Nasıl heyecanlıyım anlatamam.
Keyifli okumaalaarrr:))
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
_ _ _
Elimde tuttuğum kutu ben yürüdükçe ağırlaşıyordu sanki. Parmaklarımın kutuyu tutmaktan uyuştuğunu hissettim. Ayağımdaki topuklu ayakkabılar da ayağıma yeterince işkence ediyordu. Sonunda evimin olduğu biraz ıssız olan sokağa girdiğim. Hava karardığı için etrafta nerdeyse kimse yoktu. Heyecanlandım. Belki son kez geçiyordum bu yoldan. Ayağımın altındaki bu yola son kez basıyordum. İzmir'in havasını son kez içime çekiyordum.
Kim bilir? Belki yine gelirim bu güzel şehire.
Hava çok sıcak olmasa da tüm gün İzmir'i turladığım için terlemiştim. Üzerimdeki gömleğin vücuduma yapıştığını hissedebiliyorum.
Her zaman ekmek aldığım küçük bakkalın yanından geçerken Hüseyin amcanın kepenkleri indirdiğini gördüm beni görünce - muhtemelen topuklu ayakkabılarımın sesini duydu- dönüp arkasına baktı.
"Berna kızım nasılsın?" Diye sordu yüzünden hiç eksik olmayan o gülümsemeyle.
"İyiyim Hüseyin amca sen nasılsın?" Diye sordum ben de ona tebessüm ederek. Ben bu mahalleye ilk taşındığım zaman Hüseyin amca bana çok yardım etmişti. O zamanlar oldukça küçüktüm.
"Ben de iyiyim, aldın mı biletini?" Diye sordu. Onunla genelde bu saatlerde karşılaştığımız için ayak üstü sohbet ederdik. Ona Ankara'dan gelen iş teklifinden bahsettiğim zaman çok mutlu olmuştu.
"Henüz hangi gün gideceğime karar veremedim. Bu şehirden ayrılmak zor olacak." Dedim hüzünle. İzmir'im, beni büyüten şehrim.
"Olsun kızım ya ne güzel iş bulmuşsun." Dedi sevecen bir şekilde.
"Öyle tabi ama bu şehirin yeri bende ayrı." Dedim Hüseyin amcanın bakkalına bakarken.
"Her zaman gelirsin kızım. Üzülme sen." Dedi buruk bir şekilde gülümseyerek. Elini kel olan kafasına götürdü ve ovuşturdu.
"Seni de mutlaka ziyarete geleceğim. İlk taşındığım zaman bana çok yardımın dokunmuştu." Dedim ve yanına doğru yürümeye başladım. Elimde tuttuğum kutuyu köşede duran Hüseyin amcanın ve mahalledeki diğer esnafların genelde oturup çay içtiğini küçük ahşap masaya bıraktım.
"Tabi gel kızım çok mutlu olurum." Dedi ikimiz de giderek hüzünlendik.
Hüseyin amcanın yanına gittim ve ellerimi iki yana açıp ona sıkıca sarıldım. Benden biraz kısa olduğu için eğilmek zorunda kaldım. Tabi boyumun uzun olmasında ayağımdaki topukluların da katkısı var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK
Teen FictionBundan tam 7 yıl önce dağılan bir arkadaşlık düşün. Hiç biriyle bir daha konuşmadın, görüşmedin ve hiç bir haber alamadın. Peki tam 7 yıl sonra sana bir not gelse sadece o arkadaşların bildiği grup ismi o Notta yazsa. Onların birinin sana not gönd...