ray of hope | vmin

[10]

Selamm nasılsınız? Biliyorum okumuyorsunuz buraları ama ülkece yaşadığımız felaket, benim kişisel sorunlarım, yaşadığım kayıp biraz uzaklaşmama sebep oldu. Bölüm geciktiği için üzgünüm. Biraz kısa oldu ama mezuniyet diğer bölüme kalsın istediğim için oldu birazcık

Haftaya sınava gireceğim o yüzden hemen bölüm gelemeyebilir ama yazmaya çalışacağım yine de

Özleyenler özlediklerini oy ve yorumlarla belli edebilir +150 oy ve +50 yorum sınır koyuyorum o yüzden <3 bölümle baş başa bırakayım sizi love u

----

Kendimi reddedilmesine tamamen hazırladığım teklifin kabul edilmesi bir süre şokta kalmama sebep olduğu için, aşağı yukarı üç gün, hazırlıkları tamamlamamız son günü bulmuştu. Taehyung'un bana baloya katılmak istediğini söylemesinin üzerinden beş gün geçmişti. O anda hazırlıksız olduğumdan çok tepki veremesem de gerçekten çok sevinmiştim. Yeni yeni ortamları görmesini, keşfetmesini ve yeni duygular tatmasını istiyordum. 

Ondan sonraki dört günde okulda diplomamla ilgili bir problem çıktığından pek görüşememiş ve hakkında konuşamamıştık haliyle. Taehyung'un gelmeme ihtimalinden dolayı ben de gitmekten vazgeçmiştim, daha doğrusu zaten niyetim yoktu ancak Taehyung gelirse gelecektim. Bu yüzden gelemeyeceğini düşünerek kendime de kıyafet bakmamıştım ve maalesef ki son güne kalmıştı, o da bugüne, biraz önceye denk geliyordu. 

Sabah erken saatte evinin kapısında dikilmiştim ve Bayan Kim'in hazırladığı kahvaltıyı beraber ettikten sonra ikimiz için de bir şeyler bakmaya alışveriş merkezine gelmiştik. Ama kimse beni Taehyung ile alışveriş yapmanın zorluğu konusunda uyarmamıştı.  Sorun kesinlikle otizm ya da ondan kaynaklı hiçbir şey ile alakalı değildi, olsaydı en baştan bu kadar yakınlaşmazdım muhtemelen. Sorun Taehyung'un hiçbir şeyi beğenmemesi idi! Sosyal medyada gördüğüm isyanların büyük çoğunluğu kadınların alışveriş alışkanlıkları hakkında oluyor ve beğenmemelerinden şikayet ediyorlardı ama emindim ki Taehyung onlara taş çıkartabilirdi. "Onu beğenmedim hyung çünkü mavi değil." "Olmaz Jiminie hyungie kemer bu pantolonla yakışmaz." "Bu gömlek bana büyük geldi." ve daha nice bahaneleri duymuştum. 

 Bayan Kim takım elbiseden hoşlanmadığı bilgisini verdiğinden daha rahat edebileceği kıyafetleri bulup gösteriyordum ancak hayır, hiçbirini beğenmemişti. Dudaklarını büzüp başını tatlı tatlı sallıyordu. Ne kadar sinirlenmek ve artık durmasını söylemek istesem de tatlılığı buna engel oluyor ve sinirimi uçuruveriyordu. 

Geçen saatlerin ardından hem dinlenmek hem de acıkan karnımızı doyurmak adına üst kattaki yemek katında bulduk kendimizi. Normalin aksine hava bugün gayet güneşliydi ama yağmura alışkın bünyeme bu durum ters geliyordu. Başım ağrımış, çokça da susamamıştım. Açlıktan guruldayan midemi saymıyordum bile. Benim aksime Taehyung halinden gayet memnundu. Mutlu mutlu etrafa bakıyor, ne yemek istediğine karar vermeye çalışıyordu az önce beni çileden çıkarmamış gibi. Gözünün hamburgerlere takıldığını fark etsem de etmemiş gibi yaparak istediğini vermemeye çalışmıştım. Bayan Kim'den sabah sıkı bir uyarı almıştım fast fooda dair, sağlığı mutluluğundan önce geliyordu benim için. Bir dondurma ile bu açığı telafi edebilirdim daha sonra. 

"Karar verdin mi, Taetae?" diye sordum hâlâ bakınmaya devam eden çocuğa. 

"Jiminie hyungie ondan istiyorum." derken işaret parmağını Mc Donalds'a uzatarak işaret etmişti. Üzülerek başımı iki yana salladım.

"Bugünlük başka bir şey yemeye ne dersin? Başka bir gün yine hamburger yeriz." dedim ikna etmeye çalışarak.  Aslında "daha sağlıklı" diyebileceğimiz yiyecekleri bulmak zorlayıcıydı, sonuçta birçoğu fast food iken hamburger dışındaki yiyeceklerin de farkı yoktu. Taehyung'un dudaklarını büze büze beni onaylamasıyla bütün aktı dolaşarak Kore yemekleri yapan bir mekanı sonunda bulmuş ve diğerlerine göre daha iyidir diyerek buraya oturmuştuk. Küçük Taetae baharatlı yiyemediği için o kendisine baharatlı olmayan yemek bakarken ben tercihimi acı ve baharatlı yemeklerden yana kullanmıştım. Diğer türlü yemeğin tadı yokmuş gibi geliyordu. İkimiz de karar verip siparişlerimizi verdiğimizde on, on beş dakika kadar hazırlanmasını beklemiştik. O sırada Tae ile sohbet ediyorduk.