• { 8 } •

238 34 11
                                    

Sabahları duymaktan en nefret ettiğim şey Fei'nin beni çok uyuduğum için azarlaması değildi.

Kesinlikle Minho'nun aklına gelen her şeyle dalga geçmesiydi.

“Sana gay olduğunu fark ettiren kişi ben değildim, eminsin değil mi? Bak, gerçekten çekinmene gerek yok. Jisung'a söylemem.”

“Jisung yanında oturuyor.”

Koca bir kahkaha patlattı. “Sadece dalga geçiyordum.” Yanında oturan Jisung'a kollarını doladı. “Jisung da değil, değil mi? Beni paylaşabilirsiniz ama Jisung'ı paylaşmayı kabul edemem.”

“Minho, sırf bir film izledim diye gay olmadım.”

“Seni film kutusuna sarılmış uyurken bulduk.”

“Ve gay değilim.”

Minho omuz silkti. “Kimden hoşlandın ki daha önce? Nereden bileceksin yönelimini?”

Dediklerine aldırmayarak arkamı döndüm ve önümdeki çalılığı budamaya devam ettim. İstediği kadar konuşabilirdi. Ne dediğini umursamıyordum.

“Efendim- Yani şey, Hyunjin...”

Jisung'ın şaşkın hallerine gülümsedim ve, “Evet?” diye sordum. Hâlâ benden çekiniyor olması sevimliydi.

“Neden çalıları siz buduyorsunuz?”

“Bunlarla uğraşmak beni rahatlatıyor. En yakın arkadaşımın yıprattığı sinirlerimi tazelediğini hissediyorum.”

6. hissim bana Minho'nun bir kez daha işaret diliyle deli olduğumu dile getirdiğini söylüyordu. Arkama döndüğümde havadaki elini indirdi. Tekrar çiçeklerime döndüm.

“Pekâlâ, Hyunjin, ilgini bizden çektiğine göre gitme zamanımız gelmiş demektir.”

İstemesem de başımı salladım. Jisung'la baş başa zaman geçirmesi gerektiğini biliyordum, yine de bunu eskiden hafta sonlarının hiç aksatmadan benimle geçirdiği öğle saatlerinden çalarak yapmasını istemiyordum. En yakın arkadaşı bendim ve daha da önemlisi benim tek arkadaşım oydu. Eskiden bu konuya daha hassas yaklaşırdı ancak şimdi bu durumun tersine dönmesi beni biraz rahatsız ediyordu.

Büyük bir sorun olmadığı için dile getirmedim ve biraz sonra kalkıp gidişlerini izledim. Keşke kafama takmadan da durabilseydim. Garip bir şekilde bu konu gün içinde aklımda dolaşmaya devam etmişti ve öyle bir hale gelmişti ki akşam yemeği yemek istemeyip erkenden uyumaya karar vermiştim. Fei keyifsiz olduğumu fark ettiyse bile bana hiçbir şey dememişti.

Bir türlü uyuyamıyordum. Neredeyse bir buçuk saat sonra kalktığımda sarayın tamamına bir sessizlik hakimdi. Parmak uçlarıma basa basa Fei'nin odasına geldiğimde onun da uyuduğunu görmüştüm.

Toparlandım ve yarım saat daha oyalandıktan sonra saraydan ayrıldım. Yürüyerek yolu uzatmayı ve kafa dağıtmayı çok istiyordum ancak bir süredir rastlaşmamış olsak bile beni rahatsız eden Su Perileri vardı ve dışarıya Cherry olmadan çıkma fikri beni korkutuyordu.

Göle geldiğimde gülümseyen Seungmin karşıladı beni. “Bu gece geleceğini hissetmiştim.” Keyifle konuştuğunda daha şimdiden iyi hissetmeye başlamıştım.

“Çok mutlu görünüyorsun.”

“Sana bir teklifim var.” Kaşlarımı havaya kaldırıp soru sorarcasına yüzüne baktığımda beklememi ister gibi ellerini kaldırdı. “Önce ben sorayım, sen iyi misin? Düne bakılırsa şu an suratın sirke satıyor.”

Ellerimi önemsiz dercesine salladım. “Tipik arkadaş sorunları. Minho'nun bir sevgilisi var ve sanırım onunla benden daha fazla zaman geçirmesi fikrine alışamıyorum.”

Wolf In Sheep's Clothing ;; HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin