Helloo🍓 nasılsınız bakalım, iyi olduğunuzu umut ediyorum. Açıkçası ben şu ara gereksiz bir mutluluğun içindeyim dlencşwmmf
Ama bir konuya değinmek istiyorum. Bunu birkaç gün önce bir arkadaşım fark etti ve bana söyledi. Okunma ve oy sayıları arasında o denli büyük bir fark var ki dlcldömvödöc ben bu tarz şeyleri (yorum hariç onlar beni mutlu ediyor) asla umursayan birisi değilim. Fakat kafaya takmayan biri olarak bile buna takıldım. Okuyan hiç kimse mı oy atmıyor eöcmöemcösmd sadece bunu dile getirmek istemiştim
Keyifli okumalar diliyorumm 🍡
🎧 Weathers - Happy pills
Talihsizlikler, bir denizin hırçın gelgitleri misali bazı anlarda insanları bulurdu. Çoğu zaman geçmişe bakıp güldüğümüz anılarda yaşar, bazı zamanlar ise korkunun, endişenin veya belirsiz birkaç duygunun esir aldığı o gözlerin tanık olacağı incilerde belirirdi.
Jungkook bir anlığına koruma içgüdüsüyle dolup taştı. Bongcha'nın sandalyesini bırakmazken onu arkasına almış ve alnında beliren damarla adamın öfkesinden Bongcha'yı korumak adına kendi bedenini kullanmıştı.
"Bırak adamı." Jungkook tısladı. Bongcha'nın o hareketiyle adamın dikkatini çekmişlerdi, bu iyiydi çünkü tam o sırada duvara yasladığı adam sendeleyerek yerden kalkmış ve bir koşu ara sokakta duran yanlarındaki kafenin içine girmişti.
"Lanet- siz çocuklar ne yaptığınızı sanıyorsunuz?!"
Tok bir ses aradaki sokağı kapladı. Korkutucu derecede kalın ve sertti. Japonya'nın ünlü Yakuza çetelerinden birine ait olduğunu düşündürdü başta. O an, Jungkook'un tabiriyle pis gangster yanından hızla kaçan adamı elinden kaçırmıştı. Jungkook buna içten içe sevinse de artık yeni hedefin kendileri olduğunu bildiğinden mutlu olamamıştı.
Bongcha olmasaydı her şey daha kolay olabilirdi. Adam hırsını alırken, Jungkook da ölümüne dayak yer ve olay tatlıya bağlanırdı. Fakat Bongcha varken bu onun için biraz erkekliğe sığmaz olurdu. Sonuçta Bongcha'nın, kendisine ait olan ve etrafta kulak tırmalayarak yankılanan abi yapma abi nidalarını duymasını istemezdi.
"Sen o adamı sahipsiz mi sandın lan?"
"Jungkook ne diyorsun?"
"Pardon Bongcha, heyecan yaptım. Kusura bakma, bu başka bir replikti değil mi?" Bongcha o an ortam böyle olmasa gülerdim diye geçirdi içinden. Jungkook her zamanki gibi tuhaftı. Ayrıca Bongcha'nın önünde durup onu korumaya çalışması da cabasıydı.
"Kaçıncı yüzyıldayız da gözün gördüğü, kulağın duyduğu yerlerde kapkaççılık yapıyorsun sen? Günah değil mi adama? Ne istiyorsun, para mı?"
Bongcha Jungkook da dahil karşısındaki adamı bile şaşırtacak derecede özgüvenle bağırıyordu. Böyle şeylere asla tahammül edemezdi. Zorbalık bu dünyada belki de en nefret ettiği şeylerden biriydi.
Derin bir nefes aldı ve ellerini tekerleğe götürerek sandalyesini ilerletmeye çalıştı. Jungkook'un sandalyenin yanından sağ koluna geçişini ve Bongcha diye fısıldayışını fark etti.
"Siz yanlış anladınız küçük hanım."
"Küçük hanım mı?" Jungkook ufak bir kıkırtı bıraktı geceye. "Sence de öyle, sende fark ettin değil mi? Özellikle sinirlenince aşırı bir minik gözüküyor."
Bongcha o an Jungkook'un ortamın ciddiliğinden bihaber olduğunu düşündü. Nasıl bu tip bir gangsterin yanında saçmalayabilirdi?
Bongcha bunları düşünürken, Jungkook bir anlığına sendeledi. Karşısındaki kızıla dönen gözler onu ürkütmüştü. Güçlü bir gücün esiri oldu o an, ona dikilmiş bakan gözler Jungkook'u adeta içine çekiyordu. O an fark etti. Başları cidden beladaydı. Gözleri ikisi üzerinde gezindi. Haşin ve korkutucu bakışlara maruz kalan o iki kişi de istemsizce titredi. Ortam bir anlığına ölüm sessizliğine büründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Debt Line // Jeon Jungkook
Teen FictionTekerlekli sandalyesiyle hayatını sürdüren Bongcha, hayata yeni bir sayfa açmak için teyzesinin yanına taşınır. Fakat orada, durmadan tatlılığını gözüne sokan bir Jungkook'la tanışmayı ve bu tatlı Jungkook'un kendi hayatında birtakım değişikliklere...