-final-

326 28 80
                                    

Büyük bir ağrıyla ve nefesimin kesilmesiyle yataktan sıçradım.

"Baekhyun!" Birkaç saniye nerede olduğumu, neler olduğunu anlayamazken Eva'nın yüzüne sersem sersem baktım. "Hayatım, iyi misin? Bak bana. Gözüme bak. Sakinleş." Eva kollarımdan sıkıca tutana kadar titrediğimin bile farkında değildim. "Sorun yok. Bir sorun yok. İyisin."

"Ben..."

"Her şey yolunda." dedi. "Korkacak bir şey yok. Ben buradayım." Sıkıca bana sarıldı. Kulaklarım çınlıyordu. Neler olduğunu anlamıyordum. Gözlerimi kapadım. Bir şeyler hatırlıyordum ama neyin rüya neyin gerçek olduğundan emin değildim artık.

Chanyeol'un yüzü gözümün önüne geldi.

Sesi kafamın içinde yankılanıyordu.

Düşündüm.

Yavaş yavaş kafamı toplamaya, neler olduğunu hatırlamaya başladım.

Şenlikteydik. Ten vardı. Bana verdiği not vardı.

Chanyeol.

Gelecekti. Beni gölün kenarına çağırmıştı. Mutlaka gelecekti.

Ama gelmedi.

Neden gelmedi?

Junmyeon'un verdiği iksiri hatırladım. Sonrası karanlıktı.

Chanyeol'un sesini duyuyordum ama bu rüya mıydı, Chanyeol gerçekten gelmiş miydi? Bilmiyordum. Düşünüyordum ama anlamıyordum. Gerçekten gelmiş olabilir miydi? Ben her şeyden vazgeçtikten sonra gelmiş olabilir miydi?

"Baekhyun... Bana bak."

"Beni hatırlıyor musun?" Başımı sallayarak onayladım. "Peki en son neler olduğunu hatırlıyor musun?" Yeniden başımı salladım. O ağacın altında yaşadığım acı yeniden içimi kavururken öylece başımı eğdim. Beni nasıl bulmuşlardı acaba?

"Ben Hera'yı çağırayım. O da baksın sana." dedi tedirgin bir şekilde ayağa kalktı. Hizmetlilerden birine Hera'yı çağırmasını söyledi. Tekrar yanıma geldi. Yatağa oturdu, hala tedirgin görünüyordu. "Günlerdir uyuyorsun, Hera iksir yüzünden belki aklının başından gidebileceğini söylemişti ama iyisin değil mi?"

"Başım çok ağrıyor." dedim zorlukla.

"Düşerken başını taşa vurmuşsun." Başımı sıkan sargıyı o an hissettim. Orada bir taş olduğunu bile hatırlamıyordum... "Neden gittin o göle?"

"Hatırlamıyorum." dedim. Chanyeol için gittiğimi bilmiyorsa, öğrenip de daha fazla üzülmesine gerek yoktu.

"Sorun değil, şimdi iyisin. Daha da iyi olacaksın. Yalnız Adalar'daki bir arkadaşım senin için buraya geldi. Alysa. Bozulmaz Yemin'i bozmanın bir yolunu bulacak. Sen biraz toparlanınca seni görmeye gelecek."

"Bir yolu var mı?" dedim şaşırarak. Neredeyse bir aydır buradaydım ve bu yemini bozmak için yüzlerce kitap karıştırmıştık. Yoktu. Yemini bozmanın bir yolu hiçbirinde yazmıyordu.

"Bir yolunu bulacağız." dedi gülümseyerek. "Sen düşünme bunları. İyileşmeye bak." Birkaç dakika sonra Hera geldi. Beni kontrol etti. İyi olacağımı söylüyordu. Ağrım olduğunu söylediğim için bir ilaç verdi. Biraz daha uyudum.

Akşama doğru uyandığımda Eva hala başımda bekliyordu.

Daha fazla yatmak istemediğimden kalktım. Berbat hissediyordum ama sarayın gereğinden sessiz olduğunu fark etmiştim.

"Saray neden bu kadar sessiz?"

"Ordu, Greenland'e gitti. Hatırlıyor musun?"

"Herkes mi gitti?"

☄️☄️save me |chanbaek|☄️☄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin