12.

3.8K 291 94
                                    

OY ve YORUM lütfen :')  ve Tanrı aşkına bölüm atlamayın. 

Çünkü hiçbir şey anlamayacaksınız zaten. Bir anlamı yok.

Güzelce okuyun✨💚

*********

"Yani demek istediğim-" 

"Serap söyleyeceğin şeyi açıkça söyler misin." dedim yanımda oturan Serap'a sabırsız bir şekilde.

"Yanlış anlamazsan daha önce hoşlandığın bir kız var mıydı?"

Bir süre düşünüp takıldığım bütün kızları aklıma getirmeye çalıştım.

"Hayır, sadece bir süre takılıyorum. Duygusal anlamda bir şey hissetmedim." 

 Bir süre bir şey düşünür gibi gözlerini sınıfta gezdirdi. Boğazını temizleyip tedirgin bir sesle "Yani daha önce hiçbir kızdan duygusal anlamda etkilenmediğini mi söylüyorsun?" dedi.

Kafamı aşağı yukarı salladım. Etkilenmemiştim herhalde.

"Peki fiziksel anlamda?" 

Sorduğu soruyla kaşlarımı çattım.

"Serap neden böyle şeyler soruyorsun?" 

"E-e haklısın kapatalım bu konuyu." dedi bakışlarını kaçırarak. Böyle tuhaf davranmasına bir anlam veremiyordum. Her seferinde ya beni geçiştiriyor ya da konuyu kapatıyordu.

"Peki, umuyorum ki bütün bu soruların kaynağını bir gün bana da açıklarsın." 

O sıra kulaklarıma dolan kurtarıcı zil sesiyle bu korkunç coğrafya dersi bittiği için şükrettim. Birkaç ders dışında derslerle aramın pek de iyi olduğu söylenemezdi. 

Çoğu zaman sınavlardan önce Cihan'a bizi çalıştırması için yapışırdık. O da fazla vicdanlı biri olduğu için dayanamaz söylene söylene bizi çalıştırırdı. Eğer başarılı bir duygu sömürüsü yapabildiysek sınavda birkaç soruyu bize göstermeye çalışırdı. Yani iyi kalpli oluşu onun başına fazlasıyla bela olmamızı kolaylaştırıyordu.

Büyük bir sevinçle karşıladığım teneffüs zilinin sesini bastıran Ela'nın sesiyle modum eksilere düşmüştü. Günlerdir hiç bıkmadan yaptığı aktivitelerden biri zil çalar çalmaz önümdeki sırada oturan Bulut'un yanına gelmekti. Yaptıklarını benim ve Serap'ın gözüne sokmak için yaptığı gayet açıktı. Başarılı da oluyordu. 

Ela sandığımdan katlarca daha sinsiydi. Özellikle Serap'ın olduğu yerlerde Bulut'a daha çok yapışıyordu. Fakat bu durumun Serap'tan daha çok beni rahatsız etmesi korkunç bir şeydi. Her seferinde umursamamam için kendimi tembihliyordum. Tabi bu karşımdaki manzarayla karşı karşıya gelene kadardı.  

Göz devirip bakışlarımı kantine inmek için beni bekleyen arkadaşlarıma çevirdim. 

"Serap, hadi gel." dedim koluna dokunup.

"Aras, arkadaşlarının rahatsız olup olmayacağını bilemeyiz. Ben gelmesem daha iyi olur."

"Söylediklerini duymamış gibi yapıyorum. Kalk." dedim ikna edici bir sesle. Israrıma karşı pes edip ayaklandı. Bulut'la gülerek konuşan Ela'ya ters bir bakış attı son kez.

"Dün neden öyle bir şey yaptın?" dedi kantine inen Selçukların peşinden giderken. Sorduğu soruyla ne cevap vereceğimi bilemedim. Dün Bulut'u herkesin içinde korumam biraz tuhaf karşılanmıştı. 

Dışarıdan bakıldığında da aramızın pek iyi olmadığı çok açık bir şekilde görülebiliyordu. Bu yüzden hiç kimse yaptığım şeye bir anlam verememişti. En az bir saat boyunca arkadaşlarımı bir anlık bir şey olduğuna ve yardım etmek için yaptığıma ikna etmeye çalışmıştım. 

EROS (b×b)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin