[3]

480 57 22
                                    

Merhaba! Nasılsınız? Okuldaki ilk haftanız nasıldı bir buçuk yıl sonra?

Lise ve üniversite sonuçlarınız nasıl? İstediğiniz yerleri kazandınız mı? Aynı üniversiteden olduğum biri varsa yardımcı olabilirim ya da siz bana olun

Bu sefer gelmem uzun sürdü ama bu fici yazmak beni gerçekten zorluyor haliyle vakit alıyor. Sabrınız için teşekkür ediyorum<3

Yorum ve oy atmayı unutmayın lütfen. Ben de okula gideceğim için bölümlerin sıklığı daha da azalabilir yapılacak yorumlar da bunda etkili olur^^

İyi okumalar~

Bazen, bazı şeyleri neden yaptığımızın bir açıklaması olmazdı. İçimizden geldiğini gibi davranırdık ve kendimize geldiğimiz vakit ben ne yapıyorum diye kendimizi sorguladığımız anlar elbette olmuştur. Ayrıca çoğu zaman bunun açıklaması yapamazdık bile. Düşündüğüm, bilinçaltımızda olan şeylerle dışarıya hatta kendimize karşı söylediğimiz şeyler arasında farklılık olduğundan kaynaklanıyordu böyle davranışlar. Tabi ki psikolog falan değildim şahsi fikrim bu yöndeydi. Şu an benim başıma geldiği gibi yani.

Saat gece yarısını çoktan geçmişti, neredeyse dörde yaklaşıyordu. Evet, sabah dört. Sabahın köründe kalıp işe gidecek olmama rağmen uyumak yerine dizüstü bilgisayarımı açmış araştırma yapıyordum. Evet, doğru tahmin ettiniz, otizm hakkındaydı yaptığım araştırmalar. İşe gözlerim kızarık ve gözaltlarım mor şekilde gideceğimi biliyordum ancak merakım, ya da vicdanım, daha ağır basıyordu bugün. Misafirlerimiz gittikten sonra çokça düşünme fırsatım olmuştu. O an farkında olmadığım ancak dikkat çeken bazı davranışlardı vardı Taehyung'un. Örneğin bazı şeyleri üç kere tekrarlamıştı, buna dair herhangi bir bilgi bulamamıştım ama kararlıyım bulmakta, ve ona dokunulmasından hoşlanmıyordu. Belki de sarılmaktan. Emin olamamıştım o konuda. Yüksek sesten korkuyordu. Kendinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsediyordu ve bu içlerinde en çok dikkatimi çeken özelliği olmuştu, cümlelerini benli kurmak yerine Taehyunglu kuruyordu. Psikolağa gidecek param yoktu ancak psikoloji okuyan hyunglarımdan yardım alabilirdim veyahut Taehyung ile yakınlaşırsak ailesinden de bilgi alabilirdim. Oğullarını onlardan iyi tanıyan biri olamazdı neticede. Ona nasıl davranmam gerektiğini öğrenmem gerekiyordu en kısa zamanda ki, sık sık görüşeceksek eğer bu sürenin daha da kısalması lazımdı.

Gecenin bir vakti olduğundan bu işi sabah halletme kararı aldım. Bilgisayardan öğrendiğim bilgiler bugün için yeterliydi. Uykumdan daha fazla çalmak istemiyorum onun yerine yarın işten döndüğümde de devam edebilirdim. Yoksa gözlerim yuvasından çıkıp karşıma dikilecek ve işaret parmağını yüzüme doğru sallayarak kendisini kapatmam için beni azarlayacaktı. Gerçek hayatta mümkün olmasa da hayallerimdeki senaryo tam olarak böyleydi.

Bundan birkaç yıl önceye kadar annem odamı didik didik ederdi ve o zamanlar liseye giden bir ergen olarak atarlanır, küçük tartışmalar çıkarırdım. Özelim olmasını ve bana ait olmasını isterdim. Bunu sık sık dile getirince annem ciddi oluğumu sonunda fark etmiş ve karıştırmayı kesmişti. Şüphelendiği herhangi bir şey yoksa tabi. O yüzden sekmeleri kapatıp bilgisayarı da saklamakta yarar vardı. Öğrenmesi sıkıntı değildi kesinlikle ama sorularına verecek cevabım henüz yoktu. Ben de bilmiyordum çünkü. Soruları baştan yok etmek en iyisiydi kısacası. Uykuma bunu gerçekleştirdikten sonra kavuşabilirdim sıkıntı olmazdı. Tabi beynime yerleşen bilgiler birkaç saatlik ücra köşelere çekilip beni uyutursa.

---

Geç kalmıştım.

Yatağıma yattığımda saat sabah beş olmak üzereydi ve ondan sonra da uyku tutmamıştı. Taehyung'un davranış analizlerini yapıp durmuştum kafamın içinde. Hemen uyusaydım bile 4 saatlik uyku bana asla yetmezdi ama böyle bir buçuk saat ancak uyuyabilmiştim. Uyandığımda daha doğrusu annem işe gitmediğimi fark edip odamı bastığına saat çoktan dokuz buçuğu geçmişti ve benim mesaim tam dokuzda başlıyordu. Geç kaldın lafını duyunca far görmüş tavşan misali gözlerimi açmış ve flash hızıyla da banyoya koşmuştum. Yüzümü nasıl yıkadığımı, dişlerimi nasıl fırçaladığımı gerçekten hatırlamıyorum. Her şey anlık gerçekleşmişti. Hatta tişörtümü ters giydiğime kafeye vardığımda iş arkadaşlarım söyleyince fark etmiştim. Ümidim yoktu ama patronumdan bugünlük izin almaya çalışacaktım. Belki bir ihtimal arkadaşlarım halime acıyıp benim yerime bakmayı kabul ederlerdi. Umut ediyordum. Fakirin ekmeği derlerdi sonuçta umut için.

ray of hope | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin