hitoshi ve (y/n)'nin bir mesajlaşma uygulaması aracılığıyla tanışıp konuşmayı ilerletmeleri ve bu sırada bazı olayların yaşanmasıyla gelişen bir hikaye.
- Y/N esaslı hayran kurgu
- Texting/ Düz yazı
- Cringe ögeler içermektedir
- Yazarın ilk kitab...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"ELİMDEKİ ŞİŞE SENİN GÖTÜNE GİRSİN!" elindeki şişeyi sallayarak denki'nin üzerine yürüyen sero'yu durdurmak için kahkaha atarak ayağa kalktın. yaklaşık yarım saattir sero'yu sakinleştirmeye çalışıyordunuz çünkü denki 'yanlışlıkla' sero'nun oynamak için getirdiği oyun konsolunu kırmıştı ve yüzsüzce kırık konsolu sero'ya götürüp onu kırdığını söylemişti.
"BIRAK BENİ (Y/N) ŞU PİÇİN GÖTÜNE ŞİŞE SOKAYIM DA GÖRSÜN GÜNÜNÜ!" kıkırdayarak sero'nun omuzlarını tuttun.
"aman sero sakin olsana artık! sen de onun konsolunu kırarsın olur biter." mina kahkahalarını durdurmaya çalışırken başını salladı.
"karıcığıma katılıyorum sero."
"o senin karın değil..." bir köşede sessizce oturup mırıldanan shinsou'ya baktın. denkilere geldiğinizden beri pek konuşmamıştı ve somurtarak önüne bakıyordu. sero'yu tutmaktan vazgeçip shinsou'nun yanına oturacakken sero telaşla sana seslendi.
"(y/n) tutmayacak mısın? bak saldırırım denki'ye..." omzunun üzerinden sero'ya bakıp sırıttın.
"jirou sevgili denki'sine zarar gelmesine izin vermez ki." sero ve mina bir anda duraksayıp sana bakarken jirou utanmış gibi gözlerini kaçırmıştı ve denki ise merakla sana bakmaya başlamıştı.
"ne demek istedin (y/n)?" omuz silktin ve elini boşver dercesine salladın. düşüncesizce konuşmuştun ve şimdi az da olsa pişmandın.
"yok bir şey," diye mırıldandın ve shinsou'nun yanına oturdun.
"bence sen gerizekalısın." uzun süredir sessiz duran shinsou'nun birden sana gerizekalı demesiyle oturduğun yerde sıçradın ve dehşetle açılmış gözlerle ona baktın.
"ne? inkar etmiyorum ama neden öyle düşünüyorsun?" shinsou gözlerini devirip şimdiden konuşmaya başlamış olan denki ve jirou ikisilisine baktı.
"denki ile yakınsınız değil mi?" umursamaz görünmeye çalışarak omuz silktin. şu an istediğin en son şey shinsou'nun senin denki'yi sevdiğini anlamasıydı.
"3 yıldır tanışıyoruz sanırım yakınız. buradaki herkesle 3 yıldır tanışıyoruz gerçi." diye mırıldandın yavaşça. shinsou derin bir nefes alıp sırtını koltuğa dayadı ve bir kolunu koltuğun tepesine uzattı.
"denki'yi altı yaşımdan beri tanıyorum," meraklı bakışlarını ona çevirdin. "her zaman çok hareketli ve şakacı bir çocuktu. arkadaş grubunun en sevileni oydu, herkes onun yanında olmak için can atardı ama o bunu fark edemezdi," başını sana çevirdi ve bir şeyleri anlamanı istercesine gözlerini kısarak sözüne devam etti.
"denki iyi bir insan ama iş başka insanların duygularına gelince gerçekten berbat oluyor. altı yaşındayken bile öyleydi. onu seven insanları fark etmez ve fark ettiğinde onlardan kaçar. denki başkalarının duygularını anlamaktan korkan birisi." gözlerini kaçırdın ve iç çektin. bunu az çok biliyordun aslında ama shinsou'dan duymak canını acıtmıştı.
"ee, neden bunu anlattın?" diye sordun sanki denki'den hoşlanan sen değilmişsin gibi. shinsou iç çekerek omuz silkti.
"hiç, sadece söylüyorum. belki arkadaşına tavsiye vermek istersin" çenesiyle birlikte gülüşen jirou ve denki ikilisini gösterdi. "o kız denki'den epey hoşlanıyor gibi," keskin bakışları sana çevrildi. "bu işin sonunda kalbi paramparça olan o kız olur."
sabahin korunde okuyan olur mu acaba
taslakta son bi bolum kaldi... onu da yayimlayinca bitecek hazirda bekleyen bolumler...
