüm gibi ilk adımı attı ve birbirimizi görebildiğimiz camın kendi tarafındaki panjurunu kapattı. Artık birbirimizi göremiyorduk.

[İş çıkışı]

Deku bugün odama sadece sabah gelmişti. Sonrasında önünden bile geçmemişti. Ondan bir an önce özür dileyip herşeyi anlatmak için odamdan çıktığımda hazır olmadan gördüğüm manzara karşısında sinirlerim tepeme çıkmıştı birden. Deku, o yarım piç ile şirketten çıkıyordu. O an her şeyin bittiğini düşündüm. Geri dönüşü yok gibi hissetmiştim..

[3 gün sonra Cuma günü]

3 gün boyunca Deku ile iş dışında bir konu hakkında konuşmadık. Aslında ben konu açmaya çalıştım ama işe yaramadı. Bunlar yetmiyormuş gibi o melez sikik ile Deku'nun aşırı yakın olmasına da tanıklık etmek zorunda kalıyordum. Ama şu an bunu düşünecek durumda değildim. Çünkü bugün şirketi temsilen Deku ile ünlü iş adamı Bay Yōichi ile görüşmemiz vardı. Aynı zamanda başka şirket ve holdinglerden de patronlar geleceği için bunu kaçırmamalıydık. Kendimi toparladım ve Deku'nun odasına gittim. İçeri girdiğimde içerde o yarım piç kurusu vardı. Sinirlenmemek için kendimi zorlarken Deku konuşmaya başladı.

"Geliyorum Bay Katsuki" Daha sonra tOdOrOkİyE dönüp çifte kumrular gibi vedalaştılar.

"Görüşürüz Todoroki-kun" LAN?! Ne ara yakınlaştı bunlar bu kadar amk.

"Görüşürüz Izuku, hemen gel olur mu?" Nereye kusmam gerektiğini düşünürken aptalca vedalaşma sözcüklerini söylediler ve sonunda Deku yanıma geldi.

"Hadi gidelim Bay Katsuki." Bana karşı çok sert ve ciddi oluşu moralimi bozmuştu. Fazla konuşmadan arabaya bindik ve yola çıktık. 'Fırsat bu fırsat' diye düşündüm ve konu açmaya karar verdim.

"Deku"

"Bana Izuku diyin lütfen"

"Hayır Deku diyeceğim"

"Benim bir ismim var Bay Katsuki"

"Napim" Bu cevaptan sonra pes edip inatlaşmayı bıraktı. Uzun zaman sonra -3 gün çok uzun geldi tabii- bu kadar yakındık ve kokusunu çok net alabiliyordum.

"Bay Katsuki.."

"Efendim"

"Beni cidden o gün dedikleriniz gibi mi görüyorsunuz?" Biliyordum.. dediklerimi düşünüp durduğunu biliyordum.

"Ben bilerek sizden uzaklaşmaya çalıştım.. benden rahatsız olduğunuzu düşünüp durdum. Omega olduğum için özür dilerim.. siz onları diyince ben sizinle aramdakileri yavaş yavaş bitirmenin doğru olduğunu düşündüm. Yanlışsam eğer.." O an asla tahmin edemeyeceğim bişey oldu. Deku ağlamaya başladı. Arabayı hızla sağa çektim ve park ettim.

"Oi.. neden ağlıyorsun ki?" Acaba neden amk merak ettim bende. Saçmalıyordum.

"B-bay Katsuki.. özür dilerim.. hem size bişey bile sormadan soğuk davrandım, yanınıza bile gelmedim.." Ağlaması şiddetlenince sakinleştirmek için önce onun kemerini daha sonra kendiminkini çözdüm. Sonra yavaşça saçlarından kavrayıp başını göğüsüme yasladım.

"Şşhhh.. asıl ben özür dilerim" Saçlarını okşamaya başladığımda ağlaması yavaşladı ve o da bana sarıldı. O kadar güzel kokuyordu ki dayanamayıp kafamı yavaşça saçlarına yaklaştırıp koklamaya başladım.

"O dedikleriniz.. gerçek değil miydi yani..?"

"Hayır değildi. Merak etme. Todoroki aptalca bir soru sorduğu için ona inat öyle cevap verdim. Eğer senin orda olduğunu bilseydim asla demezdim. Lütfen ağlama" Sonra bana daha sıkı sarıldı sanki ihtiyacı varmış gibi. Ben hala saçlarıyla oynuyordum. Bir süre öyle bekledik ve Deku'nun esnemesi ile sarılmayı bırakan ben oldum.

"Su içmek ister misin?"

"Olur.." Suyu uzattığımda minik yudumlamalarla içişini izledim. Sonra kemerlerimizi taktık ve tekrardan yola çıktık. İlk 5 dakika kendi kendine bişeyler mırıldandı, sonra ise arkasına yaslanıp gözlerini kapattı ve kendini uykunun kollarına teslim etti. Onu izlemeyi çok isterdim fakat kaza yapmamamız için yola odaklanmam gerekiyordu. Daha sonra arabayı kenara çektim ve Deku'yu bir süre izledim. O kadar şirindi ki uyurken bile.. istemsizce yüzüne yaklaştım ve yanağına minik bir öpücük kondurdum. Bu bana yetmediği için diğer yanağını da öptüm. Sonra kendime hakim olamayıp yüzünün her yerini -dudakları hariç- bol bol öptüm ve tekrar şarj olmuş gibi yola devam ettim. 30 dakika sonra Bay Yōichi'nin evine -devasa bir köşkten farksızdı- varmıştık. Evin önündeki mini otoparka arabayı park ettim ve Deku'yu uyandırmak için saçlarını okşamaya başladım.

"Mhnn.."

"Hadi kalk geldik"

Bir süre daha böyle mırıltılar çıkardıktan sonra gözlerini araladı ve çevresine bakınıp nerede olduğunu fark ettiğinde anında ayıldı.

"Gidelim hadi Bay Katsuki"

"Tamam, çantanta gerekli olan her şey var mı?"

"Var 3 kez kontrol etmiştim"

"Güzel."

Arabadan inip içeri girdik, olacaklardan habersizce..

Yeni bölüm 15 oyda gelicek 🌸
Şu sıralar derslerime yoğunlaşmaya çalışıyorum bu yüzden bölümler uzun aralıklarla geliyor, bunu telafi edeceğim <3

𝐒𝐚𝐝𝐞𝐜𝐞 𝐁𝐞𝐧𝐢𝐦𝐬𝐢𝐧 | 𝐁𝐚𝐤𝐮𝐃𝐞𝐤𝐮 {𝐎𝐦𝐞𝐠𝐚𝐯𝐞𝐫𝐬𝐞}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin