—𝙏𝙀𝙉—
Kendimi kaçırılmışken buldum.
Saklandığım yatağın üstünde otururken, tanıdık olmayam odaya bakmaktan kendimi alamadım. Şimdi, kabul ediyorum, hızlı ve zeki biri olmayabilirim, ama Tokyo Jujutsu Lisesi'nde olduğumu zaten biliyorum. Başka bir deyişle, beni kaçıranın kim olduğuna dair zaten iyi bir fikrim var-
"Ah! Nihayet uyandın!"
İrkildiğim için bana seslenen kişiye karşı yumruğumu salladım.
"Vay be! Bana saldırmana gerek yok. Ayrıca, ikimiz de saldırının işe yaramayacağını biliyoruz."
Konuşan kişi yumruğumu çoktan eline almıştı. Bu bana bir kez daha ne kadar güçsüz olduğumu hatırlattı.
"Oh, kes şunu Gojo. Herneyse, Neden beni kaçırdın?"
Sadece sırıttı ve yatağımın yanındaki masanın yanında duran bir sandalyeyi çekti. Kollarını arkaya doğru uzatırken vücudunu gerdi. Yüzüne baktığımda, beni görüp göremediğini merak ettim. Demek istediğim, bir göz bağı takarken beni nasıl görebilirdi ki? Ona el hareketi çeksem beni fark etmez mi?
Belki de bunu denemeliyim.
Ona orta parmak çekmek kesinlikle beni daha iyi hissettirir-
"Eğer bana el hareketi çekeceksen, yerinde olsam iki kere düşünürdüm."
Boşversene.
"Her neyse ~! Buradasın çünkü çok zayıfsın ve seni eğitmenin harika bir fikir olacağını düşündüm! Tabii ki ilk yıl olarak."
Koltuğunda ileri geri sallanmaya başladığında fazlasıyla heyecanlı görünüyordu. Dudaklarında dans eden aptalca bir sırıtış vardı.
Bu piç bana hakaret etmekten gerçekten hoşlanıyor.
"İlgilenmiyorum."
"Ah, ne yazık! Sanırım Itadori seni terketmek zorunda kalacak-"
"Bekle. Okul onu idam etmeyecek mi?"
Beni yakaladı.
"Henüz değil. Sukuna'nın tüm parmaklarını almak için onu kullanmayı planlıyorlar ve sonra onu idam edecekler."
Yatağa düşerken dudaklarımı birbirine bastırdım. Ben bunların hiçbirinin olmasını istemedim. Özellikle ailemi tekrar görmek anlamına gelse bile, ama...Yūji'nin beni terketmesini gerçekten istemiyorum.
Bu beni bencil mi yapar?
Her zaman kenara itildim. Hatta hayatımın bir noktasında terk edildim.
Faydasız. Güçsüz. Bir hayır kurumu vakası.
Ben bunların hepsiyim.
Ve tabii ki Gojo bana bunları hatırlatmaktan hoşlanıyor.
"Pekii. Her neyse. Ama beni bir daha asla kaçıramazsın."
"Lanet olsun, daha sonra yolun aşağısında sürpriz bir doğum günü partisi için seni kaçırmak yok."
Gojo'yu bir kez daha yumruklama dürtüsüne direndim. Aslında, beni yere serip zayıflığıma güleceğini bildiğim için.
"Peki ne zaman başlayacağız öyleyse?"
Konuyu değiştirmek istedim, ama sadece Yūji'yi tekrar görmek istediğim için yaptım. Ortaya çıkabilecek diğer ilk yıllar beni hiç ilgilendirmeyecek. Aslında, onların varlıklarını bile tamamen görmezden geleceğim.
"Bugün başlıyoruz! Bu yüzden, bize katılacak dördüncü birinci yılımızı almak için hazırlansan iyi olur!"
Gözlerimi kırparken kaşım yine seğirdi .
"Çok teşekkürler! Şimdi tıpkı senin gibi her zaman geç kalan kişi olarak bilineceğim!"
Ona doğru firlattığım ayakkabıdan kolayca kaçarken sadece güldü, "ve gitmeden önce, müdürle görüşmene gerek yok. Seni hemen kabul etti ~! Bu çok hoş değil mi- "
Ona bir ayakkabı daha attım ve kapının hızla kapandığını duydum. Düşüncelerimle yalnız kalmıştım.
Bu okula neden hemen kabul edildiğime dair zaten iyi bir fikrim vardı.
Fakat!
Şimdilik, geç kalmamaya odaklanmalıyım! Ben, Yūji ve Fushiguro'nun ilk yıllardan üçü olduğumuzu zaten biliyorum, bu yüzden dördüncü kißinin kim olduğunu merak etmekten edemedim.
Umarım iyi biridir.
—𝘽𝙊̈𝙇𝙐̈𝙈 𝙎𝙊𝙉𝙐—°Hii nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir. Lgs'ye 2 hafta kadar bir süre kaldı, bu yüzden kitaplara çok fazla bölüm atamıyorum, sorry^^
°Çeviri veya yazım hatam varsa kusura bakmayın ve oy vermeyi lütfen ૮₍ ´• ˕ •' ₎ა
°Love you, bye♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙎𝙬𝙚𝙚𝙩 𝘼𝙙𝙙𝙞𝙘𝙩𝙞𝙤𝙣 [R.Sukuna]
Fiksi Penggemar────────── °𝐖𝐚𝐬 𝐢𝐭 𝐭𝐡𝐞 𝐭𝐚𝐬𝐭𝐞 𝐨𝐟 𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧° °𝐟𝐥𝐞𝐬𝐡, 𝐨𝐫 𝐰𝐚𝐬 𝐢𝐭 𝐭𝐡𝐞 𝐭𝐚𝐬𝐭𝐞° °𝐨𝐟 𝐭𝐡𝐞 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐢𝐧𝐬𝐭𝐞𝐚𝐝?° ────────── ʙᴀşʟᴀɴɢıᴄ̧: 𝟭𝟲𝟬𝟰𝟮𝟭 °Çeviridir °Writer: @fancyprinter °Translater: @kiri-s...