-14-

7.9K 593 270
                                    

"Sizi seviyorum bay Kim." dedim.

"Sizi çok seviyorum." dedim tekrar.

"Sana aşığım."

"Ya gerizekalı bu ne? Su mu istiyorsun, aşk itirafı mı yapıyorsun belli değil." dedi Jimin kendisini boş sıraya atarak.

"Off! Ne yapacağım ben şimdi? Nasıl söyleyeceğim ya?" dedim yüzümü ovalayarak.

"Geç karşısına, bak yüzüne, akıt hissettiklerini işte." dedi Hobi hyung.

"Ya hyung, dilim tutulur benim orda. Konuşamam." dedim sitem ederek.

"Sen öyle san canım. Bak yüzüne bakınca nasıl bülbül gibi şakıyorsun." dedi Jimin. Saatime baktım. İkinci dersin bitmesine 9 dakika kalmıştı.

"Hem nereden çıktı bu itiraf meselesi?" dedi Hoseok hyung kaşlarını çatarak.

"Yugyeom dün bana yazdı. Bir kere de yazmıştı ama sadece "nasılsın" diye sormuştu. Dün yazınca ben de o anlık gazla Taehyung'a yazdım. Belki kabul eder de, o herif sevgilim olduğunu bilip bana yazmaz, rahatsız etmez. Mal kafam işte." dedim.

"Piç herif! Bir izin versen ağzını yüzünü yamulturum da neyse.Yemin ederim beyin yerine bok taşıyorsun kafanın içinde. Bay Kim öğrencisiyle sevgili olmayı kabul edecek. Ya bir git be" demişti Hoseok hyung.

"Yah! Kırma hevesimi" demiştim ağlamaklı bir sesle.

"Hadi kalk tavşancık. Gidelim bir yüzünü falan yıkayalım. Yatağına işemiş çocuk gibi geziyorsun. Betin benizin atmış. Ben de sınıfıma gideyim." dedi Hobi hyung ayaklanarak.

"Bekle beni, birlikte çıkalım" dedim ben de ayaklanarak. Jimin'e baktığımda mal gibi sırıtarak biriyle yani Yoongi hyungla yazıştığını gördüm. Eğilip kafasına bir tane geçirdiğimde telefon elinden düşecek gibi olmuştu.

"Sırıtma pişmiş kelle gibi. Yoongi hyung da böyle bir bakıyorum mal gibi sırıtıyor evin içinde." dedim koşarak sınıf kapısına gelerek.

"Düşme elime Jeongguk!" diye bağırmıştı arkamdan.

"Gel bakalım tavşancık. Bulaşma ona. Aptal aşkık işte" dedi Hoseok hyung beni kolunun altına alarak.

"Yah hyung! Tavşan değilim ben" dedim sitem edercesine. Burnumu sıkarak güldü.

"Tavşansın işte. Dünyadakı en sevimli tavşancık." dedi.

Dediğiyle kıkırdamış ona biraz da sokulmuştum. Merdivenlere geldiğimizde bana veda edip sınıfına gitmiş, ben ise lavaboya taraf gitmiştim.

İçeriye girdiğimde içeride sadece 1 kişi vardı. O da elini yıkayıp çıktığında yalnız kalmıştım. Ya da ben öyle sanıyordum.

Suyu açıp önce ellerimi yıkadım ve avcumu suyla doldurup yüzüme çarptım. Bu işlemi bir kaç kez tekrarlayıp suyu kapadım.

"Sakin ol Jeongguk. Alt tarafı bir konuşma. Heyecanlanma. Sakin ol" diyerek bir taraftan yüzümü siliyor, bir taraftan da kendimi sakinleştiriyordum.

Yüzümü silip mendili çöp kutusuna atacaktım ki, arkamdakı kabinden Taehyung çıkmıştı. Gözlerimi bereltip aynadan yüzüne baktığımda şaşırmışa benzemiyordu. Az önceki konuşmam yüzünden sesimi duymuş olmalıydı.

Elim havada asılı kalırken yanıma gelmiş, ellerini yıkamaya başlamıştı. Aramızda çıt sesi bile yoktu. Zilin çalmasıyla kendime gelmiş, elimdeki mendili çöp kutusuna atmıştım. Kapıya taraf gidiyordum ki, duyduğum ses beni yer mıhladı.

run away | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin