2.Bölüm

654 33 9
                                    

Satır aralarında buluşalım. :)

İyi okumalar🍀

--
2.Bölüm

7 yıllık ayrılık geçmişti üzerimden. Ailemden, arkadaşlarımdan ve çocukluğumun hatırası olan Kızılca Mahallesi'nden ayrı geçen 7 yılın sonuna gelmiştim. Zor mu geçmişti bu yıllar, kısmen. Başlangıçta beni hasret zorlasa bile ikinci senemde alışmıştım ayrılığa. Her şeye alışabilirdi insan. Zor olabilirdi ama asla imkânsız değildi.

Ailem dışında İsra ve Nalan ile görüşüyordum. Mahallenin benden sonra çok değiştiğini ve yeni yeni insanların taşındığını anlatmışlardı. Onlarda ilk gittiğim sene sürekli dönmem için her şeyi yapıyorlardı annemler gibi. Ancak katiyen istemediğimi ve alışmak zorunda olduğumu söylemiştim. Zaten staj seneme kadar sıkı bir şekilde çalışmış, vaktimi doğru ayarlamayı öğrenmiştim. Yani lise son sınıfta olduğum gibi ağır aksak işler yapmıyordum. Staj yılları uykusuz geceler vesaire hallerdi. Ama seviyordum, insanlara yardım etmek iyi geliyordu.

Son senemi de başarıyla tamamlamıştım bu yıl. Diplomam vardı artık ve tek gereken ilk görev yerimi öğrenmeyi beklemekti. Sonrasında Allah kerimdi.

Temmuz ayının sıcaklığında ailemin yanına dönme kararı almıştım. Ailemin yanına gidecektim geçici bir süre için. İşe başladıktan sonra kendim için küçük bir eve ayarlayarak ayrılacaktım yanlarından. Tabi bunun için annem ve babamı ikna etmem gerekirdi. Yıllardır yoktun, diyerek yanlarında tutmak isteyeceklerdi. Bundan adım kadar emindim.

"Mihra," diye bana seslenildiğinde arkamı dönerek kollarını açıp yaklaşan Mehmet ağabeyimi gördüm. Birkaç adım ile yanıma vardığında sıkıca sarılarak başımı öptü. "Biricik'im benim, nasıl özlemişim seni."

Gülümsedim özlem ile. Ağabeyimi gerçekten özlemiştim. Kendisi göreve gidip geldiği için pek yanıma uğrayamazdı. Yedi yıl içerisinde sadece iki kez görüşebilmiştik. Şimdi ise sanki son görüşmemizmiş gibi sıkı sarılıyordu. "Abim benim, çok özlemişim ben de." Diyebilmiştim. Başım göğsüne yaslı olduğundan sesim boğuk çıkmıştı. Hafifçe geri çekilip yüzümü avuçları arasına alıp öptü tekrar.

Elimde tuttuğum valizi alıp tekerlekli olanı bana bırakmıştı. Ben sol tarafından kolu altında duruyorken heyecan ile yürümeye başladı. Kolu altında ona eşlik ederken tekrar başımı öptü. "Vallahi zor geçti seneler. Diyordum bu kız doktor olup gelse de bana baksa." Diyerek arabaya yaklaşana kadar başladı neler yaptığını. En son geçen sene görüşmüştük ve sonrasında sınırda göreve gitmişti. 8 ay boyunca dönmemiş dönse de bir hafta bile geçmeden tekrar çağırılmıştı. Bizde kavuşmayı bu yaza bırakmıştık bu yüzden.

Arabaya yaklaştığımızda arabaya yaslanmış duran Miraç'ı gördüm. Başını elinde tuttuğu telefona doğru eğmiş, parmaklarını sabırsızca ekranda gezdiriyordu. Ağabeyim konuşmayı kesip elimdeki valizi de alarak bagaja ilerledi. Ben ise kol çantamı tutup Miraç'ın karşısında dikildim. Başını ağır ağır kaldırarak bana baktı. Gözlerimiz kesiştiğinde yüzünden bir poyraz esmiş gibi titremişti gözleri. Telefonunu indirip cebine bırakıp titrek bir tebessüm verdi. "Şehrine hoş geldin Mihra," dedi hoşluk içerisinde ve elini uzattı. Bende aynı şekilde tebessüm ederek elini tuttum. "Hoş buldum Miraç."

Selamlaştık nasılsa diye düşünüp elimi çekecektim fakat Miraç bırakmamıştı. Kaşlarım istemsizce kalkarken elimin üzerini okşadı. Bakışlarında ne yaptığını bilmez bir hal vardı. Bir manzarayı izler gibi yüzüme bakıyordu. "Elimi alabilir miyim artık?" dedim ne yaptığının farkına varması için. İrkilir gibi olup aceleyle çekti elini. "Daldım," diyerek kendini içi boş bir şekilde açıkladı. Başımı sallayarak ağabeyime döndüm.

Pabucumun AğabeyiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin