***
Furkan o görkemli ağaca doğru koştu. Heryerine baktı ama anahtar falan bulamamıştı. Çok yorulmuştu ağacın dibine yorgun bir şekilde çömeldi.Sıçtık...
Biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı. Üzerini sirkelerken ,kafasını hafif yukarı kaldırdığında ağaçta bir şey olduğunu fark etti. Bu bir düğmeydi. "Anahtar değil ama başka bir şey buldum galiba " diye mırıldandı. O masmavi gözleri altın bulmuş gibi parlıyordu adeta.
Parmağını uzattı ve düğmeye ,gözlerini kapatarak bastı. Büyük bir şey olmasını bekliyordu ki. Bir süre bir şey olmadığını farkedince gözlerini açtı ve etrafına baktı.
Çalışmıyor mu bu be ?
Düğmeye tekrar bastı. Hızlı bir şekilde birdaha ve birdaha. Sinirlerine yine hakim olamayıp ,düğmeye yumruk attı ,fakat düğmeye bir şey olmamıştı ama elini acıdan sallamaya ve olduğu yerde zıplamaya başladı.
Allah kahretsin ya.
Biraz düşündükten sonra ;
Kıracam evet kıracam o kapıyı. Sıçmışım anahtarına.
Kapıya doğru gider. Evet hadi bakalım diyerek kapıya dokunur. Dokununca kapının zaten açık olduğunu görür. Ama hala o düğmenin kapıyı açtığını anlamamıştı ki etrafına bakındı durdu. Bir yandanda kapının ardında olanları çok merak ediyordu. Kalbi küt küt çarpsada oraya girecekti. Öyle de yaptı. İlk adımını içeri attı biraz ilerledi gözlerine inanamıyordu.
Ben bir bok olduğunu biliyordum. Ne bok yiyorsunuz siz Alisa.
İleri gider tek yatık vaziyette ve açık duran tabuta yaklaşır. İçinin boş olduğunu görünce biraz rahatlamıştır.
Bir tabuta göre fazla rahat.
Diğer tabutları dik bir şekilde görünce tabutların etrafında gezinmeye başladı.
Sizde mi boşsunuz acaba ?
Bir tabuta yaklaşır biraz kararsız bir şekilde. Tabutu iyice inceler. Açmaya çalışır ama o kadar da kolay değildi.
*
Aman Allahım her şey yolundaydı. BETON gayet sakin ve sessizdi. Hiç bir sorun görünmüyordu.O harika görüntüsünün yanı sıra , içerisinde her şey düşünülmüştü. Hava üretme pervaneleri sayesinde çok rahat etmişlerdi. Onlara 200 yıl yetecek kadar oksijene sahiptiler ve istedikleri zaman dünyaya inebileceklerdi. BETON'un yakıt deposu full doludu ,onlara sadece iniş ve çıkış sırasında lazımdı bu yakıt. Uzayda BETON'u sabitlemek üzere üretilmişti. Yer çekimi olmadığı için böyle bir dertleri de yoktu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP 300
Science FictionEtraflarına baktıklarında muazzam bir teknolojik ortamla karşılaştılar , bulundukları yer çok büyük bir yerde ,etrafı arşı aşacak yükseklikte kalın duvarlarla kaplıydı. Gökyüzüne baktıklarında muazzam derecede radyasyon akımını gözle görebiliyorla...