—𝙀𝙄𝙂𝙃𝙏—
"Dinle. Beni istediğin kadar öldür, ama Yūji vücudunu geri alana kadar bu dünyadan ayrılmayacağım."
Yine de içimde bir şeyler bana ben ölsem bile Yūji'nin Sukuna'yla güvende olacağını söyledi.
Ve
Ve
Ve
Ve bir kez daha yolumdan saptım.
Tanrım, neden tüm bu sorular, güvensizlikler ve sorunlar şimdi ortaya çıkıyor?
Ve...
Neden ailem bu kadar can sıkıcı olmak zorunda? Artık etrafımda olmamalarına rağmen hayatımı alt üst etmeye devam ediyorlar. Bu yüzden sorular zihnimden süzülmeye devam ettikçe, Sukuna beni defalarca öldürmeye devam etti, ama lanetli enerjim uzadığı sürece, beni gerçekten öldürmeyecek. Yine de, eğer enerjim biterse, işte o zaman büyük ihtimalle kafam vücudumdan kopacak.
Ölüm.
Yaşadığım her ölüm hızlı olmasına rağmen, acı artıyormuş gibiydi. Boğuluyordum.
Ve nihayet, artık kontrolü kaybettim ve zihnim bulanıklaştı. Belime bir kolun dolandığını hissettim.
"Şimdiden gidiyor musun?"
Sesi sadistçe geliyordu. Eğleniyordu. Çok eğleniyordu. Bundan nefret ettim.
"Ugh, evet? Demek istediğim, zaten beni dinlemeyeceksin, öyleyse neden sormaya zahmet ettin? Ayrıca, acı sıkıcı, bundan nefret ediyorum ve duş almak istiyorum."
"Ah? Arkadaşından çoktan vazgeçtin," diye sordu. Arkadaş kelimesi beni olması gerekenden biraz daha fazla rahatsız ediyor gibiydi. Tüylerimi diken diken ediyor gibiydi. Bu yüzden, tutuşu gevşediğinde koluna vurup kendimi ondan uzaklaştırdım.
"Hayır, sadece farklı bir yol bulacağım."
"Başka ne yolu olabilir ki? İşe yaramaz bir kadın olduğunu söyledin."
"Pfft, kadın?! Efendim, ben bir Gucci el çantası tasarımcısıyım, sarhoş pisliklerin kafalarına vurmak için çantalar yapıyorum."
"Bir ne-"
"Demek istediğim! Bu hiçbir yere varmıyor."
Kahretsin, aklından ayrıldığımda, umarım ikimizi de öldürmez. "Uyan."
Ve o bir şey söylediği sırada, her şey tamamen durmuştu. Dünya dönüyor gibiydi.
Dizlerim bükülmeye başladı. Yere düştüğümde, çok fazla lanetli enerji kullandığım gerçeği aklıma geldi. Ama tam Sukuna bana vurmaya başladığında, başka birinin beni tuttuğunu ve tam zamanında beni çektiğini hissettim.
Kaşlarımı çattım.
En iyi arkadaşımı bile kurtaramadığım halde insanlar neden beni kurtarmaya devam ediyor?
Yani lütfen.
Sadece-
"Vay be! Çok uzun zaman oldu, değil mi
Y/n-chan," dedi çok tanıdık bir ses beni arkasına çekerken. Ben iç çekerken bana döndü.Gojo Satoru.
Annemle babamın delicesine nefret ettikleri tek kişi.
"K-kesinlikle o kadar oldu."
Doğru hatırlıyorsam...ailem onunla karşılaştıklarında onu asla alt edemezlerdi. Üçü arasında her zaman o daha güçlüydü.
Gerçi, bu umrumda değil.
Ailemin daha güçlü bir büyücü tarafından dövülmesini izlemek her zaman eğlenceliydi.
"Her neyse, Gojo-san...bence bu laneti benim yerime halletmelisin-"
"Evet, sen biraz zayıfsın, Y/n."
Bu duruma sırıtan Sukuna'ya başımı çevirdiğimde kafamda bir tik işareti belirdi. Bunu daha fazla insanı öldürmek için bir fırsat olarak görüyordu.
"Zaten bildiğim bir şeyi söylemene gerek yok" diye mırıldandım kendi kendime.
Gözlerim tekrar Sukuna'ya odaklandı.
Keşke gerçekten yararlı bir şeyler yapabilseydim.
—𝘽𝙊̈𝙇𝙐̈𝙈 𝙎𝙊𝙉𝙐—
°Hii ben geldim, bu bölümü çevirirken biraz zorlandım çünkü türkçe karşılığı biraz saçma duran bir sürü kelime vardı, umarım anlaşılır bir şekilde çevirmişimdir°Çeviri ve yazım hatam varsa kıçıma tekme atabilirsiniz😩
°Love you, bye♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙎𝙬𝙚𝙚𝙩 𝘼𝙙𝙙𝙞𝙘𝙩𝙞𝙤𝙣 [R.Sukuna]
Fanfic────────── °𝐖𝐚𝐬 𝐢𝐭 𝐭𝐡𝐞 𝐭𝐚𝐬𝐭𝐞 𝐨𝐟 𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧° °𝐟𝐥𝐞𝐬𝐡, 𝐨𝐫 𝐰𝐚𝐬 𝐢𝐭 𝐭𝐡𝐞 𝐭𝐚𝐬𝐭𝐞° °𝐨𝐟 𝐭𝐡𝐞 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐢𝐧𝐬𝐭𝐞𝐚𝐝?° ────────── ʙᴀşʟᴀɴɢıᴄ̧: 𝟭𝟲𝟬𝟰𝟮𝟭 °Çeviridir °Writer: @fancyprinter °Translater: @kiri-s...