Merhaba aylar önce gelmeyi planlayan ama bir türlü gelemeyen alway'den selam:) sınavlarım başlamadan gelecektim aslında ama bir haftaya sığdırdıkları için çalışmak zorundaydım şimdiye kaldı umarım özleyen birileri hâlâ vardır 🥺 varsa pamuk eller klavyeye <3
Keyifli okumalar diliyorum ~
-----
"Son beş dakikanız kaldı." dedi profesörümüz.Sınavın, on altı yıllık eğitim hayatımın, hayatımın bitmesine son beş dakika. Mesleğime, işsizliğime, özgürlüğüme kavuşmama son beş dakika.
Beş dakika sonra okul ile kalan tek işim mezuniyetim olacaktı. Dün gece Taehyung gittikten sonra eve dönüp yeniden kitaplarıma gömülmüş ve sabah dörde kadar çalarak konularımı nihayet bitirmiştim ve iyi çalıştığıma inanıyordum. Yüksek notla geçip yüksek ortalamayla mezun olursam iş bulmam kolaylaşacaktı. Bunun mükafatı olarak da eve geçip ertesi gün sabaha kadar uyuyup kalkmamayı planlıyordum. Bir haftadır uyuduğum çok nadirdi, o zamanların acısını çıkartmam lazımdı bir yerde. Ondan sonra yaptığım planı uygulamaya koyabilir ve kafamı dinleyebilirdim.
Küçük bir pürüz dışında tabi. Normal şartlarda kısa bir tatile çıkıp her şeyden uzaklaşma hayallerim vardı ancak Kim Taehyung hayatıma girince bu kısım biraz değişmişti. Neredeyse her gün görüşüyorduk, benim işim varsa da ya telefonla konuşuyor veyahut görüntülü arıyordu. Her şekilde iletişimdeydik yani. Ama hiç bu kadar uzun süre uzak kaldığımız olmamıştı. Kendime ayırmak istediğim vakit olduğu ve birilerinin bana ulaşmasını istemediğim için kuvvetle muhtemel telefonu elime nadiren alırdım, kısacası telefonda konuşma süremiz de kısalır ya da hiç olmazdı. Nasıl tepki vereceğini kestiremiyordum şu anlık ve düşünmek istediğim de söylenemezdi.
Sınav kağıdımı güzelce doldurmuştum. Son kez üstünden geçip doğruluğundan emin olduktan sonra adımı soyadımı yazarak profesöre teslim ettim ve yüzümdeki gülümsemeyle sınıftan çıktım. Dünyanın omzuma bıraktığı yüklerin bir kısmından kurtulmuştum, sırada daha büyüklerini sırtlanma vardı ancak acelesi yoktu. Düşe kalka da olsa ilerlemeden önce molaya ihtiyacım vardı.
Sınavın son üç dakikasını arkadaşlarımı beklemek için kapıda oyalanarak harcadım. Üçlü grubumuzdan ilk çıkan kişi bendim. Bu durum biraz gericiydi açıkçası. Sorularından emindim ancak ya yanlışsa sorusu dönüp dolanıyordu beynimde. Düşünmeyi arkadaşımın sınıftan çıktığını görünce rafa kaldırdım.
"Jeon, buradayım!" diye seslenip beni görmesini sağladım. Sesimi duyunca başını bana doğru çevirip olduğum yere yürümeye başladı.
"Nasıl geçti sınavın?" diye sordu yanıma varır varmaz.
"Uykusuz kaldığıma değdi." cevabımdan sonra iyi geçtiğini anlayıp gülümsemişti.
"Birimizin mutlu olduğunu görmez güzel." diye yanıtladı. Onunda uykusuz olduğunu anlayabiliyordum gözlerinin altındaki mor halkalardan ancak sebebi muhtemel ders çalışmak dışında bir şeylerdi.
Kaşlarımı çatarak "Bilgisayar oyunu oynadın bütün gece yine, değil mi?" dedim çocuğunu suç üstü basmış anne edasıyla. Suçlu olduğunu bildiğinden cevap vermekten kaçınmış ve bakışlarını da bana bir an olsun değdirmemiş havaya bakmıştı. "Biz olmadan bir dönem boyunca ne yapacaksın acaba?" diye kendime kendime ama yüksek sesle söylendim, onun da duymasını istiyordum.
Yan gözle yüz ifadelerini seyrettiğimde kaşlarının çatıldığını gördüm. Bu ihtimal üzerine daha önce hiç düşünmemiş gibiydi. Okulun içindekilerden nefret eden yalnızca ben değildim, iki arkadaşım da benimle aynı fikirdeydi. Ortak noktada buluşmamızı sağlayan ilk fikir buydu aslında. Dersin başlamasını beklerken diğer ikisinin konuştuğunu duymuştum ve bazıları için ayıp bir hareket sayılsa da sohbete dahil olma ihtiyacı hissederek ben de fikrimi söylemiştim. Ondan sonra hoca gelene kadar konuşmayı ilerletmiş, derslerden sonra da beraber vakit geçirir olmuştuk. Dört yılımı birlikte geçirdiğim arkadaşlarımla bu şekilde tanışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ray of hope | vmin
أدب الهواةKim Taehyung en çok Park Jimin'i seviyor ve her adımında yanında olmasını istiyordu.