hitoshi ve (y/n)'nin bir mesajlaşma uygulaması aracılığıyla tanışıp konuşmayı ilerletmeleri ve bu sırada bazı olayların yaşanmasıyla gelişen bir hikaye.
- Y/N esaslı hayran kurgu
- Texting/ Düz yazı
- Cringe ögeler içermektedir
- Yazarın ilk kitab...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
shinsou pov;
genç adam elindeki telefonla yaklaşık üç dakikadır bakışıyordu. (y/n)'ye kendi numarasından mesaj atması gerekiyordu çünkü onu bir buluşmaya davet edecekti ama o kadar gergindi ki... uzun parmaklarıyla tuttuğu telefonu hafifçe sıkıp yatağına koydu ve dirseklerini dizine yaslayarak kafasını avuç içlerinin arasına aldı. neden bu kadar geriliyordu? hatta korkuyordu...
ya kabul etmezse? diye düşündü kendi kendine. gözlerini sıkıca kapattı. korkmanın anlamı yoktu, şimdi (y/n)'ye yazma zamanıydı. onunla aslında bir buçuk ay hatta belki daha uzun süredir konuşuyorlardı ama yüz yüze tanışalı on yedi gün olmuştu. (y/n)'nin denki'yi sevdiğini elbette anlamıştı ve o gün denkilere gittiklerinde onu gerçekten üzen bir şeylerin olduğunu da anlamıştı ama onun üzülmesini istemiyordu.
genç adamın tek amacı kızın o meleğimsi gülümsemesinin yeniden dudaklarına konmasıydı. evet, karar vermişti şimdi (y/n)'ye mesaj atacaktı!
shinsou & (y/n) private chat
me: merhaba..
(y/n): oh selam! bir sorun mu var?
me: hayır yok sadece bir şey söylemek istiyorum
(y/n): peki? dinliyorum
me: sen ve ben- bir dakika kulağa yanlış geldi
(y/n): :D sorun değil shinsou devam et
me: biraz üzgün gibiydin yani üç gün önce seni neyin üzdüğünü anlatmanı istemiyorum ama... daha iyi hissetmeni sağlamak için ne yapmamız gerekiyor?
genç adam gerginlikle telefonu kapattı ve odanın en uzak köşesine koydu. neden öyle yazmıştı? ya (y/n) kabul etmezse? ya kendisini yanlış anlarsa? shinsou gergince kükredi ve saçlarını hafifçe çekiştirdi. onu kendine getiren şey telefondan gelen ufak bir bildirim sesi olmuştu. shinsou derin bir nefes alarak telefonu yeniden eline aldı ve soğukkanlı olmaya çalışarak yatağının ucuna oturdu.
(y/n): oh gerçekten çok düşüncelisin... üç gün önce olan şey hakkında endişelenmene gerek yok ve bir şey yapmana da gerek yok
me: yine de... belki buluşmak istersin diye düşündüm
(y/n): hmm o zaman yarın buluşmaya ne dersin? saat 14.00'da buluşuruz ben sana konumu atarım uygun mu??
me: elbette uygun yarın görüşürüz
shinsou dudaklarında rahat bir gülümsemeyle genç kızın ona attığı konuma baktı ve telefonu kapatıp kendisini yatağa attı. neden bu kadar hafif ve huzurla hissetmeye başlamıştı? (y/n) onu reddetmedi diye mi? (y/n) onunla buluşmak istedi diye mi?
shinsou hafif bir kıkırtı bıraktı. kalbi heyecanla atıyordu ve bir an önce yarının gelmesini istiyordu. kalbine ilk defa uğrayan bu duyguyu derinlemesine keşfetmek istiyordu.
