-39-

5.4K 372 318
                                    

"Merhaba çocuklar." dedi içeri girdiği gibi esmer olan. Jeongguk kafasını kaldırmaya bile tenezzül etmeden günlerdir uyumamanın ona kattığı tek şey olan acıyan gözlerini sakinleştirmeye çalışıyordu. Evet, günlerdir uyumuyor, yemek bile yemiyordu küçük olan. Zaten minik bedeni daha da küçülmüş Jimin'in değimiyle gözleri önünde erimişti.

Taehyung ise doğru dürüst düşünemiyor. Ana dili gibi bildiği ingilizce anlatırken bile yalnışlar yapıyordu. Evde olduğu müddetce küçüğünü düşünüyor, okulda gözlerini çocuktan ayırmıyordu.

"Bugün serbestsiniz çocuklar. İşlerim olduğu için eve gidebilirsiniz" sınıftan sevinç nidaları yükselirken 1 dakikaya kalmaz nerdeyse öğrencilerin yarısı çıkmıştı. Küçük olan da ayaklanınca Taehyung konuşmuştu.

"Sen kalıyorsun tavşan çocuk"

Jeongguk kızarık gözlerini bereltip, ağzını hafifce aralamıştı. Önden çıkık dişleri gözüküyor çökmüş suratını bile tatlılaştırıyordu. Taehyung o an kendine lanet etti. Adını kendi ağzından duyunca bile heyecanlanan çocuğa nasıl böyle şeyler söylemişti aklı almıyordu. Gözü dönmüştü. Zaten yazdığı mesajlardan sonra kendini defalarca sövmüş, saçlarını bile yolmuştu.

Küçük olan arkadaşı Jimin'e baktı yardım ister gibi. Taehyungla kalmak istemiyordu. Şefkatli sesini duysa ağlar, kokusunu duysa ciğerleri sızlardı çünki.

"Onun benle işi var bay Kim." dedi Jimin sabit sesiyle. Sınıfta onlardan başka 2 kız kalmıştı onlar da çıkmak için ayaklanıyorlardı zaten. Çıkmalarını bekledi Taehyung. Sınıfta sadece üçü kaldığında konuştu.

"Jeongguk, bebeğim gel yanıma"

Gözleri dolmuştu Jeongguk'un. O kadar özlemişti ki sesine bile saatlerle ağlayabilirdi. Farkında olmadan Jimin'in arkasına sığınmış, arkadaşının elini sıkmıştı.

Jimin tam konuşmak için ağzını açacağı sırada Taehyung sert bakışlarını oğlana çevirmiş Jeonggukla konuştuğu ses tonunun aksine sert sesle uyarmıştı.

"Bu yıl mezun olmak istiyorsan evine git Park Jimin."

Genç oğlan arkaya dönüp arkadaşının gözlerine bakmıştı. Jeongguk burukça gülümseyip kafasını salladığında Jimin son kez arkadaşının elini sıkıp, güven verircesine gülümseyip sınıftan çıktı. Jeongguk tek kelime bile etmedi. Çünki biliyordu arkadaşına tek bir defa "gitme" dese her şeyi siktir eder yine de o sınıftan dışarıya adımını atmazdı.

Sınıfta sadece ikisi kaldığında esmer olan kapıya yaklaşıp kilidini iki kez çevirdi. Küçük olansa olduğu yerde kalmış çantası elinde yere bakıyor, ağlamamak için dişlerini sıkıyordu.

Taehyung kapıdan uzaklaşıp kendisine doğru gelmeye başladığında nefesleri sıkılaşmış kendini kasmıştı çocuk. Elinde değildi haftalardır yanına bile yaklaşmadığı adam üstüne geliyordu şimdi.

Sevgilisi tam önünde durduğunda nerdeyse nefes bile alamıyordu Jeongguk. Sık-sık yutkunuyor, gözlerini kırpıştırıyor ve dudaklarını yalıyordu.

Büyük olan önce burnunu çocuğun saçlarına daldırdı. Derin bir nefes çekip miniğinin kokusuna hasret ciğerlerine bayram ettirdi. Sonra ise elini çocuğun çenesine atıp usulca kafasını kaldırdı. Jeongguk titrek bir nefes çekip gözlerini sıkıca kapadı. Çocuğun titreyen dudaklarına bakan Taehyung'un kalbi bu manzarayla binbir parçaya ayrılmış, içindeki çocuklar çığlık-çığlığa koşuşturmaya başlamıştı sanki.

İçini geçirdi Taehyung. Dokunduğu için bile kasılan bedenine laf etmişti küçüğünün. Minik ellerine ne yakıştırmalar yapmış, dilindeki zehri dökmüştü çocuğun üzerine.

run away | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin