"Anlaşmanın canı cehenneme, beni mi deniyordun sen?"
Chanyeol bir süre oturduğu yerden beni izlemişti. Bu biraz rahatsız ediciydi. Bir şey söylemiyor yüzünde tuhaf bir ifadeyle bana bakıyordu. Onun bana bakmasından tanışmamızdan bu yana hep rahatsız olmuştum fakat bugün onun bakışlarından değil, bakışlarının üzerimde bıraktığı etkiden rahatsız olmuştum. Bu pek iyiye işaret değildi. Hissettiklerim normal olmayan şeylerdi. Bunun olmaması gerekirdi. Olmaması için elimden geleni yapmam gerekirdi. Ayakta olmamı avantaj olarak kullanıp ona yukardan bakmaya devam ettim.
"Neden öyle bakıyorsun?"
Kaşlarını kaldırdı. "Nasıl bakıyorum?" işaret parmağımla onu gösterdim. "Sanki yüzümde bir şey varmış gibi." Onun ısrarcı bakışlarından kendimi kurtarmaya çalışarak başımı yere eğmiş ve lacivert halıya biraz daha bakmıştım.
"Ah" dedi ne dediğimi şimdi anlamış gibi bir hali vardı. "Evet, yüzündekine bakıyordum."
Ellerimi yüzüme koyup bir süre yokladım. "Ne varmış yüzümde?" ona ters bir bakış attığımda gülmüştü.
"Artık yok, endişe etme." Elimle yokladığım sırada fark etmeden almış olmalıydım belki de emin değildim. Sırf benimle eğlenmek için bile dalga geçmiş olabilirdi. Benim huysuz bir şekilde yerime geri oturmam onu daha çok güldürmüştü.
"Sence de son zamanlarda biraz fazla gülmüyor musun?"
"Öyle mi?" uzanıp elindeki kupayı camın kenarına bıraktı. Sonra kalkıp kitaplığına yöneldi. Eline bir kitap alıp onu ilk defa görüyormuş gibi incelerken bana yan bir bakış atarak konuşmuştu. "Farkında değilim. Bu seni rahatsız mı ediyor?"
Beklemediğim bu soru karşısında bir an ne diyeceğimi bilememiştim. Beni köşeye sıkıştırmış gibi bir histi. Vereceğim cevap aramızda var olabilecek iletişimi olumlu veya olumsuz yönde etkiler miydi?
Chanyeol'ün gülmesi beni rahatsız ediyor muydu? Bunun hakkında hiç düşünmemiştim sanırım düşünülecek bir konu da değildi. Eğer rahatsız ediyor olsaydı bunu bilirdim. O gülerken bunu anlayabilirdim fakat onun samimi olan gülüşleri aslında iyi hissettiriyordu ve gamzesi ona yakışıyordu. Chanyeol daha çok gülmeliydi.
"Hayır, sana yakışıyor."
Tek nefeste verdiğim cevabımdan sonra Chanyeol aniden arkasına dönüp bana bakmıştı. Gözlerimiz benim isteğim dışında birleştiğinde bedenim yine gerilmişti. Sinirli değildim. Öfke yüzünden gerilmemiştim. Bakışlarındaki bir şey tüm bedenimi ve zihnimi alt üst etmişti. Büyük gözlerinde küçük bir kıvılcım gördüğüme yemin edebilirdim. Heyecanlı, yerinde duramayan yaramaz bir çocuk gibi, gözlerinde bazense saçlarının uçlarında neşeyle sekiyordu.
Bakışlarımı ondan hızla çekip sahte bir öksürük bıraktım aramızda gidip gelen garip havaya. Sonra da mutfağa yöneldim. "Bir süre daha gelmeyecek gibiler, yiyecek bir şeylerin var mı?"
Chanyeol'ün yanından biraz olsun uzaklaşmak adına kendimi mutfağa attım. Bunu neden yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Oysa aç filan da değildim. Herhangi bir şey yiyebilecekmiş gibi de hissetmiyordum zaten. Zaman geçtikçe gerginliğim artıyor kendimi sakin tutamıyordum. Midem bulanıyor kendimi kusacak gibi hissetmeme neden oluyordu. Bunun dünyaya gitmemizle alakası var mıydı bilmiyordum zira Chanyeol yeterince aklımı karıştırıyordu.
Önceden ona karşı sürekli sinirli olmam gerektiğini, yüzünün, varlığının bile sinirlerimi bozduğunu, bozması gerektiğini düşünüp kendimi sürekli buna şartlardım fakat Kyungsoo ile yaptığımız konuşmadan sonra biraz da olsa böyle bir çabayı bırakınca verdiğim tepkiler çok daha rahatsız ediciydi. Farkında olmadan ona sahiden bağlanmış olabilir miydim? Bazen, çok nadir olan bir şey olsa bile, bazen yanında rahat hissettiğim hiç olmadı mı? Beni böyle kendimi sorgulatacak kadar etkilemiş olması mümkün değildi. Tek yapmam gereken ona sinirlenmeye devam etmekti. Ona sinirlenmeye devam edebilir miydim? Şimdilik saçma bir şeyler yapmadan onunla vakit geçirmenin en kolay yoluydu, ona karşı hep bir öfke içerisinde olmak ama içimdeki öfkeyi neden artık ona yönlendiremiyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece kanatlarıma taşır alevini // Chanbaek
Fanfic"Olur da bir gün yok olursam, yıldız olup senin için kayacağım. Bulut olup huzur olarak yağacağım saçlarına. Olur da bir gün yok olursam bir parçamı göm kalbine, güzel bir çiçek olarak açacağım orada"