[7]

306 38 42
                                    

Selammm

Çok uzatmadan bölümle baş başa bırakıyorum sizi ama önce Dorian Gray'den çok az bahsettim spoiler sayılmaz ama istemezseniz ikinci paragrafı atlayabilirsiniz

Yorum ve oylarınızı unutmayın <33

Keyifli okumalar!!

Yarın okula gidip sınava girmeyecekmişim gibi ruh halinin içindeydim. Aklım saatler önce gördüğüm portremdeydi hâlâ. Yüzümdeki mimikler, resim çizerken ki ciddiyetim, fırçayı tutuşum, saç tellerimin duruşu, kıyafetimin kıvrımına kadar incelemiş ve kusursuz bir şekilde resmetmişti ve ben kendi halime o kadar dalmıştım ki izlendiğimin, özellikle bu kadar dikkatli izlendiğimin farkında dahi değildim. Kim Taehyung işinde oldukça profesyoneldi, o her ne kadar kabul etmese de. 

Kendime geldikten sonra bir süre resmen yalvarmıştım bana vermesi için ama Nuh diyor peygamber demiyordu. Keçinin inadından belki çok daha fazlası Taehyung'da mevcuttu. Bir kere hayır dedi mi fikrinden vazgeçirmek neredeyse imkansızdı, kesinlikle sözlerinin arkasında olan biriydi. Halbuki ne çok isterdim evimde odama asmayı. Kesinlikle duvara asılmaya değer bir tabloydu, odamı güzelleştirecekti. Dorian Gray gibi terk edilmiş odalarda süründürecek değildim. Dikkatli bakılınca Dorian ve ben zıt iki karakterlerdik. Onun gibi egoist değildim, güzelliğimi kaybedeceğim kaygısını taşımıyordum. Arkadaşlık ilişkilerim öenmliydi, onun aksine. Dostlarım değer verirdim. Dorian benim için piçin tekiydi. Kendi güzelliği yok olmasın diye harikulade portresinin yaşlanmasını dileyen bir aptal. Oysa bilmiyor muydu bir sivilce bile yeterdi güzelliğini kaybetmesine? Ben yaşlansam, yüzüm kırışsa ve saçlarıma aklar düşse de sorun değildi. O benim en nadide parçam olarak kalacaktı.

Ne kadar isterdim o yeteneğin dörtte birinin hatta onda birinin bende olmasını. Böylece ben de Kim Taehyung'un portresini çizebilir ve onunkine karşılık verebilirdim. Böyle kendimi acayip borçlu hissediyordum. Altında ezilip büzüldüğüm mahcubiyet duygusunu bastırmak için çizdiğim manzara resmini ona hediye etmiştim o an, o bana kendi tablosunu vermese bile. Ufak bir jest geçmek istemiştim. 

Sonradan annesinden aldığım habere göre  paketini iyice sarıp dolabına saklamış, hafta sonu babasına odasında çivi çaktırıp odasına asacakmış. Farklı bedenlerde aynı düşüncelere sahip olmak bazen beni ürkütüyordu ama verdiği o enerji anlatılacak bir şey değildi. Sanki birbirimizin davranışlarını, düşüncelerini, duygularını  hissediyor ve ona göre hareket ediyormuşuz gibi. Aynı ruh eşi gibi. Çok fazla vakit geçirmemiştik ancak daha fazla ortak yön taşıdığımıza inanıyordum. Her biri gerçekleştikçe inanma yüzdem her seferinde bir tık daha artacaktı.  İşin tuhaf yanı şuydu: Bu düşüncelerimden Taehyung'a hiç bahsetmemiş olmam. Gerçekten. Yaptığı ve düşündüklerim tamamen tesadüftü ya da ruh eşi olduğumuz doğruydu ve bu da kaderin bize yaptığı bir jestti. İhtimali bile kalp atışlarımın değişmesi için yeterliydi. Normal miydi bilmiyorum ama düşününce işin içinden çıkamayacağım bir konuydu. En azından şimdilik. 

En kısa sürede kafamı toparlamam gerekiyordu, yaklaşık birkaç saniye içinde zira önümdeki kalın hukuk kitapları beni bekliyordu. Düşünceler denizinde yüzerken pek mümkün değil gibi görünüyordu. Uykusuzluktan yanan ve kapanmak için sınırlarımı zorlayan gözkapaklarım da üzerine gelince odaklanmam imkansız gibi geliyordu gözüme. Her an masaya yığılıp kalabilirdim ama bu zaman o zaman değildi. O kadar kahveyi boşuna içmemiştim ben, hepsi ayakta kalabilme adınaydı. Son doldurduğum kupam ise hemen yanımda duruyordu. 

Beni bir saat kadar daha idare etse yeterliydi ondan sonra eve dönüp akşam yemeğine katılmam gerekiyordu. Anneme o kadar hazırlık yaptırdıktan sonra arayıp ben gelmiyorum deme lüksüne kesinlikle sahip değildim. Hem o kadar vicdansız evlat değildim, ailemin üzüldüğünü görmeyi asla istemezdim hem de yorgunluğuma iyi geleceğine inanıyordum. Çünkü son zamanlarda yemek düzenim nerdeyse altüst olmuştu. Mideme katı besinler çok nadir girmişti öğünlerimi genelde kahve ya da suyla geçirmiştim hatta bir iki kilo vermiş bile olabilirdim. Şimdi düşününce yemeği iptal etme fikri oldukça sıcak gelmişti yoksa annem zayıfladığımı görürse beni yemek masasına zincirleyebilecek kapasiteye sahipti. 

ray of hope | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin