𝒕𝒘𝒆𝒏𝒕𝒚 𝒕𝒘𝒐

1.2K 154 125
                                    

(timeskip// bir hafta sonra)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(timeskip// bir hafta sonra)

"(Y/N)? YİRMİ DAKİKADIR HAZIRLANMANI BEKLİYORUM." shinsou kollarının arasındaki kedinin tüylerini yavaşça okşarken saçlarıyla uğraşan sana seslendi.

"beş dakika daha bekle!" diye seslendin banyodan ve dudaklarında beliren gülümsemeyle saçlarını topladın. shinsou ile çıkmaya başlayalı bir hafta olmuştu ve bugün bir buluşmaya çıkacaktınız. bu bir hafta içerisinde denki ve jirou ile aranızı iyice düzeltmiştiniz ve sen zamanının çoğunu shinsou ile geçirmeye başlamıştın.

bugün ise ilk defa baş başa gittiğiniz kedili parka gidecektiniz.

"hazırım!" diye şakıdın banyodan çıkarken. salonda senin evine gelirken sokakta bulduğu kediyle oynayan sevgiline baktın. shinsou'yu gülerek kediye sarılırken görünce gülümsedin.

shinsou'nun gülümsemesi gerçekten paha biçilemezdi.

"hm? hanginizi seveceğime karar veremedim." diye mırıldandı shinsou yavaşça seni süzerken. "ikiniz de birbirinizden sevimli duruyorsunuz." kızaran yanaklarını yok sayarak shinsou'nun omzuna ufak bir yumruk geçirdin.

"biraz daha böyle konuşursan güzel suratını dağıtacağım."

"hm? demek suratımın güzel olduğunu kabul ediyorsun ha?" sırıtarak parmak uçlarını kendi boynunda gezdirdi. "beni ilk gördüğünde yapacağın ilk şeyin boynuma saldırmak olacağını düşünmüşümdür aslında hep."

"tch... neden boynuna saldırayım?"

shinsou sırıtarak sana doğru eğildi ve dudaklarını hafifçe yanağına değdirdi, "şu mesajlaşmaları hatırlatmamı ister misin (y/n)?"

gözlerini dehşetle araladın ve shinsou'yu ittirdin. "hangi insan kız arkadaşını böyle alçakça tehdit eder?!" shinsou gülerek kediyi bir kenara bıraktı ve cebinden çıkardığı mendille ellerini sildi.

"tehdit etmiyorum kedicik. her neyse, gidelim mi?" gülümseyerek başını salladın.

"hadi gidelim!"

••

gözüne vuran güneşten kaçınmak adına başını shinsou'nun omzuna yasladın. shinsou omzuna yaslanmış seni görünce hafifçe gülümsedi ve kucağındaki kediyi nazikçe bırakarak kollarını beline sardı.

"güneş rahatsız mı ediyor?" diye mırıldandı tek eliyle saçlarını okşarken.

"hıhı." duraksadın. "shinsou..."

shinsou merakla sana baktı. ne diyeceğini merak etmişti.

"bir sorun mu var?" kendi kendine sırıttın.

"şey, şu köprücük kemiğine bir kez dokunsam-" shinsou cümleni büyük bir kahkahayla kestiğinde kaşlarını çatıp başını onun omzundan çektin.

"ne gülüyorsun? bir haftadır içimde kaldı." shinsou yeniden güldü ve hafifçe yanağını sıktı.

"küçük sapık seni... bu seferlik izin veriyorum." derken üzerindeki ceketi çıkarmıştı. elini tam shinsou'nun boynuna doğru uzatacaktın ki duraksadın.

erm... bu çok garipti?

"of garip hissettim. öylece dokunamam shinsou!" shinsou kıkırdadı.

"yanakların kızarıyor." shinsou yutkunarak sana baktı ve yanaklarını iki avucunun arasına aldı. yüzleriniz yakın duruyordu. "kahretsin (y/n)... şu an ne kadar öpülesi olduğunun farkında mısın?"

gözlerin şaşkınca açıldı. ne demen gerektiğini bilmiyordun ve eh, shinsou'nun öpücüğünü istiyordun bu yüzden itiraz etmedin.

shinsou başını biraz daha sana doğru yaklaştırdığında nefesini tuttun. birisiyle ilk defa böylesine yakın duruyordun ve bu birisi öylesine bir insan değildi.

shinsou idi.

"bana bir keresinde ismimi söyleyeceğim ilk kişinin sen olacağını söylemiştin... hatırladın mı?" gözlerini kırpıştırdın. şimdi sana ismini mi söylemeyi düşünüyordu? kendini değerli hissetmiştin.

"belki saçma gelebilir ama isimlere değer veririm (y/n). isimler ve insanlar arasında bir bağlantı olduğunu düşünürüm ve o bağlantının ikimiz arasında kurulduğunu hissediyorum." shinsou artık fısıldayarak konuşmaya başlamıştı. kalbinin her geçen saniye daha da hızlandığını net bir şekilde hissedebiliyordun.

shinsou'nun parmakları yanaklarını okşadı ve yumuşak dudaklarını senin dudaklarına bastırmadan önce mırıldandı:

"ben, hitoshi shinsou ve seni seviyorum (y/n)."






nasil bi opusme sahnesi bekliyordunuz bilmiyorum ama opusmeyi ayrintili anlatsaydim pek bi duygusalligi kalmazdi bence

ve niye bilmiyorum ama bolum biraz sacma geldi lol

ama onemli olan sizin begenmeniz

☑ Good NightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin