-1-

1K 61 71
                                    

y.n:iyi okumalar💛💛💛

"Gece odama gel."

Avcumdaki ufak notu kimseye göstermeden cebime attım ve heyecanımı bastırmaya çalışarak masanın karşısındaki adama baktım. Hiçbir şeyle ilgisi yokmuş gibi başını önüne eğmiş sessizce yemeğini yiyordu. Sanki notu o bırakmamış gibi rahattı. Dikkat çekmemek için ben de ona daha fazla bakmadım ve Vanessa ile yarınki misafirler hakkında konuşan Sehun'a döndüm. Sohbetle hiç ilgim yoktu ama dinlemeye başladım.

Yarın Cheshire Dükü Kim Minho ve ailesi gelecekti. Tüm hazırlıklar bugün tamamlanmıştı ve ben sıkıcı bir gün olacağını bildiğimden bir an önce bu misafirliğin geçip bitmesini istiyordum.

"Lydia geri geliyor Sehun." Vanessa kısık bir sesle söylediğinde gülmeye başladım. Dükün kızı Lydia beş yıl önce Sehun'un başına bela olmuştu ve şimdi o günleri düşününce hala gülüyordum. 

"Sehunnie biraz bahçede yürüyelim mi? Bu çiçekleri beğendin mi? Elbisem yakışmış mı?" Sesimi incelterek Lydia'nın taklidini yaptığımda Sehun'un yüzü düştü.

"O zamanlar on yedi yaşındaydık. Hala benden hoşlanıyor olamaz." dedi.
O günleri dün gibi hatırlıyordum.  Vanessa ile birlikte bahçenin bir köşesinde erik yerken Sehun ile Lydia'nın dedikodusunu yapardık. 

Chanyeol  da o günden tam bir ay önce yollanmıştı sınıra. Defterimdeki takvimde işaretlemiştim. Altı aya döneceği söylendi ama beş yıl boyunca hiç saraya gelmedi. Hiçbir haberi gelmedi. Bir prens olmasına rağmen de kraliyet ailesinden kimse onu görmek için sınıra gitmedi. Tek bir mektup bile atılmadı. Ben birkaç defa yazdım ama hiç cevap vermedi, o mektupların eline geçip geçmediğinden bile emin değildim. O yüzden de bir daha yazmaya cesaretim olmadı. Zaman içinde onu unutmasam bile bir şekilde yokluğuna alıştım. Herkes alıştı.

Tam beş yıl sonra döndü. Gittiği günkü gibi tek başına... Sehun'un doğumgünü için düzenlenen şenliklerin ortasında büyük salona girdi. Tüm müzik kesildi, herkes durdu ve ona baktı.

Kimse gelişini beklemiyordu. Tüm şenlik bir anda dağıtıldı. Kral ve Chanyeol salonda yalnız kaldı, neler konuştular kimse bilmiyordu. Herkes Chanyeol'un geri döneceğini düşünürken  Chanyeol sarayın en üst katına, kimsenin kalmadığı o kata, yerleştirildi. Hiçbir şey olmamış gibi davranılmaya başlandı. Chanyeol'un dönüşü için tek bir kutlama bile yapılmadı.

"Baekhyun sakın beni o kızla yalnız bırakma. Lütfen!" Sehun dikkatimi çekmek için koluma dokunduğunda düşüncelerimden sıyrıldım. Bunları üç haftadır düşünüyordum, kendimi bildim bileli yaşanan bu ayrıklığın, bu soğukluğun sebebini anlamaya çalışıyordum ama hiçbir şey bulamıyordum. Sehun ve Vanessa'nın herkesin gözbebeğiyken Chanyeol'u bu kadar dışlamak hangi aklın ürünüydü, bilmiyordum. Öncesinde buna kafa yormazdım ama şimdi bunun ne kadar kötü olduğunun farkındaydım. 

"Tamam. Tamam." dedim Sehun'un hala sızlanmasına dayanamayarak. Zaten sürekli birlikteydik ve Sehun'un rahatsız olacağını bildiğim halde bu sefer onu yalnız bırakmazdım.

"Çok tatlı bir kızdı. Seninle konuşmaya çalışıyordu sadece. Bence hala sana aşıksa reddetme." Vanessa Lydia'yı övmeye başladığında Sehun korkarak gözlerini açtı ve sözünü kesti. Şarabından aldığı yudum boğazında kaldı. Sonra da Lydia'nın yanında asla böyle şeylerden bahsetmememiz gerektiğini falan söyledi.

Chanyeol ise izin istemeden birden masadan kalktı ve sessizce çıktı salondan. Her zaman böyleydi. Eğer resmi bir yemekte değilsek asla izin istemezdi. Zorunda kalmadıkça bizimle konuşmazdı. Sehun ve Vanessa'dan çok farklıydı. Benimle ilgilendiğini bile geçen haftaya kadar anlayamamıştım.

☄️☄️save me |chanbaek|☄️☄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin