-33-

232 29 60
                                    


"Aslında bunları sana anlatmak çok garip." dedi gülerek. "Yani her şeyin içindesin, Chanyeol her şeyi senin için yapıyor ama sen hiçbir şeyi bilmiyorsun, bilmek istemiyorsun." 

"Anlat." dedim cesaretimi toplayarak. "Neyi bilmiyorsam anlat, artık. Yoruldum bundan."

"Peki." Derin bir nefes aldı. Düşünüyormuş gibi zaten beyaz olan gözlerini yukarı kaldırdı bir an. Daha korkunç göründü gözüme. "Sana Minseok'un ailesinin nasıl öldüğünden bahsetmiştim, değil mi?"

"Evet, Calormen Greenland'e saldırmış. Ailesi gözünün önünde ölmüş."

"İşte o baskından sonra Mia, onu ve onun gibi bir sürü yetim kalan çocuğu saraya aldı. Orduya katılmaları için eğitmeye başladı. Ben de sık sık saraya gidiyordum o zamanlar. Sarayda karşılaşıyorduk. Arkadaşları arasında biraz eziliyordu, haline acıdığımdan ona kendini savunması için birkaç sihir öğrettim. Pek arkadaşı yoktu ama sonra kendine güveni geldi, toparlandı yavaş yavaş. Daha çok çalışmaya başladı. Komutanlarının gözüne girdi.

Eğitimi bittiğinde de onu doğrudan Dünya'ya yolladılar. Önce sarayınıza girmeye çalıştı, Alain'in yanına..."

"Alain?"

"Kont Alain? Tanımıyor olamazsın." dedi düzelterek. Şaşkın şaşkın baktım suratına. Kont Alain'in tüm bunlarla bağlantısı olduğunu hiç düşünemezdim. Duraksadım. Hala Junmyeon'un söylediklerinin yalan olma ihtimalini atlamamam gerekiyordu.

"Kont Alain onu saraya yaveri olarak sokacaktı ama Minseok bunu istemedi, tam o sıralar da Chanyeol orduya yollanmıştı. Oulu'ya. Alain de Minseok'u Oulu'ya onun yanına yolladı. Chanyeol'un buradan ayrılırken baya öfkeli ve yalnız olduğunu biliyordu, ona yakın olursa saraya girmesinin daha kolay olduğunu düşünüyordu.

Öyle de oldu. Chanyeol ile arkadaş olmaları çok uzun sürmedi. Ama Minseok'un düşündüğü gibi Chanyeol öyle çok öfkeli falan değildi. Yani sarayı zaten sevmiyordu, kral olmak umrunda değildi. Saraya bir daha dönmeyi bile düşünmüyordu.

Minseok'un peri olduğunu öğrenince ben de onunla tanıştım. İyi, saf bir çocuktu o zamanlar. Beni bile yargılamadı." dedi gülerek. "Ama Minseok hala Greenland ordusunun bir askeriydi, görevi de saray girmek ve içten içe krallığı yıkmaktı, krallığın kontrolünün Greenland'de olması gerekiyordu.

Minseok bir süre Chanyeol ile konuşa konuşa onun hakkının yendiğine inandırmaya çalıştı. Hatta ben de konuştum ama ne olursa olsun size laf söyletmiyordu.

Aslında sen hariç kimseyi umursamıyordu ama senin adını o zamanlar hiç anmadı yanımızda. Sık sık görüşürdük, konuşurduk ama senden hiç bahsetmezdi. Daha sonra Minseok, Chanyeol'un mektuplarını bulunca öğrenmiş seni. Seni sevdiğini... Başlarda umursamıyordu çünkü hem seni tanımıyordu hem de o zamanlar Chanyeol'a aşık değildi." Derin bir nefes aldım. Bir şey söylememek için yanağımın içini ısırdım. Tamam, Junmyeon'un söylediklerine güvenemezdim belki ama hislerime güvenebilirdim. Junmyeon belki bu yüzden Chanyeol ile defalarca tartıştığımızı bildiğinden, yeniden aramızı bozmak için bunları söylüyordu. Sakin davranmaya çalıştım. Her şeyi dinleyecek, en sonunda bir karar verecektim.

"Ama Kraliçe Mia onu sıkıştırmaya başlayınca durumlar değişti. Eğer Chanyeol'u kullanarak saraya giremeyecekse bir an önce Greenland'e dönmesini istedi. Sanırım o zamanlar Chanyeol'a karşı bir şeyler de hissetmeye başladı. Chanyeol'u konuşarak ikna edemeyeceğini anlayınca benden birkaç iksir aldı. Chanyeol'un suyuna, yemeğine biraz biraz karıştırıyordu. Chanyeol da anlamadı zaten. Bu iksir pek bilinen, pek kullanılan bir iksir değildir. Aslında Chanyeol'un sana içirdiği o iksir ile aynı olmalı. Kendisinin bir zamanlar içtiğinin farkında bile değilken sana da verdi... Dünya garip bir yer gerçekten... Neyse bu iksir, nasıl desem, kafa karışıklığı yaratan, asabı bozan, sebepsiz öfke krizlerine sebep olabilecek bir şeydir.  Aslında tarifi çok basit ama kullanılmaya kullanılmaya unutulmuş. Minseok da bunu kullandı. Chanyeol'u size karşı doldurdu. Ailesinin ona karşı haksızlık yaptığına inandırdı, saraydaki herkesi kendine düşman belletti." Junmyeon bu zamana kadar, Chanyeol ve Minseok'a en yakın olan kişiydi. Söyledikleri, Chanyeol'un söylediklerinden çok daha mantıklıydı. Bu yüzden sakin kalmak zordu. Chanyeol'un bana anlattığı şeylere hala inanmak zordu. Derin bir nefes aldım. Anlatmasını istemiştim ama geceden beri içimde olan o kötü his daha da büyümüş, sanki göğsümü tıkamıştı. Ne yapacağımı bilemeden oturup dinlemeye devam ettim.

☄️☄️save me |chanbaek|☄️☄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin