Debt Line // Jeon Jungkook

Bölüm 18² ꨄ Hafif bonus hikayesi

❕Bu bölümde Kook ve Bongcha ikilisine yer verilmemiştir lsnglöelvşeg

Size bonus bir bölüm hikayesiyle geldiim 🥂 daha erken yayınlamak istiyordum ama birkaç önemsiz sağlık sorunu yüzünden tüm hafta, her gün (ALLAH'IMIN HER GÜNÜ bak yine sinirlendim sşmvşsmvçdög) hastaneye gittim. Bu yüzden bir türlü tamamlayamadım.

Fakat okuduğunuzda göre, bölüm artık sizlerleee🍷 keyifli okumalar🍓

🎧 Lena - Satellite

Changhyun şezlongların hemen yanında oturduğu yerdeki kumları usulca avuçları arasına dolduruyor ve heyecanla anlattığı şeyler arasında tekrar sahilin ferah topraklarına kavuşmasını sağlıyordu.

Yanlarından dakikalar önce ayrılan ikili hakkında kısa bir süre düşünmüştü. Emindi ki o an yanındaki kızlar da bu konu halkında biraz düşünmüşlerdi. Jungkook uzun zamandır Changhyun'un arkadaşıydı. Ve Changhyun, Jungkook'u ilk defa bir kızın yanında diken üstünde görüyordu. O her daim rahattı, ağzına geleni ikinci bir defa düşünmeden söyleyiverirdi. Kafesinde çalışan ve bir süre önce sempati duyduğu kıza, Sunmi'ye karşı bile bu denli düşünceli bir tavır sergilediği hatırlamıyordu. Belki de ona karşı da Bongcha'ya davrandığı gibi davransaydı şuan boş gezenin boş kalfası gibi sap olmak yerine ciddi düşündüğü bir kız arkadaşı olabilirdi diye düşündü.

"Sonra da görüldü attım işte. Yani öyle şeylerle pek işim olmaz benim."

"24 defa her bir storysine ateş emojisi atıp erinmeden hepsinin altına Google'dan aratıp yazdığın ergence laflardan sonra sana atılan görüldüye karşılık görüldü attın yani."

"Tam olarak o kadar kabaca anlatıp kendimi ezik bir abaza gibi göstermemiştim ama sanırım evet, aynen öyle. Yine de beni hor görmeyin kızlar, sonuç olarak ben Dwayne Johnson gibi efsane bir isim için önemli birisiyim."

Dami ve Nara birbirlerinden habersiz oynadığı tüm filmleri hayranlıkla izledikleri adamın ismini Changhyun'un ağzından duymalarıyla birbirlerine bakmış ve bir anlık heyecana kapılmışlardı.

"Ne? Ne demek istiyorsun?"

"Evet, evet, karşınızda benim gibi güçlü ve hayranlık uyandıran birini gördüğünüz için sevinmelisiniz. Onur duyulacak bir şey bence bu. Sonuçta ben onun... tam 200 milyonuncu takipçisiyim."

Sahili bir sessizlik kapladı. Changhyun kızlardan böyle bir tepki beklememişti. Daha çok "200 milyon mu? Vay canına, demek o sayıda yakalayabildin." demelerini falan beklemişti.

Ne Dami'nin ne de Nara'nın boş boş ona bakıp birden ayaklanacağını düşünmemişti.

"Hey, nereye?"

"Kaybettiğin beynini bulmak adına sana yardımcı olmaya karar verdik. Nara sen cankurtaran kulübesinin etrafına bak, bende geldiğimiz yola bir göz atacağım."

Changhyun kendisi için heyecan verici olan bu şeye onların bu şekilde tepki vermesiyle şaşırmıştı. Dwyane Johnson'dan söz ediyordu, 200 milyonuncu takipçi şerefinden.

"Hey, hey, hey tamam. Gitmeyin, en azından Jungkook ve Bongcha gelene dek burada kalmalıyız değil mi?"

O an Nara ve Dami arasında ufak bir bakışma geçmişti. Bu konu hakkında verecekleri cevap önemliydi. Changhyun'la aynı ortamda bulunmak hınzır bir virüse yakalanıp sarayı usulca içten fethetmeye benziyordu. Beyin hücreleri hasar görebilirdi...

Ufak bakışmaları sonunda tekrar dönme kararı aldılar. Fakat o sırada bir şey oldu.

"Hey, şu da neyin nesi?"