Okunmadığını biliyorum ama açıklama bekleyen vardır diye yine de yazmak istiyorum. Son senemdeyim, okul değil ama staj beni çok yoruyor ve yıpratıyor bir de bunun yanında sınava hazırlanıyorum o yüzden benim için buraya gelmek çok zordu. Bir daha ne zaman gelebilirim bilmiyorum o yüzden söz vermek de istemiyorum lütfen kırılmayın.
Bölümü elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım
Keyifli okumalar<3Taehyung ile ayrıldıktan sonra, bu da yaklaşık saat sekiz civarlarına denk geliyordu, Hoseok ve Jeongguk ile buluşmak için sözleşmiştik. Her aradığımda müsait ve buluşmaya hazır olmaları inanılmaz hoşuma gidiyordu, beni yormuyorlardı. Her zaman buluştuğumuz kafe bulunduğum yere yakın olduğundan onları bekleme gereği duymadan kafeye gitmiş ve soğuk bir limonata söyleyerek cam kenarında üç kişilik bir masa bularak oturmuştum. Her buluşmaya hazırlıklı oldukları için gelmeleri çok uzun sürmezdi, en fazla ben limonatamı bitirene kadar gelirlerdi diye tahmin ediyordum, zaten evleri de uzak sayılmazdı birkaç dakikalık yürüme mesafesindeydi yalnızca.
Garson limonatamı getirene kadar telefondan biraz sosyal medyaya girmiş hesaplarımı kontrol ediyordum. Birkaç instagram storysi, gelen mesajlar, twitter bildirimleri derken gelen siparişimle kısaca teşekkür etmiş ve arkadaşlarımı beklemeye devam etmiştim. Bugün benim için yeterince yorucuyken yarın nasıl geçeceğini bilmediğim bir mezuniyet balom vardı. Bu beni daha çok strese sokuyordu açıkçası. Pişman olmaktan ve daha da kötüsü, Taehyung'un travmasının sebebi olmaktan korkuyordum. Yavaş yavaş insan içine girmeye alışmışken tamamen eve kapmasını istemiyordum. Büyük risk almıştım, elimde patlamaması için dua etmekten başka ihtimalim kalmamıştı.
Dişlerimle ezdiğim pipete işkence etmeyi bırakarak soğuk limonatamdan ilk yudumumu aldım içimdeki harareti söndürecekmiş gibi, halbuki hiçbir işe yaramayacağını biliyordum. Ben içeceğimi yarıladığımda benimkiler kafeye teşrif edebilmişti nihayet. Hemen geliyorlar diye onları överken nazar değdirmiştim. Siparişlerini girişte verdikten sonra masadaki iki sandalyeyi gürültüyle çekip oturdular.
"Hoş bulduk bro." dedi Jeongguk her zamanki haliyle.
"Hoş geldiniz." dedim yorgun gülümsememle. Hiç hâlim kalmamıştı bugün epey koşturmuştuk.
"Savaştan çıkmış gibisin, hayırdır?" dedi doğrucu Hoseok. Yüzüme vurmadan da kibarca söyleseydi çok makbule geçerdi.
"Savaştan çıkmış kadar oldum Hobicim." dedim. Taehyung'dan onlara hiç bahsetmediğim için şimdi nereden başlamam gerektiğini de bilmiyordum. Keşke bugün buraya getirseydim diye de geçirdim içimden, hem önceden arkadaşlarımla tanışmış olurdu ama keşkeler ile hayat geçmiyordu görüldüğü üzere. İki çift meraklı gözü fark edince daha fazla kaçamayacağımı anlayıp,
"Bir arkadaşım var." diye söze girdim ve oo'layıp ortamın içine sıçmamaları için hemen devam ettim. "Yarın baloya onu da davet ettim. Bugün de alışverişe gittik ikimize de kıyafet bakmak için. Küçük bir gerilim yaşadık orada, onun kaybolduğunu sandım falan. Ben de sesimi yükseltmiş bulundum sonra. Sonrasında anlaştık ama hâlâ pişman hissediyorum kendimi." diye açıklama yaptım.
"8 yaşındaki bir çocuk değilse alışveriş merkezinde kaybolmaz diye düşünüyorum? Sen niye bu kadar büyük tepki verdin peki?" diyerek mantıklı soruyu soran Hoseok oldu, Jeongguk'un bu kadar mantıklı konuşması beklenemezdi zaten. Ama lütfen bunu ona söylemeyin.
"19 yaşında ama insanlardan, daha doğrusu kalabalıktan korkuyor. Kaybolması onun için tehlikeliydi, korkma sebebim de onun zarar görecek olmasından dolayıydı." Cümlelerimin onlar adına ne kadar yanlış anlaşılabilecek olduğunu farkındaydım zira Jeongguk'u bakışları kendisini ele veriyordu ancak gerçekler öyle değildi. Aramızdaki ilişkinin belli bir kabı, tanımı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ray of hope | vmin
FanfictionKim Taehyung en çok Park Jimin'i seviyor ve her adımında yanında olmasını istiyordu.