-21-

240 32 8
                                    

not: kafam dağınık o yüzden bölüm de çok dağınık. hatalarım olabilir, üzgünüm .

Ben altı yaşındaydım. 

Babam gidiyordu. 

Doğum günüm için birkaç günlüğüne saraya gelmişti.  Sırf birkaç gün daha uzun kalsın diye arka bahçede kimsenin çıkamadığı ceviz ağacına çıkmıştım, ölmeyeceğimi çocuk aklımla kestirdiğim bir daldan kendimi bir saat güçlükle ikna ettikten sonra bırakmıştım.

Başımda çok şiddetli bir acıyla iki gün sonra uyanmıştım. Yanımda sadece Jasmine vardı. Her yerim sargılar içindeydi ve canım gerçekten çok yanıyordu. Jasmine daha çok dinlenmem ve uyumam için bir ilaç verdi ve uyumadan önce babamı çağırmasını istedim. Cevap alamadım. Babam çoktan gitmişti. 

İyileştiğimde ve ayağa kalkabildiğimde de babama ulaşması için bir mektup yazdım, beklemeye başladım. Bir ay boyunca her gün penceremde belki gelir diye bekledim. O yaşta bile insanların bana attığı acıma dolu bakışlar beni eziyordu ama kimseye aldırmıyordum.

Bir ay gözlerim kapıda bekledim öyle. Sonunda kabullendim. Babam uzun bir süre daha gelmeyecekti. İşleri vardı. O sürekli çıkan çatışmalarda ülkemizi, bizi korumak zorundaydı. Ama bir gün gelecekti. Bir gün onun benim yanıma dönecekti. Ya da Essex'e yanında gelmeme izin verecekti.

Birlikte yaşayacaktık. Kral, Sehun ve Chanyeol gibi olacaktık. Birlikte oyun oynayacaktık, ava gidecektik bana daha iyi ok atmayı öğretecekti ve bir sürü şey yapacaktık... 

Şimdi o günlere bakınca da ne kadar aptal olduğumu görüyordum. Daha ufacıkken bile kendimi boş hayallerle kandırmıştım. Şimdi de elimde öyle bir mektup vardı ki bu yıllardır içimde tuttuğum umudumu paramparça ezmişti.

Babam tamamen gitmişti. Beni terk etmişti.

"Baek?" Chanyeol kısık bir sesle konuştu. "Daha iyi misin bir tanem?" Yatıştırıcı bir şekilde saçlarımı okşadı ve açıkta kalan alnımı öptü. Başımı salladım sadece. Konuşacak halim bile yoktu. Bir anda tüm gücümü kuvvetimi yitirmiştim. Babamın ilk defa geldiğim evinin büyük salonunda Chanyeol ile birlikte oturuyorduk. Omzuna yaslanmıştım. Dakikalardır Terk edildiğimi kabul etmeye çalışıyordum. Daha önce hiç bu denli ağır bir acının altında kalmamıştım.  Şimdi boğuluyordum.

"Gitmem gerekiyor." dedi. Gitmesi gerektiğini biliyordum ama şuan yanımda olmasına çok ihtiyacım vardı. Kırk dakikadır kaç tane asker kapıya gelmiş Chanyeol'un bir an önce birliğe gelmesi gerektiğini söylemişti, saymamıştım. Chanyeol geleceğini söyleyip duruyordu ama beni bırakmamıştı.

"Tamam." dedim istemeye istemeye. "Sen git."

"Seni bırakmak istemiyorum." dedi avcumun içini öptü. "Benimle gelmen tehlikeli olabilir. Gece yarısına kadar yola çıkmış olacağım. Sınırdaki kasabalara, köylere gideceğim. O yüzden burada kalman iyi olacak."

"Burada kalamam." dedim zorlukla yutkundum. "Burası beni boğuyor gibi. Sürekli babamın beni istemediğini düşünüyorum."

"Öyle bir şey yok." dedi Chanyeol. "Az önce söylediklerimi ben de bir anda kızgınlıkla söyledim. Unut dediklerimi. Amcam tabii ki seni seviyordu ama biliyorsun son zamanlarda aklı çok yerinde değildi, buhrandaydı. Eva ile karşılaşmak da ona kötü hissettirmiştir."

"Ben küçüktüm. Altı yaşında falandım. Bir gün ağaçtan düştüm, hatırlıyorsun değil mi?" diye sordum emin olamayarak. Sarayda üç erkek çocuğu olarak ne kadar dikkat ederlerse etsinler çok kaza bela atlatmıştık. O yüzden de hepsini tek tek hatırlamak zordu.

☄️☄️save me |chanbaek|☄️☄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin